Ünlülerden Geçilmeyen Komedi
Yazar: Ertan Tunç4 sene gibi pek de kısa sayılamayacak bir aradan sonra beyazperdeye gelen Zor Baba ve Dünür tam da olması gerektiği gibi bir devam filmi diyebilirim. Devam filminde ilk filmdeki kadro aynen korunmaya çalışılmış, hatta sinir bozucu klavye kullanımı ile belleklere kazınan havayolları görevlisinden, zengin ve yakışıklı Kevin Rawley karakterine kadar... Buna bir de yaşayan en büyük metod oyuncularından Dustin Hoffman ve Barbara Streisand eklenince gerisini siz düşünün.
Filmde, özellikle Dustin Hoffman canlandırdığı Bernie karakteri ile muhteşem bir performans sergiliyor ve açıkça De Niro'dan ve diğerlerinden hemen her sahnede rol çalıyor. Olur da kendinizi bir süre sonra sanki sadece Hoffman'ı seyrediyormuş gibi hissederseniz bunda bir sorun olmadığını söyleyebilirim. Öte yandan Zor Baba ve Dünür'de; oyunculuk bakımından hemen herkesin kendinden isteneni/bekleneni verdiği de bir gerçek.
Gelelim senaryoya. Ailelerin özellikleri ile besledikleri hayvanlar arasında kurulan ilişkinin filme bir şeyler kattığı açık. Liberal, her türlü fikre açık Focker ailesinin hemen her yerde cinsel ihtiyacını gidermeye çalışan kısacası istediğini istediği an yapmaya ve kısıtlanmamaya alıştırılmış ve bir nevi altmışların ortaları ile yetmişlerin başlarındaki gençlik eğilimlerini yansıtan disipline edilmemiş köpekleri ile daha kapalı daha muhafazakar Byrnes ailesinin son derece programlı, kontrollü ve çokça hırçın kedileri arasındaki çelişkinin alt-metne yerleştirilmiş olmasını son derece zekice bulduğumu söyleyebilirim. Kedinin şiddet dışavurumu ile köpeğin cinsel dışavurumu sayesinde aileler arası siyasi ve sosyal eğilim farklılıkların altı başarıyla çizilmiş.
Önceki bölümde de kullanılmış olan yan karakterlerin varlığı, Jack'in Greg'in kızkardeşi olduğunu söylediğini hatırlaması, "gözüm üzerinde" jesti veya ailenin güven zinciri kavramı ve CIA ya da Bernard'ın deyimiyle CLIA'nın hikayedeki işlevi, Jack'in abartılmış güvenlik alışkanlığı gibi ayrıntılar ile Zor Baba ve Dünür'ün ilk filmle ilişkileri güçlü bir hal almış. Durum böyle olunca da ilk filmi izlemiş olmanın karakterlerin davranışlarını anlamlandırmakta çok yararlı olduğu da ortaya çıkıyor ve işte bu noktada tam anlamıyla bir devam filmi olan Zor Baba ve Dünür'ü izlerken, ilk filmi seyredememiş olan izleyicilerin bazı sahnelere anlam veremeyeceklerini ve daha az güleceklerini tahmin etmek hiç de güç değil.
Yine de annesinin bir seks terapisti ve babasının otuz-otuz beş yıldır çalışmayan eski bir solcu olduğunu müstakbel kayın pederine ve kayın validesine söylemeyi her nasılsa unutuveren Greg'in yanlış anlamalar sonucu büyük bir felakete adım adım sürüklenişine gülmek için çok da fazla bir bilgiye ihtiyaç olmasa gerek. Her yaptığını bir şekilde -bu bölümde biraz da anne ve babası yüzünden- eline yüzüne bulaştıran Greg'in aileler arasında denge kurmaya çalışırken içine düştüğü içler acısı duruma ilaveten neredeyse bütünüyle farklı bakış açılarına sahip babalar arasında gün yüzüne çıkmaya başlayan gizli rekabet ve üstünlük kurma çabası da filmi eğlenceli kılmaya yetiyor.
Bu devam filminde her ne kadar belden aşağı esprilerin sıkça kullanılması izleyiciden fazla bir tepki almayacak gibi gözükse de, senaryonun bu esprileri ebeveynlerin olduğu kadar hayvanların ve Byrnes'ların torunu küçük Jack'in de etrafında döndürmesi biraz can sıkıcı bulunabilir. Bu ufak dezavantaj haricinde muhteşem bir kadroya ve fikir çatışmalarına, cinselliğe sıkça başvuran, 'screwball''u ve durum komedisini aynı potada eriten hayli eğlenceli bir senaryoya sahip olan Zor Baba ve Dünür'ü gülmek, eğlenmek ve çok da fazla kafa yormamak isteyen herkese tavsiye ederim. Sadece De Niro-Hoffman ikilisini bir kez daha izlemek için değil ayrıca Stiller ve Wilson'u da yan yana görebilmek için bile izlenmeye değer.