Dinner in America eleştirileri

Senaryosunu da yazmış olan Adam Rehmeier'ın yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu “Dinner in America”, "kara mizahın (dark comedy)" dibine vurulduğu, şahane bir dramedy (drama - comedy) olarak geliyor karşımıza...

Gelin isterseniz, 27 Mayıs 2022 tarihindeki dünya prömiyeri; Sundance Film Festivali'nde yapılan, düşük bütçeli bu bağımsız (indie) Amerikan filmine biraz daha yakından bakalım...

***

Sağlık durumuyla, bir erkek hemşire (Yancey Fuqua) ilgilenirken...

Bir kadın hemşirenin de (Jennifer Kincer), yakasına peçete bağlayıp yemek servisi yaptığı uyuşturucuya ilişkin bir klinik deneyde, alacağı 1.750 dolarlık çek karşılığında gönüllü olan punk rock şarkıcısı Simon (Kyle Gallner); sekiz günlük test süresini tamamlayamadığı için, ödenmesi taahhüt edilen paranın tamamını Dr. Joy'dan (Ricky Wayne) tahsil edemez...

Büyük bir hayal kırıklığı ve öfke içinde deneyin yapıldığı üniversitenin binasından ayrılan Simon; biraz ilerideki otobüs durağında, aynı programda kendisi gibi başarısız olmuş olan deneklerden Beth (Hannah Marks) ile karşılaşır...

Ve...

Bir sigara istediği Beth kendisini, evlerindeki Pazar günü yemeğine davet eder...

***

Bu daveti itirazsız kabul eden Simon; Beth, yemek masasının karşısındaki televizyondaki Amerikan futbolu karşılaşmasını izleyerek tabaklarındaki hindilere yumulan Beth'in babası Bill (Nick Chinlund) ve kendisinin saç kesim biçimine ayar olan Beth'in erkek kardeşi Bobby (Sean Rogers) ve oğlunun aksine saç kesimini beğendiğini söyleyen Beth'in annesi Betty (Lea Thompson) ile birlikte yemeğini yer...

***

Yemek sonrasında...

Sigarasını tüttürmek amacıyla dışarıya çıkan Simon; garajın önünde gördüğü bir bidon benzini, Beth'in evinin önündeki bitkilerin üzerine döker dökmez içeriye yeniden girip...

Pikaba bir plak yerleştirip, kendisini dansa çağıran Betty ile sarılıp öpüşmeye başladığında da; şaşkına dönerek, feryat figan bir vaziyette bağıracak olan Beth'e yakalanırlar...

Ardından da, Simon...

Zor kullanılmak suretiyle o evden şutlanır...

***

Ama...

Simon'da alt da kalmayacak ve kovulduğu evden; biraz önce benzin döktüğü bahçeyi yakarak tutuşturmak dahil, elinden gelebildiğince maddi zarar vererek ayrılacaktır...

***

Neyse...

Filmdeki yeni karakterimiz...

Bay Hanley'in (Sidi Henderson) evcil hayvan dükkanında (pet shop) çalışan ve öğlen yemeği paydosunda, kıyafetinin üzerine mayonezini damlattığı hamburgerini yerken; Derrick (Nico Greetham) ile Brandon'ın (Lukas Jacob) sözlü tacizine uğrayan Patty'dir (Emily Skeggs)...

***

Ne tür yeni gariplikler ile mi karşılaştırır bizi, bu Patty?

Gelin sayalım:

Bir sonraki yemek molası esnasında; pantolonunu sıyırarak aşağıya indiren adamın teki (Robert Skrok), sokağın ortasındaki duvarın dibine çömelerek tuvaletini yapar...

Bu bir olsun...

Mesaisinin bitiminde, evine gitmek için bindiği otobüste; kendisine kötü davranmış olan Derrick ve Brandon, bu kez de hiçbir toplumsal kuralı ciddiye almaksızın Gina (Lena Drake) ve Nikki (Shelby Alayne Antel) ile öpüşüp koklaşmaktadırlar...

Hadi bu da iki...

Evlerinin bahçesinde bulduğu ve türlü anlamlandıramadığı kedi cesedini, hiç saymıyoruz bile...

***

Derken...

Yine bir aile sofrası...

Bu kez Patty'nin, arkadaşları Sissy (Brittany Sheets) ve Karen (Sophie Bolen) ile beraberce gitmek istediği The Alliance grubunun rock konseri için izin istediği annesi Connie (Mary Lynn Rajskub) ile babası Norm (Pat Healy) ve erkek kardeşi Kevin (Griffin Gluck) ile tanışıyoruz...

Ancak yirmi yaşında olmasına karşın...

Hem annesinden hem de babasından, bu konser için gerekli olan izni kopartamayan Patty'e kalan; odasına geçip, kaset çalarına taktığı metal müzik kaseti eşliğinde mastürbasyon yapmak ve bu pozisyonunu Polaroid ile kayıt altına almak olur...

***

Bu arada...

Dr. Joy'dan aldığı 100 dolarlık çeki, bir banka görevlisine (Kimberly Cruchon Brooks) ağzı bozuk bir biçimde bozduran ve onunla; evinin kapısının önünde çocukların (Nevaeh Ashanti, Alaya Woods, Chase River McGhee) oyun oynamakta oldukları Albert'tan (Marv Won) uyuşturucu satın alan Simon, yeniden mevzuya dahil olur...

Kiralık posta kutusundaki mektuplarını da çantasına koyan Simon, Earl Jr.'ın (Quest M.C.O.D.Y.) dükkanına uğramayı da ihmal etmez...

***

İşte bu ortamda Simon...

Sağa sola aval aval bakınarak yürürken, otomobiliyle aynı caddeden geçmekte olan bir polisin (Robert Laenen) dikkatini çeker...

Söz konusu bu polisin takibinden kurtulmak gayesiyle, neredeyse binbir takla atmaktayken Simon'ın yolu; kendisini ihbar etmeyerek, polisin elinden kurtaracak olan Patty'ninki ile kesişir...

Dakika 26...

Üçüncü ve nihai olarak...

"Amerika'da kurulacak Simon'ın ailesinin akşam yemeği sofrasına da" konuk olacağımız filmin geride kalanında, siz değerli sinemasever dostlarımızı; bol miktarda küfür ve argo içermeye devam edecek olan, 80 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

Keyifli seyirler,