Hesabım
    Barbaque
    Ortalama puan
    3,1
    3 Puanlama
    Barbaque hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    1 Eleştiri
    3
    0 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.050 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    2 Ağustos 2024 tarihinde eklendi
    Senaryosunu da, Vincent Solignac ile birlikte kaleme almasının yanı sıra başrol karakterlerinden Vincent Pascal'ı da canlandıran Fabrice Eboué'nin yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Barbaque / Some Like It Rare"; "kara mizah (dark comedy)" tarzda kurgulanılmış, son derece absürt bir korku komedi olarak geliyor karşımıza...

    ***

    Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçeyle çekilmiş olmasına karşın; yeterince sağlam bulduğumuz hikayesi ve oyuncu performanslarıyla, dikkatleri üzerinde toplayan bu Fransız filmine biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Müşterileri Bayan Coignard (Colette Sodoyez) için Vincent Pascal...

    Sipariş ettiği eti...

    Okşarcasına bir özenle hazırlar ve paketlerken...

    Onu nefretle süzen, kasap dükkanının kasasındaki karısı Sophie Pascal'da (Marina Foïs)...

    Parayı tahsil etmektedir...

    ***

    Müşteriyi gönderip...

    Kendi aralarındaki, günlük rutin çekişmeye girdikleri esnada...

    Dükkana baskın düzenleyen dört maskeli vegan...

    Döktükleri...

    Ellerindeki kırmızı boya ile Sophie'nin üstünü başını batırırken...

    Reyondaki bütün etleri de...

    Kullanılamaz hale getirir...

    ***

    Ve...

    O ana kadar olan bitene seyirci kalan Vincent...

    Sophie'nin, "Bir şey yapsana!" şeklindeki uyarısı üzerine dışarıya fırlayarak...

    Eylemcilerden birini yakalasa ve kafasındaki maskesini çıkararak, eşkâlini teşhis etse de...

    Yardımına gelen diğerleri onu...

    Pascal'ın elinden alır almaz...

    Hep birlikte kaçarak, oradan uzaklaşmayı başarırlar...

    ***

    Zaten iflas aşamasındaki Sophie ile Vincent açısından bu olay neredeyse...

    Bardağı taşıran son damla olmuş gibidir...

    Üstelik de bankaları...

    Kredi taleplerini geri çevirmişken...

    ***

    Bu durum karşısında...

    İki gözü iki çeşme vaziyetteki Sophie'nin...

    Bir eli yağda bir eli de balda olan arkadaşı Stéphanie Brachard (Virginie Hocq)...

    "İyi tarafından bak tatlım... Hayatını kasa başında geçiremezsin..." diyerek...

    Alaycı bir tavırla Sophie'ye...

    Bardağın dolu tarafını göstermeye çalışsa...

    ***

    Hatta...

    Sırtındaki işporta malı penye tişörtü...

    Kendi üzerindeki 400 Avroluk ipekli kıyafet ile kıyaslayarak...

    Canını daha da kötü acıtsa da...

    ***

    Hızını alamaz ve sıra...

    Mevcut üç kasap dükkanının her birinde, ayda iki ton et satan kocası Marc Brachard'a (Jean-François Cayrey) gelir...

    Ki o da...

    Geçtiğimiz ay, 100 bin Avro kazandığı bu dükkanlarına...

    Dördüncüsünü ekleme hazırlığında olup...

    ***

    Kendi mütevazi dükkanlarına, benzeri bir başka vegan baskınının düzenlenmesi halinde...

    Müdahale edebilmesi için Vincent'a, bir av silahı hediye ederken...

    ***

    Elbette bütün bunlar...

    300 bin Avroya Fas'ta ev sahiplenme hazırlığındaki...

    Stéphanie ile Marc görgüsüzlerinin, yüzme havuzlu villalarının bahçesinde verdikleri ve Sophie ile Vincent'ın davetli oldukları yemekte gerçekleşecektir...

    ***

    Ardından...

    Moralsiz bir biçimde...

    Brachard'lardan çıkıp evlerine doğru yol alırlar...

    Ve Sophie Vincent'a, kendisinden boşanmak arzusunda olduğunu belirtirken...

    ***

    Direksiyonun başındaki Vincent...

    Yanından geçtikleri bisikletlinin...

    Dükkanlarına saldıran veganlardan birisi (Alexis Pujol) olduğunu fark ederek...

    Ona haddini bildirmek isterken...

    Biraz aşırıya kaçıp...

    Çarparak ölmesine neden olacak...

    ***

    Ve...

    Aynı Vincent...

    Tam...

    Cebinden çıkarttığı telefonla polisi arayıp, bir kaza olduğunu bildirecekken de...

    Birden devreye giren Sophie...

    Charleroi Canisi olarak da tanınan ve sıradan bir belediye çalışanı olan Michel François'nın yolunu izlemeleri gerektiğini ifade eder...

    ***

    Ki bu François...

    Yaklaşık 10 yıl boyunca, öldürdüğü kurbanlarını parçalara ayırıp onları çöp torbalarıyla şehrin her yerine bırakıp; tüm Belçika halkının yüreğine korku salmıştır...

    ***

    İşte şimdi kendileri de...

    Aynı işlemi...

    Dükkanlarının kesimhane kısmında...

    Öldürdükleri saldırgana uygulayacaklar...

    Ve kazaen...

    Yere düşen bir parçayı anında midesine indiren köpekleri Chubster...

    Saldırganın etinin lezzetine adeta bayılarak Vincent'tan ikincisini de isteyecektir...

    ***

    Yalnız...

    Kesip parçalama sürecini tek başına yürüten Vincent...

    Planda bir değişikliğe gitmiş ve François'nın yöntemini izlemek yerine...

    Öldürdükleri adamı, ete çevirip tarihi geçmiş etlerin yanına koymayı tercih etmiş...

    ***

    Yetmemiş ondan...

    Devamlı müşterileri Bayan Coignard ile onun ısrarı sonrasında kendisi de deneyen Sophie'nin çok beğenecekleri...

    Menşei sorulduğunda da...

    Adını kimselere vermediği, Fransa'daki bir çiftlikte yetiştirilen...

    İran domuzu olduğunu söyleyeceği...

    Kocaman bir jambon da üretmiştir...

    ***

    Çok geçmez...

    Bu jambon ile İran domuzundan üretilen biftek, köfte ve kaburgaların ününü duyan müşteriler...

    Akın akın gelmeye ve kaç para talep edilirse edilsin...

    Satın almaya da başlamışlar...

    ***

    Ama nihayetinde...

    Bir adamın cesedinden elde edilen et kısa sürede tükenip biterken...

    Vegan avına çıkmaları ve dolaplarını onların etleriyle doldurmaları halinde...

    Dükkanlarını iflastan kurtarabileceklerinin ayırdına da varacaktır Pascal çifti...

    Dakika 22...

    ***

    Yeni nesil Sweeney Todd'a dönüşen Sophie ile Vincent'ın, birbirinden kanlı cinayetleriyle iç içe geçen yamyamlıklarının anlatıldığı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; kalp pilinin sadece kalp hastalarının değil, ziyadesiyle sağlıklı insanların hayatlarının kurtarılmasına da vesile olabileceğine tanıklık edecekleri...

    65 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    ***

    Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

    "Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

    Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

    25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top