Üç Harfliler: Nazar - Beyazperde.com eleştirisi : Feminist bir korku öyküsü…

TME Films ile Muhteşem Film yapımcılığında çekilen Üç Harfliler: Nazar filminin yönetmen koltuğunda Melodi Tözüm oturuyor. Görüntü yönetmenliğini Eren Nayır’ın yaptığı filmin senaryosu da yönetmen Tözüm’e ait. Müzikleri Reşit Gözdamla tarafından tasarlanan filmin oyuncu kadrosunda ise Elçin Atamgüç, Hatice İrkin, Gülderen Güler, Elis Sezgin, Berfin Naz Uzar, Alperen Çavdar, Batuhan Gülcemal, Melike Balçık gibi isimler bulunuyor.

Filmin konusunu, torun sahibi olmak için cinlerle anlaşma yapan ancak bu anlaşmaya uymayan bir kadının yaşadığı olaylar oluşturuyor. Zeliha, torun sahibi olma umuduyla üç harflilerle anlaşma yapar. Ancak, torunu Nazar'ı, adet olup kadınlığa ilk adımını attığında onlara vermek zorundadır. Oğlu ve gelini zamanı geldiğinde anlaşmaya uymaz, bu nedenle Nazar’a karşılık üç harfliler tarafından kurban edilirler. Zorlu bir kaderle yüzleşen Zeliha, büyüye tövbe edip torununa adanmış bir yaşam sürmeye karar verir. Ta ki Nazar, 17 yaşında cinsel istismara maruz kalıp acımasızca öldürülene kadar. Torununun acı dolu ölümü Zeliha’da intikam arzusu uyandıracaktır.

Üç Harfliler Serisine Genel Bakış…

2010 yılında Arkın Aktaç tarafından çekilen Üç Harfliler: Marid filminin konusunu, Ayla’nın kaybolan muskasının yerine yenisinin yazılması için çağırdıkları hocanın gelmesi sonrası o gece yaşanan olaylar oluşturmaktaydı. Ayla, kocası Serkan ile mutlu bir çifttir. Ayla 11 yaşında öteki alemden gelen bir varlığın musallat olması ile kâbus dolu bir 3 gün yaşamıştır. O günlerden bu günlere en önemli koruyucusu olan muskasını önceki gün kaybettiği için kendini korumasız ve çaresiz hissetmektedir. Serkan yeni bir muska yazması ve Ayla'yı rahatlatması için bu konularda ismi bilinen İzzet Hoca'yı o akşam eve davet eder. Akşam yakın arkadaşları Meltem ve Cem de geleceklerdir. Ayla'nın yeniden başlayan kâbusları ile herkesin aynı gece Ayla ve Serkan'ın evinde yaşayacağı kâbus dolu dakikalar öteki alemden gelen varlığın gücünü ve zalimliğini herkese gösterecektir.

2015 yılında Murat Toktamışoğlu’nun çektiği Üç Harfliler 2: Hablis filminin konusunu sorunsuz ve mutlu bir hayatı olan genç bir kadının ve ailesinin hayatının eski, harap bir evde bulunan lanetli nesneler nedeni ile kabusa dönüşmesi oluşturuyordu.

2016 yılında Alper Mestçi’nin yönetmenliğini devraldığı serinin Üç Harfliler 3: Karabüyü adındaki bu bölümünde, yanlış yapılan bir büyünün kötü sonuçları konu ediliyordu. Anne ve babasını kaybettikten sonra çocukluğunun geçtiği eski evde oturmak istemeyen Alev, evini kiraya verir. Bu eve taşınan "tekinsiz" ve tuhaf kiracılar Alev, kızı Eda ve kocası Erol'un hayatlarını bir anda kabusa çevirir. Eve taşınan Dilek ve Kadir yeni evli bir çifttir. İkisinin de geçmişinde ürkütücü olaylar vardır ve farklı şekillerde Alev'in ailesine musallat olurlar. Alev rastlantı sonucu gittiği ve "Ebced Hesabı" yaparak "Yıldızname" falına bakan ürkütücü kadından, kiracıları hakkında bazı bilgiler öğrenir. Fakat öğrendiği şeyler Alev'in yaşadıklarını daha da kara bir kabusa dönüştürecektir.

2018 yılında çekilen ve yine Alper Mestçi’nin yönetmen koltuğunda oturduğu Üç Harfliler: Beddua’nın konusunu lise günlerinden beri yakın bir grup arkadaşın bir şamanla tanıştıktan sonra değişen hayatları oluşturuyordu. Melek, Burcu, Eda ve Ayla dört lise arkadaşıdır. Mezuniyetlerinin ardından yıllar geçmiş olsa da birbirlerinden kopmamışlardır. Hayatları, Havel adında Şaman bir kadın ile karşılaştıkları geceden sonra ise tamamen değişecek ve bir daha eskisi gibi olmayacaktır.

2019 yılında Mestçi’nin yönetmenliğinde çekilen Üç Harfliler: Adak’ın konusu ise bir grup arkadaşın etrafında gelişen bir intikam hikâyesini konu ediniyordu. Salih arkadaşı Metin ile avlanmaya gittikleri ormanda tüfekle vurularak ağır yaralanır. Beyninde saçma taneleri ile yaşamak zorunda kalan Salih'in iyileşmek için hem maddi hem de manevi yardıma ihtiyacı vardır. İlk başta Salih'e her türlü yardımı yapacağını söyleyen Metin bir süre sonra Salih'i çaresiz bir şekilde annesiyle yapayalnız bırakarak Salih'in kız arkadaşı Şermin'le nişanlanır. Metin’in eski nişanlısı Arzu bu yaşananlara bir anlam veremez. Metin'in neden böyle davrandığını çözmeye çalışırken Salih ve tekinsiz bir kadın olan annesi Türkan’ı ziyarete gider.

İlk iki filminde ele alınan aile içi ilişkiler, üçüncüsünde komşuluk ve toplumsal ilişkiler konularından uzaklaşılıp gençler, gençlerin arkadaşlıkları ve bu ilişkilerdeki çıkmazları odağına alan Üç Harfliler serisinin son filmi Üç Harfliler: Nazar da bu bağlamda gençleri hedef kitlesi olarak belirleyen bir rota çizmeyi tercih ediyor. Genç izleyicilerin hikâyenin akışını kavrayamaması sorununa yönelik bulunmuş olan kolayca anlaşılabilen bir senaryo ile merak unsurunu intikamın kan miktarının yoğunluğu noktasına kaydırarak çözmeyi tercih ediyor.

Filmin fragmanlarında kullanılmış olan Üç Harfliler: Adak görüntüsü ile bu filmde de intikam temelli bir yapının kurulacağının sinyalinin verilmesine rağmen, bol twist içeren hikâyesiyle merak duygusunu tepede tutmayı başarabiliyor. Başta Elçin Atamgüç olmak üzere tüm oyuncuların performanslarının inandırıcı ve gerçekçi olduğunu, izleyicilerin rahatlıkla karakterle özdeşleşebilme olanağı bulabildiklerini rahatlıkla söylemek mümkün.

Sinematografisinden mekân kullanımlarına, makyajlarından korku sahnelerine değin oldukça başarılı olan filmin ürkütücü tasarım ile güçlendirilmiş atmosferi de izleyicilerin neredeyse bütün filmi gergin bir durumda izlemelerinin önünü açıyor. Filmin içerisinde yer alan her bir ritüel sahnesinin titizlikle hazırlanmış oluşu, izleyicilere de fazlasıyla yansıyor. Çok katmanlı, farklı karakterlerin yaşamlarına dair olay örgüleri ve çatışmaları birleştirirken de oldukça özenli davranıldığı, bu katmanlı yapının da filme ayrıca değer kattığını özellikle belirtmek gerekiyor.

Son yıllarda yerli korku filmlerinde karşımıza çıkan diğer kadın yönetmenlerin aksine, Melodi Tözüm bir “kadın” öyküsünü feminist bir bakış açısıyla ele alırken kadın bedeni teşhiri gibi istismara yönelik her türlü adımdan uzak durarak, gerçek anlamda kadın bakışıyla bir hikâye kurmayı da başarıyor ve kadın yönetmenler arasından da bu entelektüel duruşuyla daha baştan sıyrılmayı başarıyor. Üstelik alt metne eklediği üniversite öğrencilerin barınma ve ekonomik problemleri de cabası…

Finale doğru climax'e ulaşıldığı sırada bol flashback sahne ile olayların açıklanmaya çalışılması ile Siccîn serisinin bazı filmlerinde karşımıza çıkan ve iyi bir havas alimi tarafından verilen bir vaaz ve öğütlerin yer aldığı sahnelere benzer şekilde; bu filmde de gündelik ibadetlerini yerine getiren Suna karakterinin diğer kadın karaktere “şükretmekle ilgili vaaz verdiği” sahne tempoyu düşürse de bunlara da filmin “nazar boncuğu” olarak bakmak gerekildiğini söylemek gerekiyor, zira bu yıl gösterime giren kendisi dahil 10 yerli korku filmi arasından tek hamle ile sıyrılarak ilk sıraya yerleşmeyi de rahatlıkla başarıyor.

Sonuç olarak Üç Harfliler: Nazar; hem alt metinleri, hem olay örgüleri ve çatışmaları, hem kadın yönetmen gözüyle anlatılan feminist bir film olması ile sınıfı fazlasıyla geçmeyi başarıyor.