Hesabım
    Yaratıcı
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,0
    Çok İyi
    Yaratıcı

    Modern Bilim Kurguda Yeni Ses

    Yazar: Tugce Madayanti ŞEN

    Filmin, hepimizin aklından hayal etmeye çalıştığı geleceği görselleştirmiş olması ve Homo habilis’ten AI’ye uzanan bir evrimi tartışmaya şimdiden net bir şekilde açmış olması müthiş bir başarı. Kesinlike kaçırmayın!

    Tanıdık hikayelerle doyurulmuş bir dünyada, bize hikaye anlatmanın sınırsız olasılıklarını hatırlatan filmlerden biri “The Creator” (Yaratıcı). Devam filmleri, yeniden çekimlerin hakim olduğu bir dönemde, "The Creator" orijinal hikaye anlatıcılığının gücünü bize hatırlatarak taze bir nefes olarak ortaya çıkıyor.

    Gareth Edwards tarafından yönetilen bu film, sadece bilim kurgu türüne bir başka katkı değil; dünya inşa etme, duygusal derinlik ve vizyoner film yapımında ustalığını konuşturuyor. "The Creator" filmi başlar başlamaz etkileyici görselleri ve sürükleyici atmosferiyle insanı büyülüyor. Film, generatif yapay zeka ile iç içe geçmiş bir dünyanın tasvirini hem büyüleyici hem de düşündürücü bir şekilde sunuyor. Ancak estetik çekiciliğinin ötesinde, anlatının duygusal özü gerçekten yoğun ve klasik Hollywood şablonlarından ilerliyor. Hikaye, bir yapay zeka dünyasında kabullenme, anlama ve insanlığın özüne dair temaları derinlemesine ele alıyor. Kısacası, Spielberg’ün duygusallığı ve Hollywood tarzı anlatıcılığı ile Nolan’ın zekası ve vizyonu birleşmişçesine kusursuz bir film ortaya çıkıyor.

    Gelecekte Asya’da bir kez daha Amerikan askerleri görmek ve Asya köylerinin bombalanmasını izlemek her saniyesinde rahatsız etti. Bu devasa Amerikan karşıtlığı göndermesi ile Vietnam çağrışımları o kadar hedefine uygundu ki yönetmenin bu anlamda da saygıyı hakettiğini söylemeliyim. Bir diğer beni etkileyen husus, belki benim jenerasyon önizlemesini dahi göremeyecek ama AI’nin (yapay zeka) insan evriminin bir parçası olarak değerlendirilmesi gerektiği yaklaşımı. Filmin hepimizin aklından hayal etmeye çalıştığı geleceği görselleştirmiş olması ve Homo habilis’ten AI’ye uzanan bir evrimi tartışmaya şimdiden net bir şekilde açmış olması müthiş bir başarı.

    John David Washington harika bir oyuncu, karakterine kattığı derinlik ve incelik performansının her karesinde gözle görülüyor. Yanında, Madeleine Yuna Voyles da parlıyor ve endüstride kendisini umut verici bir geleceğin beklediğinin ipuçlarını veriyor. Bu ikilinin ekrandaki kimyalarının hissedilir olması da filmi duygusal anlamda daha ileriye taşıyor. Gareth Edwards'ın yönetmenliği takdire şayan, hem büyük ölçekli görsellerde oluşturduğu enerji hem de içe dönük karakter anlarını yakalayabilen bir anlayışla hikayesini dokuyor. Filmdeki büyük ve gürültülü sahneleri, daha sessiz, içe dönük anlarla dengeli bir şekilde harmanlıyor, baştan sona izleyiciyi etkileyerek sürükleyici bir deneyim sunuyor. Hans Zimmer imzası taşıyan müzikler ile kullanılan şarkılar filmi zirveye harika bir şekilde taşıyor.

    "The Creator", orijinallik ve derinlik için eleştirmenler tarafından övgüyle karşılanmış olsa da, puanlar düşük ve gişe tahminleri mütevazı. Bu, filmi tanıtmada yaşanan zorluklar ve endüstri grevleri gibi dış faktörlere de atfedilebilir. Ancak, bu küçümsemenin aslında bir nimet olup olmadığını merak ediyor insan. Sonuçta, en derin sinematik deneyimler bazen en beklenmedik yerlerden gelir. O yüzden ben filmi izlerken deneyimlediklerime kulak vererek bu film için “yılın olayı!” Demek istiyorum. Ekran karşısında aldığım hazzın haddi hesabı yok çünkü. Sonuç olarak, "The Creator", orijinal sinemanın gücüne bir övgü ve bilim kurgu açlığı içerisinde olan sinema evrenine de bir hediye. Gelen ilk tepkilere bakınca belki bu film de değeri ileride anlaşılacak filmlerden olacaktır diyorum. Kim ne derse desin hem entelektüel olarak uyarıcı hem de duygusal olarak zenginleştirici bir sinematik deneyim arıyorsanız, "The Creator" kesinlikle izlenmesi gereken senenin en iyi filmlerinden biri. İhtimaliniz var ise de mutlaka IMAX salonları tercih etmenizi tavsiye ederim.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top