Futbolun Kamera Arkası
Yazar: Ertan TunçMilyarlarca doların döndüğü, yüz binlerce insana istihdam olanağı sağlayan bir sektör olmasına rağmen futbol sinemanın pek de ilgilenmediği bir spor olagelmiştir. Tabii bunda sinema sektörünün tartışmasız lokomotifi durumunda olan Amerika Birleşik Devletleri'nde futbolun(soccer) yaygın bir spor olmamasının payı büyüktür. Yine de Raoul Lomas'ın yönettiği John Huston'ın oynadığı A Minor Miracle, John Huston'ın yönettiği Zafere Kaçış ve Rick King'in yönettiği Hotshot filmleri 80'lerde sinemaseverlere göz kırpan önemli futbol filmleriydi. Tabii bu filmlerde; -bir büyük ustanın deyimiyle- Taçsız Kral Pele'nin ortak oyuncu olması futbolseverleri derinden etkileyen en önemli etmendi.
Son yıllarda Mean Machine, Dar Alanda Kısa Paslaşmalar ve Shaolin Soccer bize farklı yaklaşımlar içeren, kimi zaman dramatik kimi zaman ise bir hayli komik futbol filmleri çekilebileceğini ispatladı. Futbol Sevdası ise eğlenceli bir film olmasına rağmen futbolun üzerine pek fazla konuşulmayan bir başka yönü olan klüp yönetimi, futbolcu transferleri ve menajerlik kısmı ile ilgileniyor.
Özellikle menajerlik işlerinde ve transferlerde dönen dolapları anlatmak açısından filmin başarılı olmasına rağmen, iç içe geçmiş bir sürü hikayenin anlatımında senaryonun büyük açıklar verdiği ortada. Futbolcu hayatlarının abartılı anlatımı, karikatürize edilmiş yan karakterler ve onların kötü oyunculukları filmi zayıflatırken, Gérard Darmon'un muhteşem performansı ve sadece futbol ile yakından ilgilenenlerin anlayabileceği/kavrayabileceği esprilerin varlığı filme anlam katan öğeler olarak öne çıkıyor. Önemli bir etki yaratmayı başaran ve Morricone'nin Le Professionnel'ini anımsatan müthiş fon müziğinden de bahsetmeden geçmek haksızlık olur.
Futbol mücadelelerine dair çekilen sahnelerdeki koreografilerin çok zayıf ve estetik açısından değerlendirildiğinde biçimden yoksun olduğunu söylemek mümkün. Bu da yönetmen Fabien Onteniente'nin bir başka başarısızlığı.
Gelelim 2002 yapımı filmin, ülkemizde çekildikten üç yıl sonra gösterime girmesinin asıl sebebine. Futbol Sevdası; bir şekilde Türkiye futbol ligi ve Türkiye'deki futbol sevgisine dair taşıdığı yaklaşım ve keskin göndermeler ile ülkemizdeki seyircileri avlamayı hedefliyor ve bunu az da olsa başarıyor. Futbol sevgisinin filmin omurgasını oluşturmasının yanında, Nouma-Okocha karışımı bir tiple yaratılan eleştiri, Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş klüpleri üzerine yapılan espriler Türk izleyicisinin bir hayli ilgisini çekeceğe benziyor.
Yine de Futbol Sevdası'nın kısıtlı bir seyirci grubunu tatmin edecek düzeyde bir film olduğunu özellikle belirtmek gerek. Hayatını futbola adamış insanların, Wakabayashi ve Tsubasa'lar ile büyüyen, mahallede Akula vuruşunu becermeye çalışan bir neslin ya da Pele-Maradona ayrımında tutucu bir taraf olan bir grubun dışında kalıp da filmin büyüsüne kapılacak sinemasever sayısı çok az olacaktır. Bu bakımdan Futbol Sevdası sadece, futbola bir şekilde emek vermiş, zaman harcamış bir kitlenin kalbini çalmayı amaçlayan orta karar bir komedi olarak nitelendirilebilir.