Renfield eleştirileri

Bram Stoker'ın gotik korku romanı "Dracula" (1897) da yarattığı kurgusal vampir karakterlerinin kullanıldığı senaryosunu, Robert Kirkman'ın hikayesinden uyarlayan Ryan Ridley'in kaleme aldığı ve Chris McKay'in de yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Renfield"; komedi unsurlarla bezenmiş, fantastik ve son derece absürt bir korku drama olarak geliyor karşımıza...

Gelin isterseniz, 65 milyon dolarlık bir bütçeyle, yeşil perde ve görsel efekt teknolojileriyle başarılı makyaj uygulamalarının yanı sıra zorluk derecesi yüksek sahnelerindeki koordinatörlüklerini; Chris Brewster, John Cihangir, Jeff Galpin, Eric Linden, Nikolas Pelekai, Kevin Pozzo, Joe Ross ve Dan Styles'ın üstlendikleri dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak çekilerek, brüt 23.6 milyon dolarlık bir hasılat rakamıyla da gişeye çakılmış olan bu filme biraz daha yakından bakalım...

***

Kendisini ezen, bir canavar olarak tanımladığı sevgilisi Mitch'in (Dave Davis) baskılarından bunalmış olan Caitlyn (Bess Rous); moderatörlüğünü, Mark'ın (Brandon Scott Jones) yürütmekte olduğu bir psikolojik destek grubunun sohbet toplantılarına katılmaktadır...

Robert Montague Renfield'da (Nicholas Hoult), Caitlyn, Trevante (Rosha Washington), Apaçi Joe (Marcus Lewis), Carol (Jenna Kanell), Karla (Danya LaBelle), Kevin (Michael P. Sullivan), Sharon (Rhonda Johnson Dents), Bob (Christopher Matthew Cook) ve diğer pek çok insan gibi; bu destek grubunun aktif katılımcıları arasındadır...

Neden mi?

Haydi...

Geçmişe dönüp, başlayalım o zaman...

***

İngiliz emlak avukatı R. M. Renfield, kendinin ve ailesinin hayatını sonsuza kadar değiştirecek bir anlaşma yapabilmek umuduyla; 20. yüzyılın başlarında, Transilvanyalı vampir Kont Dracula'nın (Nicolas Cage) ziyaretine gider...

Aslında ilk başlarda...

Renfield'ı asistanı yapan Dracula; yüksek sosyete ile tanıştırmak, tiyatro ve egzotik yerlere birlikte gitmek tarzındaki etkinliklerle, ona kendini önemli hissettirir de...

***

Yetmez...

Dracula'nın uşağı haline dönüştürülen Renfield; onun gücünün küçük bir kısmı ile de, ödüllendirilir...

Artık malikanedeki personelin değişimi ile Dracula'nın özel diyet gereksinimlerinin ayarlanması da, Renfield'ın görevleri arasındadır...

***

Bu arada...

Dracula'nın güçlerini, insan hayatlarını tüketmekten; Renfield'ın ise, ağzına atarak yuttuğu böceklerden kaynaklandığını öğreniyoruz...

***

Neyse...

Günlerden bir gün, Dracula; yaşlı bir rahip (William Ragsdale) ve bir vampir avcısı (Miles Doleac) tarafından, çok fena köşeye sıkıştırılır...

Öyle ki...

İmha edilerek ortadan kaldırılması, neredeyse iş den bile değildir...

***

İşte o an...

Devreye giren havada asılı vaziyetteki Dracula, Renfield'a hitaben; "Yok edildiğimde, benim için yaptıkların yüzünden seni hapse atacaklar... Ben senin tek kurtuluşunum... Ben senin tek arkadaşınım... Ben tek kişiyim... Seni başka kim umursar..." biçiminde vicdan yaparak...

Renfield'ın da yardımıyla, bir kez daha paçayı kurtarıverir...

Ama...

Daha önce hiç olmadığı gibi, fazlasıyla ağır hasar alarak...

O nedenle de Renfield; Dracula'yı yeni bir şehre götürerek, eski gücüne kavuşturacak ve böylelikle de döngü yeniden başlayacaktır...

***

- New Orleans - Günümüz -

İcra sebebiyle boşaltılarak terk edilmiş bir hastane kompleksine yerleştirdiği Dracula ile ilgilenmesine ilaveten Renfield, en başta da belirttiğimiz şekilde; katıldığı destek grubundaki mağdurların, anlattıklarını dinlemekte...

Ve...

Mark kendisine, "Hikayenizi, bizlerle paylaşmak ister misiniz?" diye sorduğunda da; "Hayır... Teşekkürler... Anlayacağınızı sanmıyorum..." diyerek geçiştirmektedir...

***

Her ne kadar Mark...

"Bunun korkutucu olduğunu biliyorum... Ve bir şeylerin asla değişmeyeceğini düşünüyorsun... Ama sana söz veriyorum, bir gün anlayacaksın..." dese de...

Zira Renfield'a göre...

Gruptaki zavallıların tek beklentisi; sorunlarını ortadan kaldırmayacak olduğunun farkında olsalar da, anlattıklarının diğer üyelerce onaylanarak gönüllerinin rahatlatılmasıdır...

Yani gazlarının alınmasıdır...

***

Derken...

Dough (Keith Brooks), Mitch (Dave Davis) ve Phil'in (Joshua Mikel), mafya lideri Bellafrancesca Lobo (Shohreh Aghdashloo) ve oğlu Tedward "Teddy" Lobo'dan (Ben Schwartz) çaldıkları kokainlerle uyuşturucu partisi düzenledikleri depoyu basan Renfield'ın niyeti; hem kurban olarak teslim edeceği bu üçü ile Dracula'yı beslemek hem de Caitlyn'in acılarını dindirmektir...

Fakat Dracula'nın gönlü, bu tipten kokuşmuş serseriler değil; kendisini, daha da hızlıca toparlamasını sağlayacak olan mutlu çiftler, hiçbir şeyden şüphelenmeden ortalıkta dolaşan turistler, bir avuç rahibe ve bir otobüs dolusu amigo kızdan oluşan bir menüden yanadır...

Dakika 15...

Nicolas Cage ile Nicholas Hoult'ın "göz dolduran" sıra dışı performanslarını sürdürmeye devam edecekleri, gerek Dracula ve gerekse de Renfield'ın kendilerine yeni müttefikler edinerek, karşı karşıya gelecek oldukları filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; "vurdusu kırdısı bol" aksiyon filmlerinden hoşlananları da ziyadesiyle tatmin edeceğinden emin olduğumuz, 78 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

Keyifli seyirler,

Filmin içeriği ve kurgusu çok hızlı ilerliyor. Bu sebeple süre az gelmiş gibi. Fakat garip bir paradoksla sıkıcı geldiği noktalar da bulunuyor. Çerezlik bir film olarak izledim, mantık aramadan keyif alabilirsiniz.

Beklentim düşük olduğundan filmi oldukça beğendim. Aksiyon anlamında da beklentimin çok üstündeydi bayadır bu kadar sert sahneler izlemiyorduk. Mantık aramadan acın izleyin derim çok eğlenceli bir filmdi. Oyuncularda karakterlere çok uymuş.

Gereksiz derecede iğrenç ve mide bulandırıcı sahneler var. Youtube da bile yayinlanmaz bu film,sansürlenir.

Çok korkunç değildi bence ama vampir filmi olarak bakarsam güzeldi oyunculuklar bence iyi filme puanım 10/7