Hesabım
    Mahzen
    Ortalama puan
    3,1
    2 Puanlama
    Mahzen hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    0 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.043 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    2 Ağustos 2024 tarihinde eklendi
    Senaryosunu, Alberto Corredor'un kendi çektiği aynı isimli kısa filmden (2017) uyarlayarak Christina Pamies ile Bryce McGuire'ın kaleme aldıkları ve şimdi de Corredor'un, ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmine imza atmak amacıyla yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Baghead";Los Angeles Sinema Okulu standartları çerçevesinde değerlendirdiğimizde...

    Korkunun, "Monster/Canavar" ve "Paranormal" alt kategorilerinin karışımından oluşan...

    Ve...

    Gizemini uzunca bir süre koruyan, gotik tarzdaki bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza...

    ***

    Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçeyle kapalı tek bir mekanda çekilmiş olan; Almanya ve İngiltere ortak yapımı bu filme biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Owen Lark (Peter Mullan), The Queen's Head isimli kendi barında...

    Gecenin bir saatinde kapısına dayanarak...

    "Lütfen... Onu görmem lazım..." diyen Neil (Jeremy Irvine) adındaki genç bir adamı...

    "O kapıdan giren herkese söylediğim şeyi sana da söyleyeceğim... Herkes onu görmek istiyor... Gidin... Acınızı başka yerde yaşayın... Burada huzur bulamayacaksınız..." biçiminde yanıtlarken...

    Birden söze giren Neil ısrarını...

    "Hayır, huzur aramıyorum... Cevap arıyorum..." diyerek sürdürdüğünde...

    ***

    Owen bu kez de...

    "Evine git..." diye uyararak...

    Elinde bir tomar para dolusu zarfla gelen Neil'i yollayıp...

    Barı yeniden kilitlediğinde...

    ***

    Hikayesini kayıt altına aldığı kameraya hitaben...


    "Bu mülk de özel bir kiracı kalıyor... Binanın bodrumunda yaşıyor... Mülk ile bağlantısı var... Artık tapuda adın olduğuna göre, o bundan böyle sana bağlı... Artık buradan kaçamazsın...

    Onunla dış dünya arasında duran tek şey sensin ve artık tek görevin de bu...

    Bodrumdan çıkmasına izin veremezsin... Onun ne kadar tehlikeli olduğunu henüz bilmiyorsun... Ama o öyle ve sen de öyle olacaksın...

    Fakat bu gece, onun laneti benimle sona eriyor...

    Eğer bunu izliyorsan, demek başarısız oldum... Ancak bilmelisin ki, bilhassa sen de ölüsün..."


    Şeklindeki kızı Iris Lark'a (Freya Allan) yönelik konuşmasını yapıp...

    Bodrumdaki yaratığı yakarak yok etmeye çalışırken...

    Aynı yaratığın (Anne Müller) müdahalesi neticesinde...

    Kendisi yanarak ölecektir...

    ***

    Ve bu haber...

    Ekonomik olarak sıfırı tüketmiş olan Iris'e de verilerek...

    Kendisinden...

    Acilen gelmesi istenecek...

    ***

    Vardığında da...

    Babasının cansız bedeninin bulunduğu hastanede kendisini...

    Babasının avukatı (Ned Dennehy) karşılayacak...

    Ve birlikte...

    400 yıllık bir geçmişe sahip olan...

    Köhnemiş vaziyetteki...

    Eski bir binadaki...

    Babasından miras kalan The Queen's Head bara gidecekler...

    ***

    Ve avukat Iris'e...

    En mantıklı davranışın...

    Çok masraf gerektiren...

    Söz konusu bu mülkü satıp kurtulmak olduğunu vurgulasa da...

    Iris buna pek yanaşmazken...

    Londra'daki yakın dostu Katie'de (Ruby Barker)...

    Zaten yanına gelmektedir...

    ***

    Ki...

    O yüzden de Iris...

    İlk günün gecesini...

    Barın üst katındaki odalardan birinde...

    Mışıl mışıl uyuyarak geçirebilecektir...

    ***

    Tabii eğer...

    Acı acı öten...

    Bodrumdaki saatin alarmı kendisini uyandırmış olmasaydı...

    ***

    İşte bu çerçevede...

    Yatağından kalkarak...

    Oldukça tedirgin bir hal de...

    Elindeki telefonu fener olarak kullanmak suretiyle...

    Aşağıya inerek...

    Binayı turlayan Iris'in karşısına...

    Babasının refuze ederek yolladığı Neil çıkacak...

    Ve cebindeki 2 bin GBP'yi Iris'e verip...

    Ölmüş karısının biçimine bürünebilen...

    Bodrumdaki kadını görmek istediğini söyleyecek...

    ***

    Ama baktı Iris'i ikna edemiyor...

    Ücreti 4 bin GBP'ye çıkarmaktan da çekinmeyen Neil...

    Diğer insanların da buraya...

    Aynı nedenle geldiklerini anlatarak...

    Rıza göstermesini sağlamaya uğraşacak...

    Ve...

    Meteliğe kurşun atmak da olan Iris'i...

    O an için bulamadığı...

    Anahtarları da temin edebileceğini düşündüğü...

    Bir sonraki gece buluşmaya...

    Razı ederken...

    ***

    Iris'te ertesi sabah...

    Babasının avukatının ofisine uğrayarak...

    Gerekli imzaları atıp...

    Babasının özel eşyaları ve bodrum dahil binanın tüm anahtarları ile içinde...

    Merak etmediği gerekçesiyle avukatın izlemediği anlaşılan...

    Owen'ın ölmeden önce kaydettiği...

    Barın yeni sahibi...

    Yani aslında kendisi için talimatlar içeren görüntülerin bulunduğu...

    Video kaseti de teslim alacaktır...

    ***

    Neyse...

    Çok geçmez Katie'de çıkıp gelir...

    Ve her ne kadar...

    Kendisi de inanmıyor olsa da...

    Iris ona bodrumda...

    Ölmüş insanların şeklini alıp yakınlarıyla konuşabilen...

    Ve kendilerine binlerce GBP kazandırabilecek nitelikteki bir yaratığın varlığından söz eder...

    ***

    Ki...

    En azından o gece...

    Karısı Sarah (Svenja Jung) ile konuşma arzusuyla yanıp tutuşmasına ilaveten...

    An itibarıyla Iris bilmese de...

    Kafasında başka planlar da bulunan...

    Neil sayesinde...

    Bunu test edebileceklerini de belirtir...

    Dakika 24...

    ***

    Yaklaşık 400 yıllık bir alt yapıya sahip, müthiş bir sırrın da ortaya çıkarılacağı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; Iris, Neil ve Katie'nin deneyimleyecekleri, ters köşe sürpriz ve dehşet dolu anları da bünyesinde barındıran...

    70 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    ***

    Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

    "Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

    Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

    25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top