Amor De madre eleştirileri

Senaryosunu, Cristóbal Garrido ile Adolfo Valor'un kaleme aldıkları ve yönetmen koltuğunda da Paco Caballero'nun oturmakta olduğu "Amor de madre / Honeymoon With My Mother / Mother's Love"; "kara mizah (dark comedy)" tarzda kurgulanılmış, sıkılınmadan izlenilen bir "dramedy (drama comedy)" olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz, Madrid dışında kalan çekimlerinin büyükçe bir kısmı; Hint Okyanusu'nun ortasındaki tatil cenneti Mauritius adasında gerçekleştirilmiş olan, İspanyol yapımı bu Netflix filmine biraz daha yakından bakalım...

***

Klasik bir kırmızı Ford Capri'nin direksiyonundaki DJ Chucho (Andrés Velencoso); kırmızı ışıklarda durduğu bir esnada, telefonundaki birlikte olduğu Teresa de Rosendo (Celia Freijeiro) ile çektirdiği fotoğraflara bakar bakmaz...

Hışımla gazına kökleyeceği aracının yönünü, sevgilisi Teresa'nın José Luis Panizo (Quim Gutiérrez) ile evlenmek üzere olduğu düğün törenine doğru çevirecektir...

***

Öyle ki...

Nikahı kıyacak olan Rahip...

Tam Teresa'ya José Luis ile evlenmeyi kabul edip etmediğini soracakken...

Düğün yapılan açık hava mekanına dalan DJ, dudaklarından öpeceği Teresa'yı aracına attığı gibi oradan uzaklaşıverir...

***

Böyle olunca da aslında...

Tüm konukların önünde mosmor olan José Luis...

Bu skandal sonrasında, sap gibi ortada kalmış olur...

***

Ancak...

"Böylesi daha iyi... Onu hiç sevmemiştim..." diyen José Luis'in annesi Mari Carmen (Carmen Machi)...

Oğlunun başına gelenlere hiç üzülmemiştir...

***

Zira...

Kendilerini, nişanlı bir çift olarak ne zaman yemeğe çağırsalar; Teresa'nın hep bir başka planıyla çakışırmış bu davetler...

Üstelik de aynı Teresa...

Hem kendisinin hem de kocası...

Yani José Luis'in babası Angel'in (Juanjo Cucalón) doğum günlerine asla gelmediği gibi...

Nişanlılık dönemleri boyunca José Luis; tüm Noel kutlamalarında, hep Teresa'nın ailesiyle birlikte olmuştur...

***

Bu arada...

Enfes bulduğu düğün yemeklerini Angel...

Büyük bir iştahla midesine indirirken...

Düğün için tutulan orkestra da, sanki biraz önce vuku bulanlar hiç olmamış gibi...

"Lütfen doğru olmadığını söyle... Beni aldatmadığını... Hala benimle olduğunu..." şeklindeki sözleri içeren şarkıyı çalıp söylemeye devam etmektedir...

***

Neyse...

Sıra, düğün masraflarının hesaplanması faslına geldiğinde de...

Işık ve ses ekipmanları için 500 Avro'ya aldırmayan Mari, fotoğrafları cep telefonu ile çekmek yerine profesyonel bir fotoğrafçıyla 2 bin Avro'ya anlaşılmasına ve tüm giderlerin sadece José tarafından ödeniyor olmasına bayağı bir içerlerken...

Babası Angel'de, iki yüz misafir için hazırlanılmış olan bütün düğün yemeklerinin...

Eve götürülerek, derin dondurucuya atılacak bir biçimde paketlenmesini istemektedir...

***

Derken...

José'nin aklına, balayı seyahati için yaptırmış olduğu rezervasyon gelir gelmez de; annesi Mari ile birlikte soluğu, turizm acentesinde alırlar...

***

Fakat...

Acentedeki görevli (Jorge Suquet)...

Rezervasyonunu iptal ederek parasını, José'ye iade etmek yerine...

Her şeyin dahil ve barın da sabaha kadar açık olduğu Mauritius'taki bu ultra lüks tatil köyünü...

Kendisine ballandıra ballandıra anlatmak suretiyle, Mari'yi gitmeye ikna edecektir...

***

Evet...

Mari, rüya gibi olacağını en başından tahmin ettiği bu tatilin havasına...

Çoktan girmiştir bile...

***

Ama bu sefer de...

Annesiyle gitmek istemeyen José inat ederek yan çizmeye başlamıştır...

***

Hem de...

Her ne kadar babasından...

Vakti zamanında, annesini balayına götüremediğini öğrenmiş olsa da...

***

Çünkü...

José'nin aklında, evli ve iki çocuk annesi olan çalışma arkadaşlarından birine (Sauce Ena) askıntı olarak adaya davet etmek fikri bulunmakta...

Ve...

Bunun olamayacağını bile bile...

Ertesi gün...

Öylesine mantıksız bir cesaret gösterisi sergileyebilecektir de...

***

Aynı günün akşamı, bir kez de umarsızca Teresa'yı deneyerek telefon açan ama sesli mesajla yetinmek zorunda kalarak yelkenleri suya indiren José...

Bavulları hazırlayarak, annesiyle beraber; Balayı Suiti'nde konaklayacakları Mauritius doğru yola koyulacaktır...

Dakika 20...

***

Meydana gelecek pek çok sürpriz olayın yanı sıra özellikle de José'nin annesi Mari'yi daha başka bir bakış açısıyla tanıyacağı filmin geride kalanında, siz değerli sinemasever dostlarımızı; Mauritius'un doğal güzelliklerine ilaveten başta Gary Moore'un "Still Got the Blues"u (1990) olmak üzere, pek çok sevimli müziğin kulaklarınızın pasını sileceği...

90 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

Yeter ki, çok da büyük beklentilere sokmayın kendinizi...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,