Bay Harrigan'ın Telefonu eleştirileri

Senaryosunu da, Stephen King'in aynı isimli kısa hikayesinden (2020) uyarlayarak yazan John Lee Hancock'un yönetmen koltuğunda oturduğu "Mr. Harrigan's Phone"; farklı konusuyla, kategorinin meraklısı sinemaseverlerin ilgi odağı haline gelebilen bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza...

Gelin isterseniz; oldukça düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan ve @StephenKing'in de bizzat kendi twitter hesabı aracılığıyla 20 Ekim 2022 tarihinde, "Müthiş! (Terrific!)" olarak nitelendirdiği Blumhouse Productions yapımı bu Netflix filmine biraz daha yakından bakalım...


***

"Tanrılar bizi, dualarımızı kabul ederek cezalandırır" der Oscar Wilde; Craig'in (Jaeden Martell), "Belki de okumuş olmalıydım" dediği ama okumadığı bir kitabında...

***

- 2003 -

İlk ve orta derece sınıflarından oluşan altı dersliğe sahip bir okul ile bakkal benzeri bir marketi de bünyesinde barındıran Harlow, oldukça küçük bir kasabadır...

Craig'in babasının (Joe Tippett) favori restoranı "Mondello's"un bulunduğu komşu kasaba Gates Falls, Harlow'dan oldukça büyüktür...

Ki çalıştığı işyerinde babası, her ayın elemanı seçildiğinde; ailecek gidilerek yemek yenilen bir mekandır da burası...

Ancak Craig'in annesinin (Chelsea Kurtz) hayatını yitirmesinin ardından bu aktivite giderek azalmaya başlamıştır...

Harlow'daki Castle Lake ve Ledges'a gelince oralarda; bir New England klasiği olarak, çamlar sarp kayalıklarla buluşmaktadır...

***

Bütün bu ayrıntıları kendisinden öğrendiğimiz Craig; büyük ödüllü kazıkazan biletinden, Kenny Yankovich (Cyrus Arnold) rezaletinden ve herkesin ölümünden önce Bay Harrigan (Donald Sutherland) için çalışmaya nasıl başladığını anlatır...

***

Şöyle ki, kilise de tesadüfen karşılaşan ortaokul son sınıf öğrencisi Craig (Colin O'Brien) ile Maine'in en varlıklı insanı seksenli yaşlarındaki John Harrigan'ın tanışmaları; Rahip Mooney'in (Frank Ridley) İncillerden ufak bir pasaj okuması için Craig'i, kürsüye davet ettiği bir Pazar ayininde gerçekleşmiştir...

Gözleri iyi görmeyen Bay Harrigan, kendisine kitap okuyacak birini aramaktaydı...

Ve...

Etrafta daha büyük ve daha iyi okuyucu çocuklar bulunuyor olmasına karşın Bay Harrigan, her nedense Craig'i tercih etmişti...

Bu aslında Bay Harrigan'ın; kasvetli evinden kaçmak amacıyla fırsat kollayan bir çocuğun, saatte beş dolara hayır diyemeyeceğini bildiği için miydi?

Yoksa Bay Harrigan'ın, bambaşka planları mı vardı?

***

İlk gün...

Bahçesinde, Pete'in (Thomas Francis Murphy) çalışmakta olduğu malikanenin kapısında Craig'i; yardımcı kadın Edna Grogan (Peggy J. Scott) karşılayarak, Bay Harrigan'ın odasına yönlendirir...

Okuyacağı kitap, D. H. Lawrence'ın "(Lady Chatterley's Lover) Lady Chatterley'in Sevgilisi" (1928) isimli romanıdır...

Sırada, Charles Dickens'ın "(Dombey and Son) Dombey ve Oğlu" da (1848) bulunmaktadır...

***

Bu arada Craig'in; annesinin ölümüne kendisinin sebep olduğunu, en azından bu ölümü engelleyebilecek olduğunu düşündüğü bilgisine de ulaşıyoruz...

***

Malikanedeki, kapalı tutulan kapının ardındaki odanın içindekileri merak eden Craig'in; kendisine içinde korkunç sırların yer aldığını söyleyen Bay Harrigan'a okuyacağı kısa hikaye, Joseph Conrad'ın "(Heart of Darkness) Karanlığın Kalbi"dir (1899)...

***

Craig'in internette yaptığı araştırmaya göre:

Zalim ve bencil olarak bilinen John Harrigan, çevresindekilerce pek sevilmemektedir... Hiç evlenmeyen ve çocuğu da bulunmayan Bay Harrigan'ın; hayatta olan akrabaları varsa bile, onlarla herhangi bir bağlantısı yoktur...

***

- 2008 -

Horace McCoy'un "(They Shoot Horses, Don't They?) Atları da Vururlar"ı (1935), yeni günün romanıdır ve Bay Harrigan'a haftada üç gün kitap okuyan Craig beş yaş daha büyümüştür...

***

Kasabalarında lise bulunmayan Harlow'lu çocuklar lise öğrenimi için; okulun servis otobüsüyle, Gates Falls'a gitmektedirler...

Bu okula yeni başlayan Harlow'lu Craig, Margie (Alexa Niziak) ve Billy'e (Bennett Saltzman); önceki yıllarda yeterince deneyim kazanmış olan U-Both lakaplı Mike (Conor William Wright), bir miktar para karşılığında rehberlik yapacaktır...

Ki bu U-Boat, aynı zamanda Billy'nin ağabeyidir de...

***

Okulda Craig'in dikkatini çeken iki şey olur:

Biri, herkesin elindeki cep telefonları...

Diğeriyse, kendisini elinden; öğretmenlerden Bayan Hart'ın kurtardığı zorba öğrenci Kenny Yankovich...

O yüzden de, eve varır varmaz Craig babasından bir cep telefonu ister...

Ama kabul görmeyecektir, biraz lüks kaçan bu talep o günlerde...

***

Upton Sinclair'in "(The Jungle) Chicago Mezbahaları" (1905); Craig seslice okurken, Bay Harrigan'ın dinlediği yeni romandır...

***

Craig'e yılda dört kez tebrik kartı göndermeyi alışkanlık haline getirmiş olan Bay Harrigan, kendisine Noel kutlaması için gönderdiği kartın zarfının içine; Craig'in üç bin dolar ikramiye kazanacağı, bir kazıkazan bileti de eklemiştir...

Babası da Noel hediyesi olarak oğluna, bir İPhone telefon satın almış olup; Craig bu telefonla ilk konuşmasını, hem bilet için teşekkür edip hem de Noel'ini kutlayacağı Bay Harrigan ile yapar...

Craig aynı zamanda artık, başta Regina (Thalia Torio) olmak üzere okulun kantinindeki diğer İPhone'lu öğrenciler ile de takılmaya başlamıştır...

***

Derken...

Günlerden bir gün Bay Harrigan Craig'e, "Sporla uğraşmak, kulüplere gitmek yahut da kızlarla takılmak yerine neden kitap okumak için gelmeye devam ettiği" sorusunu yöneltir...

Elbette Craig, sohbetinden hoşlandığı Bay Harrigan'ın malikanesine; kendini zorunlu hissettiği için değil de isteyerek gelmektedir...

***

Kazıkazandan çıkan paranın bir kısmıyla bir İPhone alan Craig onu, Bay Harrigan'a hediye olarak götürür...

Finans piyasalarıyla yakından ilgilenen Bay Harrigan, başlangıçta bu cep telefonunu kabul etmek istemese de; piyasalardaki rakamlara, eş zamanlı olarak ulaşılabildiğini gördüğü an fikrini değiştiriverir...

Birkaç haftaya, tamamen kişiselleştirdikleri telefonuna Craig sayesinde iyice ısınan Bay Harrigan; "(pirateking) korsan kral" lakabını da kullanmaya başlamıştır...

Öyle ki, Tammy Wynette'in seslendirdiği "Stand By Your Man" (1980) ünlü country şarkısı, birbirlerinden gelen aramaların zil sesi de olmuştur...

***

Fyodor Dostoyevski'nin "(Преступление и наказание / Crime and Punishment) Suç ve Ceza" sı (1866), Craig'in yeni okuma kitabıdır; fakat telefonu elinden bırakamayan Bay Harrigan, bir türlü dikkatini Craig'e verememektedir...

Giderek sağlığı da bozulmakta olan Bay Harrigan aynı gün Craig'den, hayatta karşılaşacağı zorluklar ile düşmanlarını derhal bertaraf edeceğine dair bir söz alır...

***

Bir sonraki ziyaretinde Craig; elinde telefon, koltuğunda yana savrulmuş vaziyette oturmakta olan Bay Harrigan'ın cansız bedeniyle karşılaşır...

Günlerden Salı olduğu için de evde, yardımcı çalışanlardan kimse de mevcut değildir...

Şaşkınlık içindeki Craig, babasını arayarak ondan yardım ister...

Oğluna, evin dışına çıkmasını söyleyen babası, bir ambulans yönlendireceğini söylese de Craig; kurulduğu kendi koltuğunda, Charles Dickens'ın "(A Tale of Two Cities) İki Şehrin Hikayesi"ni (1859) okumaya başlar...

***

Fazlasıyla üzülmüş olan Craig, elinden almış olduğu cep telefonunu; kilisedeki tabutunun içinde yatmakta olan Bay Harrigan'ın, ceketinin cebine bırakıverir...

O andan itibaren, kendisini çok sevmiş olan Bay Harrigan'ın, Craig'e yönelik değişik sürprizleri de olacaktır...

Dakika 46...

Geride sizleri, ekran başına sımsıkı yapışacağınızdan kesinlikle emin olduğumuz; gizem dozunun giderek yükseleceği ve eğer aynı öyküyü, korku sinemasının yeni nesil yönetmenlerinden Mike Flanagan çekseydi, darmadağın olacağınızdan kesinlikle şüphemizin de bulunmadığı 59 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

Keyifli seyirler,

Yuvarlak bi gözlük taksa ikinci Harry Potter olacak kadar benzeyen bi çocukla yaşlı bi amcanın kurduğu, öldükten sonra bile devam eden sarsılmaz bi dostluk. Masal tadında ilerleyen sakin yavaş hoş bi film. Ben beğendim izlenir

Cok iyi bir filmdi bence herkesin izlemesini tavsiye ederim amma ben daha izlemedim nasil izlemem gerek bana yardimci olurmusunuz