Senaryosunu da kaleme alan Tunç Şahin'in yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "İnsanlar İkiye Ayrılır"; bizzat Şahin'in kendi nitelendirmesiyle, "noir / kara" tarzda kurgulanılmış, finans dünyasında geçen bir drama olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, evrensel nitelikte bir öyküye sahip olmasına karşın; Türk sinemasına özgü, satış ve pazarlama becerilerinin sınırlı kalması sebebiyle, uluslararası festivallerde ses getirememiş olan bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Kapital Bank tarafından bir toplantı için İstanbul Maslak'taki merkez binasına çağrılan Duygu Tüzel (Burcu Biricik) ile patronu Eray Ege (Erdem Akakçe)...
3 Haziran 2019 günü...
Sorularını yanıtlamak üzere...
Banka yetkilisi Müge'nin (Başak Daşman) karşısındadırlar...
***
Derken birden kendimizi...
Kendine özgü şeytani yöntemlerle...
Bankaların batık vaziyetteki kredilerini tahsil etmeyi kendine iş edinmiş olan...
Eray Ege Danışmanlık isimli varlık yönetim şirketinin ofisinde buluruz...
***
Zira...
Kapital Bank'tan aldığı KOBİ destek kredisini ödemekte zorlanarak taksitleri atlayan Ceren Aslı Köse (Pınar Deniz)...
Duygu ve Bahadır Ertan (Aras Aydın) tarafından...
Kendisine sunulacak...
Yeni ödeme planını görüşmek amacıyla...
Kumandası arızalı olduğu gerekçesiyle Duygu'nun klimasını çalıştırmadığı ve o yüzden...
Daha da bunalmasının sağlanacağı...
Isısı önceden bile isteye artırılmış bir oda da toplantıya davet edilmiş...
***
Ve aynı Duygu...
Eline sıkıştırdığı sözleşmeyi imzalaması için Müge'ye...
Baskı yapmaktayken...
***
Bu toplantının tam ortasında...
Odaya giren karnı burnundaki hamile Tilbe'nin (Nezaket Erden) Duygu'yu dışarıya çağırmasını fırsat bilen Bahadır...
Klimayı çalıştırarak ısıyı normale getirmesinin yanı sıra...
Ceren'e seslenerek...
"Sakın imzalama... İmzalama işte...
İmzalamazsan hiçbir şey yapamaz... Altını imzalarsan hepsini ödemek zorunda kalırsın..." diye uyardığında...
***
Ceren...
"Bugün indirimin son günü ama..." diye...
Şaşkınlıkla Bahadır'ı yanıtladığında...
Bahadır'ın...
"İndirim falan yaptığı yok... İsterse faizin hepsini silebilir... Vadeyi uzatır... Borcu bile indirir... Fakat imzalayıp da ödemezsen... O zaman hapse girersin..." biçimindeki cevabı da gelmek de gecikmez...
***
Ki Ceren'in...
Telefonda sözlü olarak kabul etmesine rağmen...
Yüz yüze geldiklerinde sözleşmeyi imzalamayı reddetmesiyle neticelenen bu sahneler...
Yıllık kotasını tutturamayarak priminden de olan Duygu'nun Ceren ile 15 Nisan'da yaptığı ilk görüşmeden bizlere yansıyanlardır...
***
Ve elbette bu durum Duygu'nun...
Ceren ile dışarıda buluşup çay sohbeti yaptığını kabul eden...
Hatta ona...
Duygu'dan ve tanımadığı numaralardan gelecek olan telefon aramalarını yanıtlamamasını da tembihleyen...
Bahadır'dan şüphelenmesine de neden olmuştur...
***
Ki zaten...
Tilbe kendisini çağırdığı an...
Odadan çıkan Duygu...
Olabilecekleri önceden tahmin etmişçesine...
Masada bıraktığı telefonunun ses kayıt tuşuna basmak suretiyle...
Bahadır'ın Ceren'e yaptığı uyarının tamamını kayıt altına almış olmasına ilaveten...
***
İşte bütün bu yaşananları Duygu...
Bahadır'ın uyarılarını ciddiye alarak telefonlarına çıkmayan Ceren'e...
İş çıkışı sokakta yakalayıp bir kafeye götürdüğünde...
15 Nisan tarihli toplantının...
Her bir dakikasının önceden planlanmış...
Kendisinin kötü...
Bahadır'ın da iyi polisi oynadığı bir mizansen olduğuna...
***
Ama...
Bahadır'ın kendisini...
Aynen diğer borcunu ödemeye yanaşmayan 10 - 12 kadar genç, güzel ve bekar kadınlar gibi...
Tavlayarak yatağa atmak gayesiyle...
Söz konusu kurguya sadık kalmadığına ikna etmek için uğraşacaktır...
Dakika 22...
***
"Parayı alırken bana sordu sanki...", "Kendi düşen ağlamaz..." ve "İnsanlar, borçlular ve alacaklılar olarak ikiye ayrılır..." sözcükleri temaya damgasını vururken, Duygu, Bahadır, Ceren, Eray, Müge ve Tilbe'den oluşan altı karakter arasındaki safların da berraklaşacağı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; Ceren'in avukatlarının da (Metin Akdülger, Hazal Türesan) devreye gireceği...
Ters köşe sürprizleri de bünyesinde barındıran, 80 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,
Son bir not:
Tunç Şahin'in, kendi filmine dair yaptığı "noir / kara" değerlendirmesine ilişkin bilgiye...
Zeynep Naz İnansal'ın 12 Eylül 2021 tarihinde dadanizm.com'da yayınlanan...
"İnsanlar İkiye Ayrılır (mı?): Filmin ortaya çıkış hikayesini yönetmeni ve yazarı Tunç Şahin ile konuştuk" isimli söyleşisinden ulaştık...