Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Gazete Duvar
Yazar: Şenay Aydemir
“Nasipse Adayız” önce müthiş gözlemler ve ince ayrıntılarla bezeli senaryosuyla, sonra Ercan Kesal başta olmak üzere oyuncu/figüran yönetimindeki başarısıyla ve son olarak görsel tercihlerinin altından ustaca kalkabilmesiyle akıllarda kalan bir yapım olmuş. Bugünün siyasal alanına dair doğrudan bir şey söylemiyor ancak bu ülkede siyaset yapma biçiminin erkek karakterine, ikiyüzlü hallerine, kastlaşmış yapısına dair çok şey söylüyor. Filmin ana muhalefet partisinin mevzuat gereği tek adayla genel kurul seçimine gidişinin eleştirildiği bir dönemde karşımıza çıkması da tarihin ironisi olsa gerek. “Nasipse Adayız”, bu işlerin genel kurulda değil düğün salonlarında halledildiğini çıkarıp koyuyor önümüze çünkü.
Eleştirinin tamamı için: Gazete Duvar
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
‘Nasipse Adayız’ın en sevdiğim yanı, yer yer harika bir durum komedisi yakalayan ince mizah duygusu oldu… Hayatın içindeki kara mizahı yakalayan böyle filmleri daha çok seviyorum. Sözgelimi, hediye edilen check-up paketindeki prostat muayenesi veya akşam yemeğinde sıcakların servis edileceği en doğru anın belirlenmesi gibi konularda ekibin lideri Arzu’yla (Selin Yeninci) düştüğü fikir ayrılıkları çok eğlenceli… İnsanların gerilimli ve sorunlu anları, bazen olaya tümüyle dışardan bakanlar için çok eğlenceli olabilir. ‘Nasipse Adayız’ bunun örnekleriyle dolu.
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Sonuç itibariyle ait olduğumuz coğrafyanın politik iklimine ilişkin eleştirilerin yanı sıra sisteme dahil olmak isteyen ama buraya dair aidiyet duygusuyla da yüzleşmek zorunda kalan bir karakterin açmazlarını samimi bir dille ve vurucu detaylarla anlatan ‘Nasipse Adayız’, ‘siyaset geleneğimize ve politikacılara dair filmlerimiz’ kategorisindeki özel yerini alıyor. Kesinlikle kaçırmayın derim...
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
T24
Yazar: Atilla Dorsay
Bu ilginç filmin kendine özgü temaları var, görüldüğü gibi... Bunları hissettiğiniz ölçüde filme katılabilirsiniz. Final sahnesindeki o garip duygu gibi; doktorun çevresindeki o uzak - yakın, genç - yaşlı, ama hepsi farklı ırklardan, dolayısıyla göçmen oldukları duygusu veren emekçileri ve kahramanımızın onlara karşı ilgisizliğini gördüğünüz zaman... Ama filmin belki aynı ölçüde ilginç ve önemli bir başka yanı var. O da sineması, biçimciliği, görselliği... Gerçekten de -sanırım Sırp olan (çünkü ortak - yapımcılar)- görüntü yönetmeni Barbu Balasolu öylesine soluk kesen bir çalışma yapmış ki... Hiç yerinde duramayan alabildiğine dinamik bir kamera. Öylesine hareketli ki... Genelde kahramanımızı izliyor, onu ister bir arabanın içinde, isterse sokak ve meydanlarda olsun, yakın takibe alıyor. Zoom ya da travelingleri (kaydırma) gayet yerinde kullanıyor.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Gazete Duvar
“Nasipse Adayız” önce müthiş gözlemler ve ince ayrıntılarla bezeli senaryosuyla, sonra Ercan Kesal başta olmak üzere oyuncu/figüran yönetimindeki başarısıyla ve son olarak görsel tercihlerinin altından ustaca kalkabilmesiyle akıllarda kalan bir yapım olmuş. Bugünün siyasal alanına dair doğrudan bir şey söylemiyor ancak bu ülkede siyaset yapma biçiminin erkek karakterine, ikiyüzlü hallerine, kastlaşmış yapısına dair çok şey söylüyor. Filmin ana muhalefet partisinin mevzuat gereği tek adayla genel kurul seçimine gidişinin eleştirildiği bir dönemde karşımıza çıkması da tarihin ironisi olsa gerek. “Nasipse Adayız”, bu işlerin genel kurulda değil düğün salonlarında halledildiğini çıkarıp koyuyor önümüze çünkü.
Habertürk
‘Nasipse Adayız’ın en sevdiğim yanı, yer yer harika bir durum komedisi yakalayan ince mizah duygusu oldu… Hayatın içindeki kara mizahı yakalayan böyle filmleri daha çok seviyorum. Sözgelimi, hediye edilen check-up paketindeki prostat muayenesi veya akşam yemeğinde sıcakların servis edileceği en doğru anın belirlenmesi gibi konularda ekibin lideri Arzu’yla (Selin Yeninci) düştüğü fikir ayrılıkları çok eğlenceli… İnsanların gerilimli ve sorunlu anları, bazen olaya tümüyle dışardan bakanlar için çok eğlenceli olabilir. ‘Nasipse Adayız’ bunun örnekleriyle dolu.
Hurriyet
Sonuç itibariyle ait olduğumuz coğrafyanın politik iklimine ilişkin eleştirilerin yanı sıra sisteme dahil olmak isteyen ama buraya dair aidiyet duygusuyla da yüzleşmek zorunda kalan bir karakterin açmazlarını samimi bir dille ve vurucu detaylarla anlatan ‘Nasipse Adayız’, ‘siyaset geleneğimize ve politikacılara dair filmlerimiz’ kategorisindeki özel yerini alıyor. Kesinlikle kaçırmayın derim...
T24
Bu ilginç filmin kendine özgü temaları var, görüldüğü gibi... Bunları hissettiğiniz ölçüde filme katılabilirsiniz. Final sahnesindeki o garip duygu gibi; doktorun çevresindeki o uzak - yakın, genç - yaşlı, ama hepsi farklı ırklardan, dolayısıyla göçmen oldukları duygusu veren emekçileri ve kahramanımızın onlara karşı ilgisizliğini gördüğünüz zaman... Ama filmin belki aynı ölçüde ilginç ve önemli bir başka yanı var. O da sineması, biçimciliği, görselliği... Gerçekten de -sanırım Sırp olan (çünkü ortak - yapımcılar)- görüntü yönetmeni Barbu Balasolu öylesine soluk kesen bir çalışma yapmış ki... Hiç yerinde duramayan alabildiğine dinamik bir kamera. Öylesine hareketli ki... Genelde kahramanımızı izliyor, onu ister bir arabanın içinde, isterse sokak ve meydanlarda olsun, yakın takibe alıyor. Zoom ya da travelingleri (kaydırma) gayet yerinde kullanıyor.