Hesabım
    Komplo
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Komplo

    The Score: Nick’in Çiçeksiz Yolu

    Yazar: Orkan Şancı

    The Muppet Show’da Miss. Peggy’yi, Star Wars’un yeni üçlemesinde ise Yoda’yı seslendiren Frank Oz, daha az yetenekli olduğu film yönetmenliğinde ısrarlı görünüyor. Kevin Kline’lı In & Out’da bazı kıvılcımlar saçmasının ardından, daha önce denemediği bir türde, hem de çok usta oyuncularla film çekerekne kadar cesur olduğunu da ortaya koyuyor.

    De Niro’nun hayat verdiği Nick Wells karakteri, bazı yönlerden 1993 tarihli Carlito’s Way’in Carlito Brigante’sini ve 1994 tarihli Léon’un aynı isimli kiralık katilini hatırlatıyor. Çünkü Nick de,sevgilisiyle güzel bir hayatın özlemini duyuyor ve 'artık kök salmak'istiyor. Ancak Nick’in bu ruh halini yansıtmakta yönetmen Frank Oz’un başarılı olduğunu söylemek zor. De Niro beden dilini kullanarak elinden geleni yapsa da, Oz, seyircinin, karakterin 'içinden geçenleri' anlamasına yardımcı olamıyor. Zaman açısından ekonomik davranmak yerine Barry Levinson’vari düşük bir tempoyu tercih ediyor. Yine de baş karakterini iyi işleyemediği gibi, elinin altında Marlon Brando ve Angela Basset gibi iki süper yardımcı olmasına karşın, bu kozunun da hakkını veremiyor.

    Léon’da Luc Besson’un, saksıdaki basit bir çiçekle karakter arasında kurduğu bağın gücünü hatırlayalım... İşte o zaman, Brando’nun, bu gücü yakalayamayan Frank Oz’u çekimler sırasında setten kovmasını bir parça anlayışla karşılayabiliriz.

    Brando, film boyunca nefes nefese bir halde oturararak, hatta yatarak oynuyor. Bir diyalog sırasında Nick’e 'geçmişte bir çok aptalca şey söyledim' derken, ikinci Oscar’ını reddedişine dek uzanan, geçmişteki budalaca davranışlarınagöndermede bulunması hoş olmuş.

    Filmin bir diğer önemli derdi ise, öykünün ilerleyişinden doğan gerilimin, finalde şöyle 'tadından yenmeyecek' bir hal almaması. Nick’in, zeki ama acemi hırsız Jack’e ders verişi seyirciyi keyiflendiriyor, o kadar. Tıpkı Joaquin Phoenix gibi bir gün Oscar almasına kesin gözüyle bakılan Edward Norton, geçmişte çok daha karmaşık karakterler canlandırmış biri olarak bu filmde pek de zorlanmamış. Brian adıyla yarattığı ikinci karakter, Norton’unçıkış filmi Primal Fear’ı bilenler için sadece hoş bir tebessümsayılabilir...

    Sinema tarihi boyunca, müthiş oyuncuların sırf birlikte oynamış olmak için berbat filmler çektiklerini hatırlayacak olursak, The Score’un, nispeten eli yüzü düzgün, seyredilebilir bir çalışma olduğunu teslim etmek gerek. Ancak bu bile, filmin 'düşük skorlu' olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top