Torontolu Adam: en yeniler yorumlar

bir suikastcıyle masum adamın sonu kankalığa varan hikayesi. Komedi aksiyon tarzı. Vakit geçirmecilik film.

Senaryosunu, Jason Blumenthal ile beraber yazdıkları hikayeden uyarlayarak Robbie Fox'un Chris Bremner ile birlikte kaleme aldığı ve Patrick Hughes'un yönetmen koltuğunda oturduğu "The Man from Toronto"; aksiyon dozu yüksek bir drama olarak geliyor karşımıza...

Gelin isterseniz, 75 milyon dolarlık bir bütçe ile yeşil perde ve görsel efekt teknolojilerinin yanı sıra, zorluk muhteviyatı yüksek sahnelerinde; koordinatörlüklerini Alan D'Antoni, Jayson Dumenigo, Dan Iaboni, Micah Karns, Alexander Mandra, Tiia Rowley ve Philip J Silvera üstlendikleri dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak çekilen bu Netflix filmine biraz daha yakından bakalım...

***

Teddy Jackson (Kevin Hart), kendi sosyal medya hesabından yüklediği videolar aracılığıyla; birer yeni nesil spor vasıtaları olarak sunduğu, ağırlıkların yerini alacağını iddia ettiği elastik "Teddyband" ve iki adet hava geçirmez plastikten oluşan "Teddyburn" ile istenilen boya göre ayarlanabilen "Teddybar"ın tanıtımını yapmaktadır...

Elbette her zaman olduğu gibi bu şovda da çuvallamıştır Teddy...

***

- Utah -

"The Man from Toronto / Torontolu Adam" lakaplı Randy (Woody Harrelson) ile; o ana kadar ağzından tek kelime bile alınamayan ve bir sandalyeye bağlanarak oturtulmuş olan bir tutukluyu (Marqus Bobesich), bülbül gibi öttürürken tanışırız...

***

- Yorktown -

Güzel bir Pazartesi sabahı ve saat 08:10...

Teddy ve doğum günü arifesinde olması sebebiyle kendisine; Onancock, Virginia'da, tatil yapabilecekleri bir kulübe kiraladığını söyleyerek sürpriz yapacağı karısı Lori'de (Jasmine Mathews) uyanmışlardır...

Gerçi evdeki bilgisayar yazıcısının kartuşunun bitmeye yakın olması nedeniyle; yazıcı da bastırılan rezervasyon bilgileri çok net olarak okunamasa da, mecburen bununla idare edilecektir...

***

Neyse...

Kendine gelir gelmez de:

Kilo verdiren aynı kardiyo aktivitesini ihtiva ettiğini düşündüğü, bu yeni keşfettiği "temassız boks" oyununun sunumu sayesinde; büyük paralar kazanabileceği umuduyla yanına koşuşturduğu fitness salonu sahibi Marty (Martin Roach) tarafından işinden kovulur Teddy...

Zira Teddy'nin; Marty için hazırladığı hatalarla dolu olan mevcut pazarlama broşürü, tam bir fiyaskodur ve yeni bir fiyaskoya da ihtiyacı yoktur...

***

- Toronto -

Tam anlamıyla bir cephaneliği andıran evine döndüğünde, Randy'nin çalan telefonunun diğer ucunda; kendisine müşteri ayarlayan işvereni The Handler (Ellen Barkin) bulunmaktadır...

Bu kez sırada, herbiri için birer milyon dolar ödenecek olan iki aşamalı bir fırsat mevcuttur ve işin ilk aşamasının gerçekleştirileceği yer de Onancock, Virginia'dır...

***

Çok geçmez...

Bir yanda Teddy ile Lori diğer yanda da kendisine oda numarası olarak 1465'in bildirildiği Randy, Onancock'a doğru yola koyulurlar...

***

Vardıklarında Teddy, karısını:

Tesisin, manikür, pedikür, masaj vs. yaptırabileceği Spa'sına bırakırken; kendisi de, konaklayacakları kulübeye doğru yola koyulur...

Ama rezervasyona dair içeriğin, okunamayacak derecede silik olması sonucunda Teddy yanlışlıkla; içindeki adamlarca, alt kattaki bodrumun tavanına ellerinden asılmış Coughlin'e (Jason MacDonald) işkence edecek Randy'nin beklendiği 1465 no.lu kulübeye girer...

Girerken de söz konusu adamlardan Oscar (Rob Archer) cep telefonuyla, Teddy'nin; "Torontolo Adam" olarak çektiği fotoğrafı, Venezuelalı darbeci Albay Sebastian Marin'e (Alejandro De Hoyos) göndermiştir...

O ana kadar, henüz nelerin olup bittiğini anlayamayan Teddy; kulağına sessizce fısıldayarak ikna ettiği Coughlin'i konuşturur...

Ama o da nesi...

Kulübeye ani bir FBI baskını gerçekleştirilmesin mi...

***

Ellerine düştüğü FBI ajanları Davis (Ronnie Rowe) ile Lawrence (Kate Drummond) şimdi Teddy'den, Albay Marin'i yakalayabilmeleri adına; "Torontolu Adam" rolünü sürdürmesi için ısrar etmektedirler...

Çünkü Oscar'ın telefonundaki bilgiye göre; ödemesini alacak olan çakma Torontolu ile Albay Marin, Washington DC'deki DC Sanat Müzesi'nde buluşacaklardır...

***

Karısının doğum gününde gerçekleşecek bu buluşma karşılığında Teddy; FBI'dan, kendisini vergi haczi ve kredi kartı borçlarından kurtarmasını ister...

Bu arada karısı Lori ile de, Harvard mezunu ajan Santoro (Jencarlos Canela) ilgilenecektir...

Tabii ki bu, inanılması imkan ve izahlar dahillerinde olmayan geçici bir durumdur...

***

Derken...

Olay mahalline intikal eder etmez The Handler ile telefon da, kısa bir değerlendirme görüşmesi yapan gerçek Torontolu; otomobilinin torpido gözünden çıkardığı, polis rozetini takmak suretiyle incelemelerine başlar...

Ve...

Kısa bir süre içerisinde, arka planında olan bitenleri çözemediği Teddy Jackson ismine ulaşıverir...

***

- Washington DC -

Müzenin girişinin bulunduğu meydanın her tarafına, FBI ajanları konuşlandırılmışken; Albay ile buluşacak olan Teddy ile bir milyon doları kimseciklere kaptırmak istemeyen Torontolu Randy'de yerlerini almışlardır...

***

Teddy'i Albayın karısı Daniela (Lela Loren) ile korumaları (Troy Boudreau - Leonardo Gaviria) karşılayarak, otomobillere bindikleri gibi hızlıca uzaklaşırlar...

Aracına gizlice sızdığı FBI ajanı Davis'i devre dışı bırakan Randy'de peşlerindedir...

***

Araçta ilerlerken Albayın karısı; Teddy'e, buluşma ve paraların teslimi için planın, ikinci aşamasının da hayata geçirilmesinin gerekliliğinden söz eder...

Yani aynen kulübe de tanıştığı Bay Coughlin gibi Albay'a gereken bilginin öteki yarısına sahip olan Bay Green'de (Darrin Baker) alınıp, Washington DC'deki Albaya götürülmelidir...

Yoksa ilk operasyon, tek başına hiçbir şey ifade etmeyecektir...

***

Bunun için de Teddy, özel bir uçakla Porto Riko'ya uçması sağlanır...

Yalnız buradaki en önemli ayrıntı; Teddy'i sahtekarlıkla itham ederek adeta ortalığı birbirine katacak olan Randy'nin de, gizlice aynı uçağa sızmış olmasıdır...

Öyle ki, Albayın uçaktaki altı adamının tamamını bertaraf eden Randy, bir tek Teddy'i hayat da bırakır...

***

Randy'nin kural dışı olan bu davranışına ciddi anlamda öfkelenen The Handler'da; Randy ile Teddy'i ortadan kaldırarak, bizzat kendisinin Albayla temasa geçerek iki milyon dolara el koymasına vesile olabilecek "The Man from Miami"yi (Pierson Fode), Porto Riko'ya yönlendirir...

Dakika 46...

Geride sizleri, aksiyon dozunun hız kesmeden devam edeceği ve yapılan olumsuz yorumlara aldırmadan tadını çıkartmanızı önerebileceğimiz; 64 dakikalık, oldukça renkli bir bölüm daha bekliyor olacak...

Keyifli seyirler,