Ortalama puan
3,0
1 Puanlama
En los márgenes hakkında görüşlerin ?

1 Kullanıcı eleştirisi

5
0 Eleştiri
4
0 Eleştiri
3
1 Eleştiri
2
0 Eleştiri
1
0 Eleştiri
0
0 Eleştiri
3,5
13 Mart 2025 tarihinde eklendi
Son 10 yılda 400 bin kişinin evlerinden çıkartıldığı İspanya'da...

Bunun önemine binaen...

Bir gün içinde yaşanan...

Ve birbirleriyle iç içe geçen...

Üç farklı insan öyküsü biçiminde kurgulanan filmin senaryosunu da...

Olga Rodriguez ile birlikte kaleme almasının yanı sıra...

Manuel karakterini de canlandıran Arjantinli sinemacı Juan Diego Botto'nun...

İlk uzun metrajlı (debut) sinema filmini çekmek amacıyla yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "En los márgenes"; ziyadesiyle sarsıcı bir drama olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz...

5 Eylül 2022 tarihindeki dünya prömiyeri, Venedik Film Festivali'nde yapılan bu filme biraz daha yakından bakalım...

***

Kuzey Afrika mültecisi annesi Badía (Somaya Taoufiki)...

Kendisi halen uyumaktayken...

Erkenden çıkıp işe giderken...

***

Çantasına defter ve kitaplarını yerleştirip...

Okula gitmeden önce kahvaltısını yapmaya hazırlanan yedi yaşındaki Selma (Salma Naim Annaassi)...

***

Evlerinin kapısı aniden...

Polis tarafından çalınınca...

Telaşa kapılarak...

Ekmek bıçağıyla elini kesiverir...

***

Böyle olunca da...

İçeri giren iki polis memuru (José Troncoso, Jesus Blanco)...

Öncelikle yarasına müdahale eder...

Ardından da onu...

Tüm ağlayıp sızlanmalarına karşın...

Zaten hali hazırda bir dosyasının da mevcut olduğu...

Sosyal hizmetler merkezine götürürler...

***

Zira...

Kayıtlara göre Badía...

Selma'ya karşı kayıtsızdır...

Ve durumun...

Bu şekilde devam etmesi halinde de...

Kızının velayetini kaybetmesi...

Neredeyse kaçınılmaz gibi görünmekte...

***

Ama...

Özellikle de bu vakayla...

Bir avukat da olan Rafa (Luis Tosar)...

Son derece yakından ilgilenmektedir...

***

Ki...

Üvey oğlu Raúl'ün (Christian Checa) annesi de olan karısı Helena'da (Aixa Villagrán)...

Bu işlerle alakadar...

Bir devlet kurumunda çalışmaktayken...

***

Filme dair...

Diğer iki hikayeden birisi...

Banka kredisini ödeyememeleri sebebiyle...

Üzerinde ipotek bulunan evlerine el konulacak durumdaki...

Günlük gelip geçici işlerde...

Saati 4 Avroya amelelik yapan kocası Manuel ve ilkokul birinci sınıf öğrencisi oğlu Diego (Ame Aneiros) ile beraber yaşayan...

Bir süpermarketin reyon görevlisi Azucena'ya (Penélope Cruz)...

***

Ötekisi de...

Manuel'in amele arkadaşlarından Herman'ın...

Borçları nedeniyle...

15 gün içinde kendisinden...

Oturmakta olduğu evi...

Derhal tahliye etmesi istenen annesi Teodora'ya (Adelfa Calvo) aittir...

***

Ancak...

Geleneksel üslubumuz gereği...

"Spoiler" vermek suretiyle, henüz seyretmemiş olanların ağızlarının tadını kaçırmak istemediğimiz için biz de kendi anlatımımızı...

Filmdeki tüm heyecanın start alacağı...

Burada noktalayacağız...

Dakika 50...

***

Zorluklarla boğuşan birbirlerinden habersiz üç ayrı insan grubunun trajedilerinin, dillendirilmeye devam edildiği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; ilgiyle izlemeyi sürdüreceklerinden kesinlikle emin olduğumuz, 55 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,
Daha Fazlasını Göster