Yaratıcı bir kurgudan yoksun, hiçbir merak duygusu uyandırmadan ve şaşırtmadan dümdüz akıp giden bir film. Evet, Bergen’in hayat hikayesi içler acısı, yaşanan trajediler izleyicinin derinlerine dokunuyor, o yıllarda yaşamış ve onu bilenler için hüzünlü bir hatırlamaya ve gözlerde bir buğuya yol açıyor, tamam, ama bunu böyle “kör göze parmak” şeklinde dümdüz ve göstere göstere anlatınca, sadece olayları sunup arka plandaki duygu durumlarına değinmeyince, ortaya çıkan şey bir film olamıyor maalesef. İletişim fakültesi sinema bölümü öğrencisiyim. Bizlere senaryo yazımı ve öyküleme konusunda öğretilenlerin hiçbirini burada bulamadım. Karakterdeki dönüşümün aşamalarını net göremiyoruz, doğal ve birbirini doğuran bir akış yerine birbirinden bağımsız sahneler gibi. Ve ayrıca dönüşümü başlatan olay ve ana çatışma ne, o da belirsiz.
Babası ve ailesiyle olan sorunlar mı, konservatuarı kazanması mı, okulu bırakıp sahneyi tercih etmesi mi, adamla evlenmesi mi…
Gerçek hayatında hepsi bir sebep sonuç zinciri oluşturuyor ama bunları böyle dümdüz sıralayınca aralarındaki doğru hiyerarşi kurulamıyor. Birini öncelemek ve ona daha fazla odaklanmak gerekirdi. Örneğin film ta en baştan baba evinden başlamak yerine, evlendiği dönemlerden başlasa, o şiddet gördüğü dönemi daha derinlemesine anlatsa ama aralarda bu hale düşmesine sebep olan durumlarla ilgili geçmişinden ipuçları verilse, bizler izledikçe karakterin geçmişini öğrenip sebep sonuç ilişkilerini aşamalı biçimde kursak çok daha etkileyici bir kurgu olurdu. Ayrıca Bergen’in ne hissettiğini hiçbir zaman tam olarak anlayamıyoruz. Pişmanlık mı, hırs mı, yalnızlık mı, başarı sarhoşluğu mu, inat mı, nefret mi, aşk mı… Karaktere telefonda üç beş küfür ettirmeyle nefret ve öfke duygusunu veremezsiniz, karakterin davranışları bütüncül olarak bunu göstermeli. Eğer gelgitler ve ikilemler yaşıyorsa, duygu durumları sürekli değişiyorsa da, bunu anlatmanın yolu olayları peş peşe sıralamak olmamalı bence. Duygusal ve psikolojik arka plana ışık tutacak bir anlatıdan yoksun, kopuk kopuk olayların kronolojik sırayla peş peşe dizildiği bir film izledim. İzlemesem de olurmuş, Bergen’in hayatını bu kadar biliyordum zaten. Bergen’in hayat hikayesini öğrenmek değil, bu hikaye içerisinde beni içine çekecek bir görsel ve işitsel anlatı beklentim vardı, bulamadım. Kadına şiddet konusunda verdiği son mesajlar da filmi kurtarmaya yetmiyor maalesef.