Her bir bölümü “zekice” kurgulanmış olan senaryosunu da Özlem Lale, Uğur Saatçi ve Adnan Yıldırım ile Tayfun Türkili’nin iki perdelik tiyatro oyunundan ve Lilith efsanesinden esinlenerek yazan Ezel Akay’ın yönetmen koltuğunda oturduğu “9 Kere Leyla / Leyla Everlasting”, umudumuzu kesmeye başladığımız Türk sinemasının “yüz akı” işlerinden biri olmuş…
Olmuş olmasına da, belki tiyatro oyunundan değil ama Musevi mistisizmine göre tanrıya baş kaldırmış “Dişi Şeytan” olan ve İbranice de (Türkçe okunuşu Leyla olan) “Laila” kelimesi ile bağdaştırılan (Adem’in kaburga kemiğinden yaratılan Havva’dan önceki kendisi gibi topraktan imal edilen karısı) Lilith’e atfedilen anlatılardan haberdar olmayan kitleye pek de hitap edememiş…
Halbuki, ilk sahnelerde bu konuya değinilmişte…
Fakat “okuma” alışkanlığını neredeyse tamamen yitirdiği için anlatılanları anlamlandırma yetisini de kaybeden bir toplum açısından bu durum, bizi çok da şaşırtmadı…
Elbette uzun uzadıya bu efsane ile vakit kaybedecek değiliz…
Zaten konuya ilişkin olarak daha detaylı bilgi edinmek isteyenler, arama motorlarında A’dan Z’ye kadar her türlüsüne ulaşabileceklerdir…
Yalnız elleri değmişken, “Hıdırellez” olarak da bilinen “Hızır ile İlyas” ın hikayelerine de şöyle bir göz atmalarını önereceğiz…
Zira konu itibarıyla o da gerekecek…
Bu kısa girişin devamında isterseniz şimdi de, sinema dünyasında “dark comedy” olarak adlandırılan “kara mizahın” dibine vurulan filmin kendisine biraz daha yakından bakalım…
Ancak filme geçmeden, tiyatrolar.com.tr ’de Türkili’nin oyununa dair, ana fikri yansıtmanın ötesinde tek bir “spoiler” içermeyen ve oyunu izlemeden önce bütün tiyatro severlerin okudukları bu kısa özeti, isimleri filmdeki karakterler ile eşleştirmek dışında noktasına dahi dokunmadan paylaşmak istiyoruz:
“Dokuz Canlı bu kadın, ölmüyor işte ölmüyor! “
Faruk (Adem – Haluk Bilginer) orta yaşta, evli, genç bir sevgilisi (Mine) (Nergis – Elçin Sangu) olan ve bu yüzden karısından (Güzide) (Leyla – Demet Akbağ) boşanmak isteyen adamdır.
Güzide de orta yaşlı ve kocasını seven (!) sıradan bir ev hanımıdır.
Faruk, Mine ile evlenebilmek için sürekli olarak Güzide’den boşanmak ister fakat Güzide bunu kabul etmez.
Faruk sevgilisi Mine ile evlenmek için birazda onun ısrarıyla Güzide’yi öldürmeye karar verir ve OYUN BAŞLAR…
İşte filmde de kafayı, karısının ve kendisinin genç evlilik terapistleri Nergis ile bozmuş olan Arkeolog Adem Evliyaoğlu ’da:
Bu genç kadınla evlenebilmek için (ev hanımı ancak sahip oldukları bütün malın mülkün sahibi olan) Leyla’dan bir an önce boşanmak istemektedir…
Bu arada, balkondan üzerine düşerek hayatını kaybeden dayısına ilişkin olarak Adem’in çocukluk günlerinden kalma, her ceset gördüğünde baygınlık geçirdiği psikolojik bir ölüm travması olduğunu da öğreniyoruz…
Tabii ki filmdeki bütün hikâye sadece bu üçlü arasındaki renkli “gelgitler” de yaşanmıyor…
Daha sırada, Adem’in kovmakla tehdit ederek “süt oğlan” muamelesi yaptığı aile avukatları Haris Adıvar (Alican Yücesoy) ile boğaza nazır muhteşem köşklerinin bahçesinde yapılacak müzayedeyi yönetecek olan koleksiyoner ve tarihi eser uzmanı Mahdum Aksaman ’da (Fırat Tanış) var…
Ki ardından, Mahdum ’un ekibindeki Faruk ve Harun Garipoğlu (Emre Kıvılcım) kardeşlerin yanı sıra 112 Acil Ambulans hizmeti için koşuşturan tıbbi eğitimli Hızır (Hakan Eke) ve İlyas (İhsan Ceylan) ile de müşerref olacağız…
Ne zaman mı?
Önce Mahdum’ un muhakkak alarak kendi koleksiyonuna eklemeyi düşündüğü değerli yazmaların bulunduğu müzayede bir başlasın…
Sonra da Leyla’nın kendisinden boşanmaya yanaşmayacağını anlayan Adem, onu öldürerek “aradan çıkartma” girişimlerinde bulunsun…
Eminiz gerek oyuncularının performansları ve gerekse de müzikleri ile kara mizaha ek olarak “neo – noir” ögelerden de yeterince yararlanılan bu film, sinefillerin gönlünde taht kuracak…
Yeter ki, bu sıraladıklarımızın farkına varılarak izlenilsin film…
Yoksa “heyhat” …
Bitirmeden yorumumuza ilave edeceğimiz son husus, “Neredesin Firuze” (2004) den bu yana Akay’ın bütün sinema projelerinde yer alan görüntü yönetmeni Hayk Kirakosyan’ın:
“Bu filmde de pırıl pırıl bir iş çıkarttığı” biçiminde olacak…
Keyifli seyirler,