Vietnam da ne oldu ne bitti esasında kimse bilmez ancak; Hollywood her 3 ayda yeni bir film ile besler büyütür. Her hikaye birbirinden farklı ince ince işlenir, kimsede çıkıp bu var mı, yaşanmış mı diye sormaz. Bu durum tabii olarak karşılanır, öyledir de; çünkü sinemanın görevi tarihi gerçeklikleri yansıtmak değildir. Şu halde film eleştirisi yaparken tarihi tarihçilere bırakarak hikayenin akıcılığı ve etkileyiciliği epik değil lirik sınırlar dahilinde değerlendirilmelidir.
“Mendilim Kekik Kokuyor” onlarca harp içerisinde duygusal devrimler yaşamış toplumumuzun sinemasının romantik komediler içerisine hapsolmasına isyan olarak kaleme alınmış, dünya sinemasına “Biz de buradayız!” diye haykıran LİRİK bir film olma niteliği taşımakta. “Savaşın dili, dini, ırkı olmaz; ölen insandır; vicdanlar biraraya geldiğinde savaşın üzerine çıkar.” düşüncesi temelinde 107 dk bas bas bağıran filmde; çizmeye milliyet biçmeye çalışanlar artniyetlidir. 6 Mart’ta vizyona giren film için gala davetlisi olmadan 5 Mart’ta bu eleştri yazısının yazılmış olması, filmin ne kadar doğru yolda olduğunun göstergesidir. Kuyruğuna basılanlar düşünceden uzak tek apartman içerisinde belaltı komedilere sayfalar dolusu methiye düzen kalemşörlerdir. Mesaj, görseller, ve kurgu olarak “izleyen” herkesin takdirini toplayan fil, “izlemeyen”lerin ve izleyip anlayabilecek yetide olmayanların zoruna gitmeye devam edecektir.