Hesabım
    The Human Voice
    Ortalama puan
    3,2
    3 Puanlama
    The Human Voice hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    1 Eleştiri
    3
    0 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.068 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    23 Mart 2023 tarihinde eklendi
    Senaryosunu da, Jean Cocteau'nun (yakın arkadaşı Edith Piaf için yazdığı ama Fransız şarkıcının, bu karakteri oynamak adına sahneye çıkmaya cesaret edemediği) tek perdelik aynı isimli oyunundan (1930) serbest stilde uyarlayarak kaleme almasının yanı sıra ilk kez İngilizce olarak çektiği kısa filmin yönetmen koltuğunda da Pedro Almodóvar'ın oturmakta olduğu “The Human Voice”; sıra dışı performanslarıyla, ana karakter Tilda Swinton ve (kullandığı tepe kamerasıyla, Lars Von Trier tarzındaki bir yöntemi de benimseyen) görüntü yönetmeni José Luis Alcaine ile bu ikilinin performanslarının etkisini güçlendiren müziğiyle Alberto Iglesias'ın damgalarını vurdukları bir drama olarak geliyor karşımıza...

    Gelin isterseniz...

    Jean Cocteau'nun, İtalyan sinemacı Roberto Rossellini'nin "L'Amore" (1948) adı ve farklı bir yöntemle sinemaya ilk kez uyarladığı efsanevi monoloğunun; büyükçe bir depoda inşa edilmiş bir ev dekoru içerisinde, Almodóvar'ın kurguladığı bu filme biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Adı olmayan bir kadın (Tilda Swinton), sevgilisinin köpeği Dash ile birlikte girdiği büyükçe bir hırdavat mağazasından; nezaketle yanına yaklaşan (ağabeyi Pedro'nun tüm projeleriyle, Katalan yönetmen Isabel Coixet'in filmlerinin önemlice bir kısmının da yapımcılığını üstlenmiş olan Agustín Almodóvar'ın canlandırdığı) tezgahtarın yardımıyla, bir balta satın alarak paket ettirir...

    Ki aynı mağazanın içinde, Miguel Almodóvar, Pablo Almodóvar, Diego Pajuelo ve Carlos García Cambero gibi simalara da rastlarız...

    ***

    Evlerine vardıklarında...

    Dash, her yanı ve nihai bir terk ediş yolculuğu için toplanarak evin kapısına yakın bir köşesine konulmuş olan; asıl sahibinin bavullar ile ayakkabı çantasını hasretle koklarken...

    Aynı kadın, "Bir zamanlar, son üç gün hariç; dört yıl boyunca DVD izleyerek veya bir şeyler okuyarak seni beklerdim...

    Ve sen hep gelirdin...

    Gece bizimdi ve bazı sabahların tümü... Öğleden sonralar da vardı, sihirli bir şekilde geceye dönüşen...

    Hep geri gelirdin... Üç gün öncesine kadar..." diyerek içinde bulunduğu yalnızlığı özetlerken, sehpanın üzerindeki:

    Bir eşcinsel olduğu, ancak HIV virüsü (AIDS) nedeniyle ölüm sürecine girdiğinde anlaşılan Rock Hudson'ın baş rollerinde oynadığı Douglas Sirk'ün "All That Heaven Allows" (1955) ve "Written on the Wind" (1956) filmleri ile Quentin Tarantino'nun "Kill Bill: Vol. 1" (2003), Pablo Larraín'in "Jackie" (2016) ve Paul Thomas Anderson'ın "Phantom Thread" (2017) filmlerinin DVD'leriyle...

    F. Scott Fitzgerald'ın dördüncü ve son romanı "Tender Is the Night" (1934), Truman Capote'un, kısa bir roman ve üç öyküsünü içeren 179 sayfalık "Breakfast at Tiffany's"i (1958), Richard G. Stern'in romanı "Other Men's Daughters" (1973), Alice Munro'nun kısa öykü koleksiyonu "Too Much Happiness" (2009) ve Lucia Berlin'in "A Manual for Cleaning Women: Short Stories" (2015) isimli kitapları derleyip toparlamaktadır...

    ***

    Makyajını tazeleyip, üzerindeki sabahlığının yerine gardıroptan çıkarttığı kıyafetini giyinen ve bir öfke nöbetine yakalanan kadın; içmek amacıyla doldurduğu kadehini, yere çarparak parçaladıktan sonra henüz çantasından çıkartmamış olduğu baltaya doğru yönelir...

    Ve...

    O baltayla, yatağın üzerine serdiği; kendisini terk eden sevgilisinin, kuru temizlemeden yeni teslim aldığı siyah renkteki takım elbisesine vurmaya başlar...

    ***

    Ancak...

    Yine de rahatlayamayan kadın, bu kez de; dolabın raflarındaki, sevgilisinin hediyesi olduğunu düşündüğümüz dekoratif objelerden birini yere atarak parçalanmasını seyreder...

    Yetmez...

    Avucuna doldurduğu, uğurlu sayısı miktarındaki on üç adet; çok da etkili olmayan hapın tamamını, iki sefer de yutarak uykuya dalar...

    ***

    Çok geçmez...

    Şarja takmış olduğu telefonu çalarak acı acı ötmeye başladığında; kendisini şapır şupur yalayan köpek Dash, kadının uyanarak kalkmasını sağlar...

    Koşturarak gittiği telefonuna baktığında da, gördüğü şey; arayanın, tanımadığı bir özel numara olduğudur...

    Dakika 10...

    Bir kadının, tutkuyla bağlanmış olduğu sevgilisince terk edilmiş olmasının yol açtığı travmanın sebep olduğu, hüzün ve depresyonun giderek derinleşeceği filmin geride kalanında, siz değerli sinemasever dostlarımızı; şok bir finali de bünyesinde barındıran, 20 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    Keyifli seyirler,
    Back to Top