En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Turgay Buğdacigil
Takipçi
2.067 değerlendirmeler
Takip Et!
3,5
3 Mayıs 2021 tarihinde eklendi
Senaryosunu da kaleme alan Harry Macqueen’in yönetmen koltuğunda oturduğu “Supernova” da romantik “bir yol hikayesi” ile “zor bir karar anı” anlatılıyor...
Elbette bunu böyle görerek filmi bu şekilde tanımlayabilmek için eşcinsellere yönelik homofobik ön yargılardan tamamen arınmış olmak gerekiyor...
Zira yazar olan Tusker Mulliner (Stanley Tucci) ile piyanist Sam (Colin Firth), yaklaşık yirmi yıldır birlikte yaşayan iki dost ve sevgilidirler...
Yalnız hemen vurgulayalım ki, belli belirsiz bir iki öpücük dışında filmde cinsellik ve seks içeren bir sahne yok...
O yüzden koltuğunuza gergin bir yüz ifadesiyle oturmanıza hiç gerek yok...
Rahat olun...
Şimdi gelin başlayalım isterseniz...
Kendisine erken başlangıçlı demans teşhisi konulan ve o nedenle de yazma becerisini yitirmeye başlayan Tusker ile uzunca bir süredir sahneye çıkmadığı için elleri paslanmış olan Sam, Kuzey Batı İngiltere’deki Göl Bölgesine (The Lake District) doğru yola koyulurlar...
Bu hem Sam’in aile evine yapılacak olan güzel bir ziyaret hem de Sam’in vereceği resital öncesi vuku bulacak hoş bir gezi olacaktır...
Yolculukta rehber olarak harita kullanmakta ısrarcı olan Tusker ile navigasyon hususunda direnen Sam arasında sürekli bir ağız dalaşı yaşanmaktadır...
Özellikle de Tusker, fazlasıyla iğneleyici bir dil kullanmaktadır...
Bir mola yerinde Sam market alışverişi yaparken Tusker aniden kayıplara karışır...
Telaşla peşine düşen Sam, onu köpeği Ruby ile beraber beklerken bulur...
Düzenli olarak ilaç kullanması gereken Tusker’ın, kendisine hastalığını anımsattığını belirten ilaçlarını yanına almadığı haberini Sam ile birlikte duyuveririz...
Neyse...
Bir süre sonra ilk tanıştıkları yer olan göl kıyısına varan ikili teleskoplarını da kurarak gece gökyüzünü seyreylerler...
Ertesi sabah yeniden yola koyulan ikili, kendilerini çok sıcak karşılayan Sam’in ablası Lilly (Pippa Haywoodile) küçük yeğeni Charlotte (Nina Marlin) ve eniştesi Clive’ın (Peter MacQueen) yaşadığı eski aile evine varırlar...
Sabah çıktıkları doğa yürüyüşünden dönen Tusker, Sam ve Ruby’i döndüklerinde büyük bir sürpriz beklemektedir...
Evde kalabalık katılımlı yemekli bir parti düzenlenmiştir...
Dışarıda gecenin sessizliğinde kendini dinlemekte olan Tusker, izin alarak yanına yaklaşan Clive’dan kendisinden sonra Sam’e sahip çıkmasını ister...
Tabii daha başka şeylerde yaşanır o gece ve sonrasında...
Ancak “Tusker’ın gizli sırrı niteliğinde” öyle bir husus daha vardır ki:
O ana kadar bundan bihaber olan Sam’de kafasına eserek karavana gittiği ve Tusker’ın özel eşyalarını karıştırdığı için öğrenivermiştir...
Artık dünya prömiyeri 22 Eylül 2020 tarihinde San Sebastián Uluslararası Film Festivalinde yapılmış olan filmin konusu, bu ana eksen üzerinde yürüyecektir...
“Spoiler” vermemek adına kısa tuttuğumuz yorumumuzu, düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan filmin en önemli silahlarının, Colin Firth ve Stanley Tucci’nin performansları ile LGBTQ’ya dönük hoşgörü olduğunu söyleyerek noktalayalım...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.