Açıkçası birazcık hayal kırıklığına uğramadım değim. ama ne o öyle, bütün basın bir olmuş Matrix’in devam filmlerini karalama kampanyası başlatmışlar sanki yuh yani. bence tek kelimeyle ’muhteşem’ bir film. kim ne derse desin. ben bu matrix’i de defalarca izleyeceğim, izlemektende bıkacağımı zannetmiyorum. Hayatımda en çok heycanlandığım an 2003 mayıs ayının bir günündeydi hangisi olduğunu hatırlamıyorum şimdi. o gün hey olduğu gibi ’Sinema’ dergisini almaya gidiyordum. daha doğrusu okula gidiyordum ama o heralde daha önemliydi. her neyse girdim dükkana telaşla dergilerin bulunduğu rafa baktım ve o anda başımdan aşağı kaynar sular döküldü. gördüğüm tabiki Sinema dergisi ve kapağında bulunan resim; Neo, Morpheus ve Trinity. hemen dergiyi aldım parasını verdim çıktım dışarı. o anda ben kendimden geçiyodum az daha, ayakta zor duruyordum, elim ayağım nasıl titriyor bir görseniz... Derginin posetini hunharca parçaladım ve hemen Reloaded’le ilgili sayfaları açtım. e tabi durmadım hemen okumaya başladım. okula gidene kadar bir kısmını okudum, yolda düşüp bayılıyordum nerdeyse. sonra okula gittim, dersmiş ne dersi be hey gidi. o gün benim için sadece matrix vardı. aynı sayfaları kaz kez okudum bilmiyorum. hala inanamıyordum matrix’in geri döndüğüne. kolay mı benim gibiler için 4 yıl beklemek. bi de şu üç buyutlu posterini asmışlar 1 sene önceden. ’Gösterim tarihi kaçmış 16 Mayıs 2003 aaaaaaaaa. daha 2002’deyiz. Nasıl dayanacam ben o zamana kadar. neyse eve gidim ilkini tekrar izlim. zaman bir türlü geçmek bilmiyordu. sonra sinemada bi film izliyorduk. toplu halde, arkadaşları falan yine zorla götürmüştüm. hangi film olduğunu hatırlamıyorum, ama heralde iyi reklamı yapılmış bi filmdi ki millet gelmiş benle sinemaya. film başlamadan önce bir fragman gösterilmeye başlandı. Aman Allah’ım! ben yerimden fırladım, arkadaşlar bana bakıyor. Lan durun diyorum, bi susun(herkes aaaa uuuu bağırıyor o sırada) Matrix Reloaded , Matrix Revolution... Fragmanda ne oldu ne bitti anlayamadan akıp gitti. 1 dakikadan biraz fazla sürmüştü. sahnelerin kimisi üç-beş kareyle geçti gitti önümüzden. ben ağzım açık izledim, kala kaldım öylece. sonra film başladı ama ben daldım gittim fragmana. gördüklerimi tekrar düşündüm, vay be yine dehşet bişey olacak herhalde dedim. bir de bu fragmanı izlemeden önce-reloaded’i öyle bir bekliyorum ki- rüyama kadar girdi; kendimi birden sinema salonunda buldum. bi de baktım relo.’yu izliyorum. ama inanamıyacağım bir şey... ben öylece kuzu kuzu oturmuş izliyorum filmi. Hiç bir duygu yok ne heyecan, ne eğlence... hiçbir şey hissetmiyorum. sabah oldu, kalktım, şöyle bi dudum Allah Allah ben nasıl izlerim bu filmi bu şekilde neyse dedim, geçtim. sabırsızlıktan çatlıyorum. okulda duvarlara, sıralara, kapılara, defterlere bulduğum her boş yere Matrix’le ilgili şeyler yazıyorum. 16 Mayıs’a gün sayıyorum her gün sırama yazıyorum; SON 58 GÜN, SON 57 GÜN, SON 56 GÜN....... SON 10 GÜN..... SON 5 GÜN ..... SON GÜN..... SON 5 SAAT.... SON 3 SAAT 22 DAKİKA SON 30 DAKİKA. 'Allahım çıldırıcam daha fazla dayanamıyorum. bir an önce şu filmi izlemek istiyorum.' aksi gibi o gün de Kimya Sınavımız var, yoksa okulu asıp ilk seasa gidecem ama ggidemiyorum. aaaa hayırrrr. derste düşünüyorum vay anasını ya millet gitmiş, izliyodur filmi ben hala burda oturuyorum lanet olsun. neyse çıktık okuldan gittik sinemaya 15 gün önceden aldığımız biletlerle. girdik sinemaya 8-10 kişiyiz, yer kavgası yapmaya başladık ve ben hemen en iyi yeri kaptım. zaten yer kavgası ta okuldayken başlamıştı. üstelik gittiğim kişilerin hiçbiri Matrix manyağı değildi. Salon karadı tabi biz bekliyoz bir kaç fragman vercek sonra filme başlıcaz. nerdeee tam 17 dakika sürdü fragmanlar, ne varsa gösterdiler anlıcanız. 17 dakika da bir filmden soğumak için yeterli bir süredir zaten. ve ben filmden biraz soğudum çünkü gına geldi. fragman izlemekten. dedim inşallah pat diye bi aksiyon sahnesiyle açılmaz. ama öyle oldu. bu duruma yine biraz daha üzüldüm ama relo.’daki en sevdiğim, beni çıldırtan sahne bu saniyeler içerisinde Trinity’nin bir ajanla kapıştıktan sonra pencereden atladığı sahne. o sahneyi gördüğümde gözlerim fal taşı gibi açıldı şok oldum inanılmaz bi sahneydi bayıldım. sonra filmi izlemeye devam ettik bazen topluca, solondaki herkesle beraber sıkıldık. çünkü otoban sahnesini bekliyorduk. bu sahneden o kadar çok bahsedildi ki-hatta Matrix Revisidet’i izleyenler bilir Joel Silver matrix 2 ve 3 hakkında bir tek otoban sahnesinden söz eder- bizim de o sahneyi belememiz doğal oldu. herhalde bombayı orada patlatacaklar. ki öyle oldu o da dehşet ötesi bi sahneydi. böylece film geçti gitti. tabi yine çok fazla birşey anlıyamadık filmden. üzerinde aylarca düşündük, devamıyla ilgili fikirler attık ortaya, sonra VCD DVD’si falan çıktı aldık tekrar tekrar izledik. analiz ettik. baktım filmin tadı şimdi daha bi çıkmaya başladı.ben rahatladım daha çok eğlendim, güldüm falan filan.tabi bu arada ilkini izlemeye devam da ettim.bi matrix bi reloadeded... sonra Revolution