Senaryosunu da kaleme alan Nathalie Biancheri'nin yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Wolf"; metaforik bir anlatım tarzı tercih edilerek, "aykırı" tavırlar sergileyen insanların başına gelecekler ile onlarla başa çıkmanın...
Şiddete varacak derecedeki yöntemlerinin "abartılarak" resmedildiği...
Ve...
Sinema sanatını; tarih, sosyoloji, siyaset, edebiyat ve psikoloji bilimlerini yok sayarak sadece sinemadan ibaret olarak algılayan eleştirmenlerce yanlış değerlendirilerek yerin dibine sokulmaya çabalandığını fark ettiğimiz gerilim yüklü bir drama olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, 17 Eylül 2021 tarihindeki dünya prömiyerinin; Toronto Uluslararası Film Festivali'nde yapılmış olmasının yanı sıra...
Üniversite öğrenciliğimiz yıllarında İngilizce çevirisiyle Verso Books baskısından okuduğumuz Michel Foucault'nun "Surveiller et punir: Naissance de la prison (Discipline and Punish: The Birth of the Prison)" (1975) isimli kitabıyla...
Jack Nicholson'ın, kendisine "En İyi Erkek Oyuncu" kategorisindeki Academy Ödülünü de kazandıracak mükemmellikteki bir oyunculuk sergilediği "One Flew Over the Cuckoo's Nest"i (1975) de anımsatan bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Zoantropi, yani kişinin kendini hayvan sandığı ruhsal bir bozukluktan mustarip olan ve bir kurt olduğu iddiasından da asla vazgeçmeyen ("1917" - 2019 filminin yıldızı George MacKay'in canlandırdığı) Jacob...
Çok üzgün oldukları açıkça ortada olan annesi (Helen Behan) ve babasınca (Stuart Graham) götürülerek...
Adeta...
Hapishaneyi andıran bir tedavi merkezine bırakılır...
***
Derken...
Tedavisinin ilk gününde...
Başta terapi grubunun doktoru psikolog Angeli (Eileen Walsh) olmak üzere...
Herkes kendini sırayla, Jacob'a tanıtır...
***
Ve bizde böylelikle...
Eskiden kendini bir "Alman çoban köpeği (German Shepherd)" zanneden Rufus'tan (Fionn O'Shea) tutun da...
Vücudunun her yerinde "papağan" aksesuarları taşıyan Judith'e (Lola Petticrew)...
Ve...
Kendisine...
"Sincap" gibi davranmasına izin verilmesini isteyen Jeremy'e (Darragh Shannon) kadar...
Herkes hakkında bilgi edinmiş oluruz...
***
Elbette geride...
Daha "at" Louise (Elsa Fionuir), "ördek" Ivan (Senan Jennings), "örümcek" Ola (Amy Macken) ve "panda" Annalisa (Karise Yansen) gibi isimler de bulunmaktadır...
***
Psikologları Angeli'nin bütün bu, toplumun dışladığı zoantropi hastalarından talep ettiği tek şey ise...
Kendilerine dağıtılmış olan defterlerin sayfalarında...
Yansımalarından uzaklaşarak değişmelerini sağlayacak olan günlüklerini tutmalarıdır...
***
Ki...
Anladığımız kadarıyla...
Grup içerisinde...
Bu talimata sıkı sıkıya uyup...
Ziyadesiyle ilerleme sağlayan tek kişi de, hemen Rufus olarak göze çarpmaktadır...
***
Ta ki...
Kendisiyle aynı familyadan olan Jacob...
Aralarına katılana kadar...
***
Onun gelişiyle, Rufus'taki düzelme emareleri...
Neredeyse...
Kesintiye uğramış gibidir...
***
Bu arada...
Hastasına...
Bizzat acı çektirmek suretiyle, aslında içine kaçtığına inandığı bir hayvanın mevcut olmadığını anlatmaya çalışan...
Ve...
Uyguladığı bu, izleyende yürek burkan tedavi usulü nedeniyle de...
"Hayvan bakıcısı" olarak da tanınan...
Dr. Mann (Paddy Considine) ile de tanışırken...
***
Hastaların...
İnsani yönlerinin öne çıkması için kendilerine, tablet ve oyun konsolları türündeki teknolojik cihazların kullandırıldığını da görüyoruz...
***
Neyse...
Jeremy'e...
Gerçekte bir sincap olmadığını göstermek gayesiyle...
Ondan bir ağaca...
Aynen bir sincap gibi pençelerini kullanarak tırmanmasını ve böylelikle de, tırnaklarını parçalayarak acı çekmesini sağlayan Dr. Mann şimdi de Jacob'tan...
Dört ayağının üstüne çöküp...
Bir kurt gibi ulumasını istemektedir...
***
Zira Jacob'ın...
Tutmakta olduğu günlüğü sayesinde...
Kurt fantezileri kurmaktan vazgeçmediği ortaya çıkmıştır...
***
Zaten...
Gece olduğunda...
Odasından çıkıp koridorlarında, el ve ayakları üstünde yürüyerek mutfağa kadar giden Jacob...
Zıplayarak üstüne çıktığı yemek tezgahının önündeki pencereden dışarıya, kurt gibi ulumaya başlar...
***
Böyle olunca da...
Orasının, kendi bölgesi olduğunu söyleyen ve tam manasıyla bir "öğrenilmiş çaresizlik" ile bunun sonucunda da...
"Otoriteye koşulsuz itaat" profili çizen yaban kedisi Cecile (Lily-Rose Depp)...
Jacob'ı susturmaya çalışacaktır...
***
Çünkü...
Ebeveynlerine ilişkin hiçbir anısı bulunmayan ve küçüklüğünden itibaren de bu klinikte sıkışıp kalarak yaşamını sürdüren...
Sırf o sebeple de, kuralları çok iyi bilen Cecile göre...
Yakalanmaları ve ardından da cezalandırılmaları an meselesidir...
***
Derken...
Fark edilir edilmez...
Mutfaktan uzaklaşıp hastanenin terasına çıkan Jacob ile Cecile'den Jacob...
Ulumasını, orada da sürdürür...
***
Birbirinin aynısı olan günler...
Kent ortamının dışındaki...
Bir ormanın içinde yer alan tesiste...
Benzer bir yeknesaklık içinde sürüp gitmekteyken...
***
Tesise gizlice sızan empati yoksunu iki protestocudan biri (Grey Glaister)...
"Hepinizin sonu bunun gibi olacak..." diyerek...
Elindeki ölü bir köpeği, kırılarak içeriye düşecek bir şekilde...
Terapi salonunun camlarına fırlatır...
Dakika 38...
***
George MacKay, Lily-Rose Depp ve Paddy Considine'in performanslarının damgasını vuracağı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; ne pahasına olursa olsun pes ederek diz çökmeyi kabullenmeyen Jacob ile otoritesine boyun eğdirmek için başvurmayacağı hiçbir metot bulunmayan Dr. Mann karakterleri arasındaki hayat da kalma ve iktidar mücadelesinin şekillendirdiği, 60 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,