Hesabım
    You're Not Alone
    Ortalama puan
    3,0
    1 Puanlama
    You're Not Alone hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.066 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    14 Şubat 2022 tarihinde eklendi
    Senaryosunu Andrew Wong’un yazdığı ve yönetmen koltuğunda Eduardo Rodriguez’in oturduğu “You're Not Alone / Unwanted”:

    IMDB’deki “kendi sınırlı ezberlerinin” dışına çıkılmasından hoşlanmayan malum kitlece verilen 3,7/10 luk ortalama üzerine izleme listemize aldığımız bir film oldu…

    Hep de öyle yapıyoruz ya zaten…

    Peki, bu kez yanıldık mı?

    Ne gezer…

    Aksine, “gizemli korku ve gerilim” türünün “iflah olmaz” hayranlarından biri olarak, “bunun devamı da gelebilir” dedirten son sahnedeki “ters köşe şok final” üzerine, bu puanları vermenin yanı sıra (özellikle de bir tanesindeki “predictable ending / tahmin edilebilir son” başlığını görünce) yorumları da filmleri izlemeden yazdıklarını düşünmeye başladık…

    Tamam biliyoruz, bu gruba dâhil olanların büyükçe bir kısmının, izleyicisini de kendisi ile birlikte düşünmeye zorlayan sinemacıların filmlerinden pek hoşlanmadıklarını…

    İyi de bu filmde, öyle bir durumda yok…

    Zira tahmini asla mümkün olmayan “final” ve yaşanan olayların “failinin kimliği” dışında neredeyse her şey, amiyane tabirle “kabak” gibi ortada…

    Hadi gelin isterseniz şimdi de, “haunted house / hayaletli ev” konseptine uygun olarak başlayıp birden bire kanlı bir “slasher”a dönüşen filmin hikâyesi ile karakterlerine biraz daha yakından bakalım…

    “Spoiler” oluşturmaması adına, hangi nedenle ayrı yaşadığını söyleyemeyeceğimiz kocası Patrick’in (Patrick Hamilton) ani ölümünün ardından Emma (Katia Winter), kayınvalidesi Lilith’in (Marceline Hugot) tüm itirazlarına karşın, mahkeme kararıyla yedi yaşındaki küçük kızı Isla’nın (Ashley E. Jones) velayetini alır…

    Avukat (Martin Barabas) hâkimin bu kararını, Isla’nın babaannesi Lilith’in de kabul etmesi gerektiğini büyük bir özenle vurgular ilk bölümde…

    Bu kısma ilave edebileceğimiz tek husus, Emma’nın bileğindeki belirgin “intihar kesiği izi” ve bununla alakalı flashbackler olacak…

    Neyse biz kaldığımız yerden devam edelim…

    İyimser bir gözle, geleceğe umutla bakmakta olan, en azından böyle isteyen Emma ve Isla, Patrick’ten kendilerine miras kalan koskocaman evde, beraberce yepyeni bir başlangıç yapabileceklerini düşünmektedirler…

    Bu ruh hali ile evlerine girer girmez Isla, merdivenlerden çıkarak üst kattaki odasına doğru heyecanla koşuştururken Emma’da, kapının yanındaki alarmı devre dışı bırakmaktadır…

    Ama o da ne?

    Aynı alarm, gecenin bir yarısı kendiliğinden devreye girerek acı acı ötmeye başlamasın ve alarmı yeniden kapattıktan sonra oldukça tedirgin olan Emma, mutfaktan aldığı bir bıçak ile evi kolaçan etmesin mi?

    Tabii tek bulabildiği ve o an için hiçbir anlam da veremediği şey, açık unuttuğunu zannettiği bir pencerenin önündeki kuş cesedi olur…

    Sabah kapı çalar ve ilk önce Emma’nın kız kardeşi Ashley (Emmy James) ardından da Emma’ya fena halde askıntı olan Mark (Zach Avery) karakterleriyle tanışırız…

    Emma, Ashley ve Isla, hava almak için evin dışına çıktıklarında Isla, pencerede belli belirsiz bir karaltının “siluetini” görür ve durumu annesine de anlatır…

    Artık her ikisi içinde doğru dürüst “uykular” haram olmaya başlamıştır…

    Hele de, duvardaki baba Patrick ve kızı Isla’nın fotoğraflarının bulunduğu resim çerçevesi sert bir biçimde kendiliğinden odanın ortasına düşünce…

    Her ne kadar Emma bunu, o an yaşanan gelip geçici bir “kâbus” olarak tanımlasa da, aslında durum çok daha vahimdir ve Isla bunun farkındadır…

    Zira bu küçük kıza göre evin içinde, kendileri dışında birde “lost ghost / kayıp hayalet” bulunmaktadır…

    Ertesi sabah Isla’yı okula bırakmak, kendisi de çalışmakta olduğu restorana gitmek üzere evden çıktığında Emma kapıda, cansız bir kuş bedenine daha rastlar…

    Yalnız Emma’ya göre burada bardağın dolu kısmı, karşı komşusu Bayan Willis’in (Lane Bradbury), ortalıktan kaybolan kedisi “Bay Nibbles”ı aramasıdır…

    Yani (hiçbir somut gerekçeye dayanmayan tahmininin doğru olmadığı daha sonra çok net olarak anlaşılsa da) kuşların katili bulunmuştur böylelikle…

    Henüz dakika 20…

    Emin olun “ağır ateşte pişen yemek” kıvamındaki kurgusu ve düşük olduğu her halinden belli olan bütçesine karşın yaratılan “klostrofobik atmosferi” ile filmin devamında yaşanacaklar, hayallerinizin çok da ötesine geçecek…

    Kapıların kendi kendine kapanmasından, eve kurulan kamera sistemi aracılığı ile Emma’nın telefonuna peş peşe gelen “hareket tespit edildi” uyarılarına ve aynı sistemin yapacağı arızalara kadar daha pek çok “gizem” sizleri bekliyor olacak…

    Yeter ki, bizim gibi türün meraklılarından olun oyuncularının da ellerinden geleni fazlasıyla yaptıkları bu filmde…

    Bitirmeden “You're Not Alone” da Rodriguez’in, “dini inanç sömürüsünü” esas olan korku filmleri ile çok fena kafa bulduğunu da belirtmiş olalım…

    Belki, yine klasik bir laf olacak ancak diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu son derece özgün satırlar, filme ilişkin aydınlatıcı tespitler toplamımız olsun…

    Sinema sanatına yaraşır; “emek ve bilgi verilerek” yazılmış bir başka kapsamlı yorumda yeniden buluşmak üzere kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz puan ve yazılan yorumlara aldırmadan “bir şans da siz verebilirsiniz” şeklinde olacak…

    Keyifli seyirler,

    Son bir not:
    Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 17 Kasım 2020 günü saat 00.59’de yazılarak paylaşılmıştır...
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top