Hesabım
    Kya'nın Şarkı Söylediği Yer
    Ortalama puan
    3,3
    15 Puanlama
    Kya'nın Şarkı Söylediği Yer hakkında görüşlerin ?

    4 Kullanıcı yorumları

    5
    0 Eleştiri
    4
    2 Eleştiri
    3
    2 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.065 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    14 Eylül 2022 tarihinde eklendi
    Senaryosunu, Delia Owens'ın aynı isimli "çok satan / bestselling" romanından (2018) isimli uyarlayarak Lucy Alibar'ın yazdığı ve yönetmen koltuğunda da Olivia Newman'ın oturduğu “Where the Crawdads Sing”; gizemini son anına kadar koruyan, romantik bir gerilim draması olarak geliyor karşımıza...

    Gelin isterseniz, çekimleri; 24 milyon dolarlık bir bütçeyle 30 Mart - 28 Haziran 2021 tarihleri arasında New Orleans ve Houma, Louisiana'da yapılarak, dünya çapındaki dağıtımı Sony Pictures'ça gerçekleştirilen ve brüt 122.3 milyon dolarlık bir hasılat rakamına da ulaşılmış olan bu Amerikan filmine biraz daha yakından bakalım...

    ***

    - Barkley Koyu, Kuzey Carolina / 30 Ekim 1969 -

    Benjie (Wyatt Parker) ve Steven (Payne Bosarge), bisikletleriyle bataklığın çevresinde dolaşırlarken; bölgenin popüler oyuncularından Chase Andrews'ın (Harris Dickinson) cesedine rastlar ve durumu, Şerif Jackson (Bill Kelly) ile yardımcısı Perdue'ye (Jayson Warner Smith) haber verirler...

    Adli tıp uzmanı Dr. Cone'a (Joe Chrest) göre bu ölüm; elde edilen ipuçlarının ışığında, kasıtlı bir cinayetin sonucu olarak kabul edilerek soruşturulmalıdır...

    ***

    Aynı günün akşamı...

    Tom Milton (David Strathairn) ile Şerif ve yardımcısının da, Dog Gone Restoranın barında hazır bulundukları bir ortamda:

    Sipariş ettiği yemek paketini, Sandy'den (Grace Hinson) teslim almakta olan Bayan Pansy (Sharon Landry); cinayeti işleyenin, kafasındaki birkaç tahtası eksik olan "Bataklık Kızı" olduğunu iddia etmektedir...

    ***

    Ertesi sabah...

    Bayan Pansy'nin ihbarını ciddiye alan Şerif ile yardımcısı, yöre ahalisince "Bataklık Kızı" olarak da tanınan Catherine "Kya" Danielle Clark'ın (Daisy Edgar-Jones) kapısına dayanırlar...

    Kya, başlangıçta kendilerine bir miktar direnç göstererek karşı koysa da, nihayetinde tutuklanarak; Şerif'in ofisinin zemin katındaki, sevimli bir kediyle paylaşacağı hapishane hücrelerinden birine kapatılır...

    Üstelik adli tıp tarafından cesedin üzerinde tespit edilen "kırmızı iplik" ile eşleşen bir kanıta da, Kya'nın evinde el konulmuştur...

    Yani şimdilik hemen her şey, Kya'nın aleyhineymiş gibi görünmektedir...

    ***

    Çok geçmez...

    Gönüllü olarak savunmasını üstlenmek isteyen emekli avukatlardan Tom Milton, Kya'nın ziyaretine gelir...

    Ancak ilk önce, Kya'yı yakından tanıması gerekmektedir...

    Böylelikle de Kya, kendi hayat hikayesini anlatmaya başlar...

    ***

    - 1953 -

    Küçük Kya (Jojo Regina), kendisi ile annesi (Ahna O'Reilly) ve kardeşlerine; fiziki zorbalık uygulayan alkolik babası Bay Clark ile (Garret Dillahunt) birlikte yaşamaktadır...

    Bu baskılara daha da fazla dayanamayan Kya'nın, yüzü gözü yara bere ve morluklar içindeki annesi, bir daha geri dönmemek üzere evini terk edecektir...

    Annelerinin yolunu, Kya'nın kendisinden büyük kardeşleri Murphy (Toby Nichols), Mandy (Adeleine Whittle), Missy (Emma Kathryn Coleman) ve Jodie'de (Will Bundon) izlerler...

    ***

    Neyse...

    Belli bir sürenin ardından babasıyla birlikte yaşamayı iyice öğrenmiş olan Kya, motorlu sandalıyla çıktığı bir bataklık gezisinde; kendisine oldukça nazik davranarak, içinden çıkılması zor bir labirenti andıran bataklığın tam da ortasında şaşkınlıkla çevresine bakınırken, kaybettiği evinin yolunu da gösteren küçük Tate Walker (Luke David Blumm) ile de tanışır...

    ***

    Fakat Kya'nın dünyasını asıl değiştiren husus, babasıyla yiyecek ve akaryakıt alışverişine gittikleri Bay Jumpin' (Sterling Macer Jr.) ile karısı Mabel'ın (Michael Hyatt) dükkanında; babası dışarıda sandalının motoruna yakıt doldururken, kendisinin Mabel ile baş başa kalarak konuşabilmesidir...

    Zira ayağında giyecek ayakkabısı ve üzerinde eteği bulunmayan Kya ondan, aynen öteki yaşıtları gibi okula gitmesi gerektiğini öğrenecektir...

    Yalnız eteği, evdeki eski kıyafetlerden bir biçimde ayarlayan Kya, en azından öğlen arasında dağıtılan sıcak yemekten yararlanmak amacıyla okula gitse de; kendisiyle alay eden çocuklar yüzünden, ilk günü tamamlayamadan okulu terk etmek zorunda kalır...

    ***

    Derken...

    Annesinden geldiği için sevinçten havalara uçtuğu bir mektubu, babası elinden kaparak cebinden çıkarttığı çakmak ile yaktığında; Kya'nın annesine ilişkin tüm mutlu gelecek hayalleri de, büsbütün suya düşmüş olur...

    Zaten mektup ile de yetinmeyen babası; annesinden kalmış olan evdeki tüm diğer eşyaları da birer birer yakacak ve günün birinde, o da çekip gidecektir...

    ***

    Artık Kya, tamamen yapayalnızdır ve yeme içme meselesi dahil hayata tutunabilmeyi kendi başına becermesi gerekecektir...

    Bunun için de, bataklıktan topladığı midyeleri satın alan Bay Jumpin' ile kendisine bir anne şefkatiyle yaklaşan karısı Mabel; Kya'ya, son derece yardımcı olacaklardır...

    ***

    Yeniden 30 Ekim 1969 günündeki dinamiklere dönüldüğünde...

    Kya'nın, "birinci dereceden" cinayet suçuyla sorumlu tutulduğu; Yargıç Sims'in (Dane Rhodes) yönetimindeki, yargılanma sürecine geçilecektir...

    Bu aşamada, avukatı Tom Milton Kya'ya; itirafçı olarak uzlaşmasını ve bu şekilde de, en fazla da altı yıl hapis yatıp kurtulmasını önermektedir...

    Çünkü suçlu bulunması halinde, savcının insafına bağlı olarak elektrikli sandalyeye gönderilerek idam edilmese bile müebbet hapis ile cezalandırılması neredeyse kaçınılmazdır...

    Ama avukatı Milton'a, suçlu olmadığını ve davanın nihayetinde de muhakkak aklanacağını ifade eden Kya, uzlaşma tavsiyesi işine kesinlikle yanaşmaz...

    Dakika 31...

    Geride sizleri:

    Daisy Edgar-Jones'un Kya karakterindeki performansının yanı sıra Kanadalı besteci Mychael Danna'nın kulakların pasını silen müziklerinin de damgasını vurduğu, ters köşe sürprizleri de bünyesinde barındıran; nefeslerinizi tutarak izleyeceğinizi umduğumuz, 94 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    Keyifli seyirler,
    Mert H
    Mert H

    Takipçi 1.340 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    14 Eylül 2022 tarihinde eklendi
    Farklı ve ilginç bir film. Temposunun düşüklüğüne rağmen kendini izletmeyi başarıyor. İzlemeseniz bir şey kaybetmeyeceğiniz fakat boş vaktinizi değerlendirmek için izleyebileceğiniz bir film. Ortalama.
    İlker Koçak
    İlker Koçak

    5 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    8 Eylül 2022 tarihinde eklendi
    Aldı götürdü, senaryosu, çekimleri, müzikleri, iç sesi, dış sesi, aldı götürdü beni, öyle kolay dönemeyeceğim bir yere de bıraktı beni. Bazen filmlerin finalini iyi yapmaya çalışırlar, vasat gidişatı düzeltmek ya da filmi daha yükseğe taşımak için. Bu filmde buna gerek yok, final için bir resim ve bir cümle yeterde artar bile.
    elveda uzuntepe
    elveda uzuntepe

    2 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    22 Ekim 2024 tarihinde eklendi
    Son derece ilgi çekici bir film.Uzun zamandır konusu ve olay örgüsü bu kadar farklı işleyen bir film izlememiştim.Ancak filmin konusunun harcandığını düşünüyorum mini dizi şeklinde çekilseydi bazı olaylarla ilgili daha fazla detay verilseydi çok daha güzel olurdu.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top