Senaryosunu, Robert Harris'in "Munich" (2017) isimli romanından uyarlayarak Ben Power'ın yazdığı ve Christian Schwochow'un yönetmen koltuğunda oturduğu "Munich – The Edge of War"; 30 Eylül 1938 tarihinde, Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya arasında imzalanmış olan Münih Antlaşmasının çevresinde kurgulanmış "savaş öncesi" bir drama olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz; başta İngiltere Başbakanı Neville Chamberlain'ın canlandıran Jeremy Irons ile genç diplomatlar Hugh Legat ve Paul von Hartman karakterlerine hayat veren George MacKay ile Jannis Niewöhner'in performanslarıyla göz doldurdukları bu Netflix filmine biraz daha yakından bakalım...
1932 Oxford Üniversitesi, İngiliz Hugh Legat ile Alman Paul von Hartman ve sevgilisi Lenya (Liv Lisa Fries) ile ilk tanıştığımız sahne...
Altı yıl sonra Londra'da, Başbakanlık Özel Sekreterlerinden Hugh'un, karısı Pamela (Jessica Brown Findlay) ile evlilik yıldönümü kutlaması için buluştuğu Imperial Grand restoranındayız...
Hem de, uluslararası bir krizin tam da ortasındayken...
Zaten Hugh'a, Downing Street 10 numarada görevli memur Cecil Syers'tan (Raphael Sowole) aldığı, "Çabuk kop da gel" mealindeki bir acil telefon araması sonrasında öğlen molası arasında yapılan bu şampanyalı kutlama faslı, çok uzamadan kendiliğinden bitiverir...
Zira Başbakanlık ofisindeki önemli simalardan Sör Osmund Cleverly'e (Mark Lewis Jones) göre kıyamet koptu kopacak...
Daha da doğru bir anlatımla Hitler (Ulrich Matthes), Alman toprağı olduğunu iddia ettiği Sudeten'i Almanya sınırlarının içine dahil etmek bahanesiyle Çekoslovakya'ya girecektir...
Neyse...
İşte bu gergin ortamda Hugh, Başbakan Neville Chamberlain, Sör Osmund Cleverly ve Sör Horace Wilson (Alex Jennings) ile birlikte bir toplantıya katılır...
Aynı esnada Berlin'de, bir kafede buluşan Paul ve Yüzbaşı Erich Kordt (Hannes Wegener); Hitler'in Çekoslovakya'da kalkışmayı kafasına koyduğu delilik hakkında sohbet etmektedirler...
Şöyle ki, Erich'in ifadesine göre Yarbay Hans Oster (Rainer Sellien), generallerle görüşmekte olup akşama saat 22.00'da bir birahane de bir araya gelinerek yeni bir değerlendirme yapılacaktır...
Ofisine geri döndüğünde Paul, İngiltere Başbakanı Chamberlain'ın, tüm dünyaya hitaben yaptığı radyo konuşmasını Almanca'ya çevirip Helen Winter'a daktilo ettirdikten sonra bu yazılı metni kaptığı gibi Hitler'in ofisine doğru yönelir...
Bu arada Hugh'un, karısı Pamela ile oğlu Arthur'a (Aidan Hennessey) değil de başlaması olası savaşın engellenmesi durumuna odaklanması ve karısını Londra'dan ayrılıp en az bir haftalığına annesinin yanına yerleşmeye zorlaması, bir aile krizine de sebep olmuştur...
Berlin'de ise Chamberlain'ın konuşmasına Hitler'in verdiği ve "işgal konusundaki görüşünü" kesinlikle değiştirmediğini belirttiği diplomatik yanıt mektubunu İngiltere Büyükelçiliği'ne götürmekte olan Paul yolda, Hitler'in kişisel korumalarından eski dostu SS subayı Franz Sauer (August Diehl) ile karşılaşır...
Hitler'in cevabı üzerine Chamberlain, Roma Büyükelçiliği aracılığıyla Hitler'i durdurabilecek tek kişi olduğunu düşündüğü Benito Mussolini (Domenico Fortunato) ile temas kurmaya çalışır...
Derken...
Akşam 22.00'deki toplantı da başlar...
Hans Oster'e göre Wehrmacht yani Alman Silahlı Kuvvetleri, İngiltere ve Fransa ile savaşmak anlamına gelecek olan Çekoslovakya'nın işgaline karşıdır...
O nedenle Hitler, yarın saat 14.00'de işgal emri verdiğinde ordu buna karşı çıkacak ardından da Paul, Erich ve Hans'dan oluşan üçlü de Hitler'i tutuklayacaklardır...
Ancak Paul, bu toplantı sonrasında gittiği kendisi gibi Dışişleri Bakanlığı personeli olan sevgilisi Helen Winter'ın evindeki 5 Kasım 1937 tarih ve "Şansölyelik Makamındaki Görüşme Protokolü" başlıklı çok gizli bir dosyada, Hitler'in Avrupa'daki işgal tahayyüllerinin bambaşka olduğunu öğrenir...
Tam ortalık iyice karışıyormuş gibi dururken Mussolini Hitler'i, işgali şimdilik durdurarak Chamberlain ve Fransa Başbakanı Edouard Daladier (Stéphane Boucher) ile Münih'te buluşmaya ikna etmiştir...
Bu da aslında; Paul, Erich ve Hans'ın gece yaptıkları planın iptali anlamına gelmektedir...
Fakat Paul'ün bambaşka bir planı daha bulunmaktadır...
Ne midir o?
Öncelikle Chamberlain'ın heyetine, Hans'ın marifetiyle Oxford'da Almanca müzakere eğitimi almış olan Hugh'u eklettirmek...
Bu bir...
İkincisi ise:
İngilizcesini Oxford'da pekiştiren Paul'ün de söz konusu bu toplantılara, Dr. Paul Schmidt'in (Marc Limpach) yardımcısı şeklinde Hitler'in yedek tercümanı olarak katılmasını sağlamaktır...
Dakika 44...
Geride sizleri, Paul'ün kafasındaki yeni plan çerçevesinde gerçekleşen casusluk filmleri lezzetindeki 79 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,