Gelincik eleştirileri

Döneme dair eleştiriler bağlamında...

1990'lı yıllardaki...

Büyükçe bir toplumsal çoğunluğun, ne olduğunu halen bilmediği...

Geçtim...

Hatta ayırdında dahi olmadığı "terörle mücadele" atmosferinin...

Hakim ana unsur kabul edilerek, filme damgasını vuran halinin yansıtıldığı senaryosunu da...

Şükrü Üçpınar ile birlikte kaleme alan Orçun Benli'nin yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Gelincik"; gizemini sonuna kadar koruyan, siyasi bir drama olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz...

Sıra dışı performansıyla göz kamaştıran usta oyuncu Ahmet Mümtaz Taylan'ın...

"En İyi Erkek Oyuncu" kategorisindeki Altın Portakal ödülünü de kaptığı bu filme biraz daha yakından bakalım

***

Gecenin bir vakti...

Otomobiliyle gelerek...

Şehirden uzaktaki bir orman evine yerleşen...

Terör Şube'de görevli polis komiseri Ayhan (Kaan Yıldırım)...

***

Ertesi sabah...

Silahını kaptığı gibi...

Avlanmaya çıkar...

***

Ve...

Kaçırdığı bir tavşandan sonra...

Önüne çıkan bir gelinciği vurarak öldürür...

***

Öldürür öldürmesine de...

Aynı esnada oracıkta peydahlanan...

Öteki avcı Karadayı'ya (Ahmet Mümtaz Taylan) göre Ayhan...

Farkında olmadan başına...

Çok fena bir iş almıştır...

***

Zira gelincikler de...

Aynen insanlar misali...

Ziyadesiyle kindardır...

***

Ve işte o yüzden de...

Diğer gelincikler...

Öldürülen gelinciğin intikamını almadan da...

Ayhan'ın peşini bırakmayacaklardır...

***

Ki bu arada...

Flashback geçişleri aracılığıyla...

Sık sık geçmiş hayallere dalan Ayhan'ın...

Arkadaşları Kenan (Bülent Emrah Parlak) ve Şefik (İnan Ulaş Torun) ile beraber operasyonlara çıkıp...

Yakaladıkları insanlara...

Zindanlarda işkence yaptıkları günlere de dönerken...

***

Gündüz çıkılan balığın ardından kurulan rakı sofrasında...

Karadayı'nın...

"Amirim" biçiminde hitap ettiği Ayhan'a anlattığı...

En olmayacak cinayet vakalarını...

"Doğanın kanunu" şeklinde nitelendirdiği hikayeleri de dinler...

***

Ancak...

Geleneksel üslubumuz gereği...

"Spoiler" vermek suretiyle, henüz seyretmemiş olanların ağızlarının tadını kaçırmak istemediğimiz için biz de kendi anlatımımızı...

Filmdeki tüm heyecanın start alacağı...

Burada noktalayacağız...

Dakika 30...

***

Uzunca bir süre...

Taşların tam anlamıyla yerine bir türlü oturmayacağı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; pek çok ters köşe sürprizi de bünyesinde barındıran, 48 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,

polis in katil tarafını anlatan konu olarak muhteşem… sürükleyicilik sıfır.. Feci gereksiz uzun sahneli… sıkıcı türk filmi… sadece konunun ana fikri üzerine verdim bu puanı

Ben filmin senaryosunu beğendim. Bir kaç yorumda sonu belliydi gibi birşeyler gördüm. Eğer öyle bir şey sevdiyseniz ne güzel. O ben film boyunca gözümü kırpmadan izledim. Senaryoyu beğenmedim diyenler biraz ilginçler doğrusu. Gerçi adamın eski silah arkadaşlarını öldürmesi biraz ilginç olsa da genel anlamıyla sen arada bir hata göremedim.

Ne çok küfür severmişsiniz, resmen küfür etmek için film çevirmişiniz. 10 dakika dayanamadan kapattım filmi. Olumsuzlukları kötülükleri daha başka dil ile de ifade edebilirsiniz, ama tabi zor gelebilir küfre çok alışık olana

Son yıllarda izlediğim en kötü filmlerden biri emeğe saygı diyeceksiniz ama ibanın emekte yok Amerkan vari bir film yapmak istensede başarı sıfır.Bu yazdıklarım için harcadığım zamana bike değneyecek bir film

Film İyi bir gizem filmi gibi başladı. Karanlık bir eski bir ev ve ıssız bir orman. Gizem yaratmaya çalışılirken sessiz sedasız bir film olmuş. Ahmet Mümtaz Taylan in ilk görüldüğü anda filmin sonu anlaşılıyor. Oyunculuk iyi mekân İyi ama senaryo etkisiz.

Filmin durağan ama kendini içine çeken bir atmosferi var ve sürekli yükseliyor bu gerilim. Sürekli yükseldiği için de hiç sıkmıyor. İlk 10dk filmin içine girmeniz için yeterli bir süre sonrasında film kendine bağlayıp akıp gidiyor. Tabi tarz olarak durağanlıktan gerilime gitme, iç hesaplaşma, 90ların baskıcı boğucu siyasi atmosferi (bugünkü atmosferden belli başlı benzerlikler de görüyoruz) hoşuna gitmeyen izleyiciler olacaktır. Dolayısıyla türü sevmeyen izleyicilere bakarak bir karar vermek doğru olmaz. Yukarıda yazdığım başlıklar filmde güzelce harmanlanmış ve ortaya müthiş bir iş çıkmış, eğer yukarıdaki konular hoşunuza gider diye düşünüyorsanız mutlaka izleyin. En çok hoşuma giden de filmin ismi ve metaforu olan Gelincik.

Aynı zamanda filmin ortalamadan kısa olması (70dk kadar) filmin vuruculuğunu daha da arttırmış. En sonda tüm hikayelerin bağlanışı oldukça ustaca yapılmış.
Ahmet Mümtaz Taylan zaten döktürmüş, usta işi bir oyunculuk sadece onun için bile izlenir. Filmin atmosferi de müthiş açıkçası, bu filme kötü yorum yapmak için recep ivedik fanı falan olmak gerekir sanıyorum :)
Emeklere sağlık.

Filmin ilk 15 dakikasında gizemi artırmak için çok fazla uzatılmış sahneler var. Sonrasında Polis ( Komiser) olduğu anlaşılan Ayhan ın av esnasında Tüfek tutuşu hiç olmamış. sanki hayatında ilk defa tüfekle nişan almış gibi. çok acemice. film daha sonra gittikçe içine alan bir atmosfere yolculuk yaptırıyor.
Ayhan ın infaz ettiği sahneden önce kızın aniden rahatsızlanıp araba ile uzaklaşanlara ulaşması ve eşinin bu infaza şahit olması çok aceleye getirilmiş gibi . sonrasında intihar etmesi de konudan uzaklaşmış gibi. kızının ölümüne neden olacak emri verme sahneleri daha dramatik hale getirilebilirdi. örneğin; 25-30 yaşlarında orta boylu sarışın bir bayan yaklaşıyor şeklindeki telsiz anonsu, komiser Ayhan da kendi kız çocuğunu anımsadığı algısı fena olmazdı.
Genel olarak ben başarılı buldum. emeğe saygı diyor 5 yıldız veriyorum
görüntüler iyi.
kurgu iyi.
senaryo iyi.
yönetim daha da iyi olabilirdi.

Özgünlük namına hiç bir buse bulunmayan,atraksiyon ve gerilim yaratmaya fazlasıyla çalışan ve başarısız olan bir film.