Hesabım
    9 Kere Leyla
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,0
    Yetersiz
    9 Kere Leyla

    Doğarken ağladı kadın, bu son olsun da, nasıl olacak?

    Yazar: Hande Kara

    9 Kere Leyla, Ezel Akay’ın Tayfun Türkili imzalı "9 Canlı" isimli polisiye aşk komedisi oyunundan esinlenerek yaptığı son uzun metraj filmi. 7 Kocalı Hürmüz’ün ardından, 11 yıl aradan sonra, kadrosunun da verdiği heyecanla önce vizyon yolunu gözlediğimiz, ardından pandemi dönemine denk gelerek vizyonu ertlenen ve sonunda da şansını Netflix'te deneyen 9 Kere Leyla, Ezel Akay’ın diğer işlerinin fersah fersah uzağında. Akay’ın sineması her zaman mitolojik/fantastik ögeler, müzikal dokunuşlar içeren oldukça renkli filmlerdir. 9 Kere Leyla’da da bu tonu, bu renkliliği görmek mümkün. Ancak bu kez karşımıza çıkan film, altı boşalan mitolojik hikayesini bir yana bıraktığımızda, güldürmeyen bir komedi. 

    Uzun zamandır evli olan Adem (Haluk Bilginer) ve Leyla (Demet Akbağ) çiftinin üzerinden ilerleyen hikaye, çiftimizin bir evlilik terapistine (Elçin Sangu) gitmeye başlamalarıyla şekilleniyor. Adem terapist Nergis’e abayı yakınca, Nergis’in de tek amacı para olunca, ortada sadece boşanmaya yanaşmayan Leyla’dan kurtulmak kalıyor. Adem’in Leyla’yı öldürmek için yaptığı tüm savsak planlar elinde patlıyor ve Leyla ne hikmetse her seferinde kurtuluyor, ölmüyor. 

    Yazının buradan sonrası filmile ilgili sürpriz bozan içerir.

    Aslında izlediğimiz karakterlerin aynı anda yaratılan Adem ve onun ilk eşi, ilk kadın Lilith’den farkı yoktur ve filmin hikayesel tüm sorunu da burada başlıyor. Bir feminist ikonu olan Lilith’in Adem’e karşı geldiği ve eşitliği savunarak cennetten ve nimetlerinden vazgeçerek, Tanrı'nın adını zikredip göğe yükseldiği ve sonunda Tanrı'nın Adem yalnızlık çektiği için yaptığı geri dön çağrısına da uymayarak, dönmeyi reddettiği bilinen mitler arasında. 

    Ancak filmde Demet Akbağ’ın canlandırdığı Lilith’in hiç de böyle bir derdi yok. Varsa yoksa kocası Adem, nasıl olursa olsun da yanımda kalsın havası veren evlilik kurtarma oyunları, finalde yapılan iki üç cümlelik kadın kardeşliği konusunu bertaraf ediyor. Zira filmin genelinde kadına biçilen roller, kocasını kaybetmemek için savaşan Leyla ve para için sevgilisinin karısını öldürmeye yardım edebilecek kadar kötüleşen Nergis’ten ibaret. Hal böyle olunca filmin feminist okuması da bir anda çöküyor. Ve elimizde anlamsız komediden başka bir şey kalmıyor. Hatta bana kalırsa işin komedi kısmı da çok sorunlu, zira güldürmüyor. Film, bu tarz sürekli aynı olayların yaşandığı hikayelerin düşebileceği en büyük tuzağa düşüyor ve her ölüm planında anlamsız ilkyardım ekibi karakterleri ile kendini tekrar ediyor. Evet belki sonunda finali iki kadın karakter ile yapıyoruz ancak bu bile filmin geneline yayılan kadın temsilini kurtaramıyor.

    9 Kere Leyla’nın oyunculuklarından bahsedecek olursak, filmin tonu sebebiyle herkesin abartılı bir oyunculuk sergilediğini söyleyebiliriz. Bu ikiliyi daha önce de farklı rollerde, gerek perdede gerek televizyonda bir arada izledik ve şundan eminim ki Haluk Bilginer ile Demet Akbağ arasındaki kimyanın uyumu yadsınamaz. Filmin diğer oyuncuları Elçin Sangu, Alican Yücesoy ve Fırat Tanış için de ellerinden geleni yapmışlar diyebiliriz. Ancak güldürmeyen komedi ve elde kalan önerme ile bu kadarı oluyor. 9 Kere Leyla, sadece oyuncuların sıkı hayranlarının sonunu getirebileceği bir komedi olmaktan öteye gidemiyor.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top