Senaryosunu, Charles Cumming'in kendi hikayesinden J. P. Davis ile beraber uyarlayarak yazdığı ve yönetmen koltuğunda da Jean-François Richet'in oturmakta olduğu "Plane"; vizyondaki rakiplerine yönelik çok da büyük bir "karşı atak" iddiası taşımadığı tespitinden kaçınma gereğini de duyamayacağımız, finali en başından belli "sıradan" bir Amerikan aksiyon gerilimi olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, 25 milyon dolarlık bir bütçeyle, yeşil perde ve görsel efekt teknolojilerinin yanı sıra; özellikle de zorluk derecesi yüksek sahnelerinde koordinatörlüklerini James M. Churchman ile Kimberley Sutton'ın üstlendikleri dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak çekilen ve brüt 33.5 milyon dolarlık bir hasılat rakamıyla da gişeye çakılarak, yapımcılarının beklentilerini karşılamaktan oldukça uzakta kaldığını gördüğümüz filme biraz daha yakından bakalım...
***
Bir elinde bagajı diğer elinde de, halası Carrie (Heather Seiffert) ile beraber Kaliforniya'da yaşayan ve an itibarıyla da kendisini arayan kızı Daniela (Haleigh Hekking) ile görüntülü görüşme yaptığı telefonuyla; Singapur'daki havalimanının kapısından içeriye giriş yapan Kaptan Pilot Brodie Torrance (Gerard Butler) koşuşturarak, kimlik kontrolü yaptıracağı güvenliğe (Yao Tsai) doğru ilerlemektedir...
***
Yılbaşı gününün arifesi...
Güney Çin Denizi'ndeki kötü hava koşullarına rağmen Singapur - Tokyo - Honolulu seferi olarak gerçekleşecek bu uçuşta, üç yıl önce karısını kaybetmesinin sonrasında Singapur'a yerleşen Torrance'ın yardımcılığını; eğitimini de, aynı bölgedeki Sivil Havacılık Akademisi'nde tamamlamış olan Hong Konglu pilot Samuel Dele (Yoson An) üstlenecektir...
Hemen belirtelim ki, İskoç asıllı Torrance'ın uçuş deneyimi de; Kraliyet Hava Kuvvetleri'ndeki yıllarına dayanmaktadır...
***
Çok geçmez...
Trailblazer Airlines'a ait 119 uçuş sayısı ve 14 yolcuyla havalanacak olan uçağın, pilot kabinine teşrif eden Kabin Amiri Bonnie Lane (Daniella Pineda); Kaptan Torrance'ı, körüğe davet eder...
Zira...
On beş yıl önceki bir cinayet suçlamasıyla aranan ve Bali'de yakalanarak Kanada'ya iadesine karar verilen; Fransız Komando Paraşüt Grubu'nun seçkin askerlerinden Louis Gaspare (Mike Colter) ile onun Kanada Kraliyet Polisi'ne mensup refakatçisi (Otis Winston), Tokyo'ya kadar kendileriyle beraber olacaklardır...
Tabii yeri gelmişken hemen vurgulayalım ki; tehlikeli olduğu düşünülen Gaspare'ın bileklerinde, kelepçe de bulunacaktır...
***
Singapur'dan havalanan Trailblazer'da; bir süre sonra hava koşullarının iyice kötüleşmesi ve yıldırım çarpması üzerine, ilk önce elektronik sistem çöker...
Böylelikle de...
Herhangi bir yerle, iletişim kurabilme olanağı da kalmamıştır...
Üstelik...
Pilotların, kontrolü tamamen kaybetmeden uçağı yere indirebilmeleri için de önlerinde; sadece 10 dakikaları bulunmaktadır...
Diğer bir ifadeyle...
Bu kısıtlı süre içerisinde uçağın, 40 bin feet'lik yükseklikten karaya; radar, navigasyon, telsiz ve bilgisayar olmaksızın, el yordamıyla indirilmesi gerekmektedir...
Yani sert bir iniş gerçekleştirilecektir...
***
Uçaktaki sarsıntının boyutları o kadar büyüktür ki...
Yapılan tüm uyarılara karşın, meydana gelen bu karmaşa esnasında kemerini çözmek suretiyle, elinden kurtularak fırlayan cep telefonunun peşinden seğirten Gaspare'a refakat etmekte olan polis memuru; kafasını koltuklara çarpa çarpa hayatını kaybederek, koridora yığılıp kalacaktır...
***
Umutsuz bir biçimde alçalarak denizin üzerinde süzülmekteyken uçak, birden Torrance'ın gözüne; bir kara parçası ilişiverir...
Artık bundan sonrasında...
Torrance ile Samuel Dele'in tek görevleri, uçağın salimen o kara parçasının üzerine indirilmesini sağlamaktır...
***
Nihayetinde öyle de yaparlar...
Ve...
Kondukları yerin neresi olduğunu bilmeden de uçağı durduruverirler...
***
Ancak iniş esnasındaki arıza nedeniyle yakıt tamamen boşaltılamadığı için herkesin; soğutma süreci boyunca, uçaktan tahliye edilmeleri lazımdır...
Çünkü en ufak bir kıvılcımın dahi, devasa bir yangına dönüşmesi neredeyse kaçınılmazdır...
***
Neyse...
Kanadalı polis ile kabin görevlilerinden Isabella Yu'nun (Michelle Lee) öldükleri bu beklenmedik kazanın ardından; yolcular ile mürettebatın, uçaktan boşaltılması aşamasına geçilir...
***
Aynı esnada...
- New York'taki Trailblazer Merkezi'nde -
Şirketin sahibi Terry Hampton (Paul Ben-Victor) yöneticilerine, 119 sefer sayılı uçağın akıbetini sormakta ve Manila açıklarında kayıplara karıştığını öğrenir öğrenmez de; kendisine bir kurtarma ekibi organize ettirilecek olan, eski Özel Kuvvetler subayı David Scarsdale'in (Tony Goldwyn) çağırılmasını istemektedir...
***
İnilen ada da ise, kendilerini bekleyen asıl tehlikeden bihaber olan Torrance göre; önlerindeki en önemli tehdit, elleri kelepçeli mahkum Gaspare'dır ve ona göz kulak olunmalıdır...
Peki gerçekte, henüz şu ana kadar ortaya çıkmamış asıl korkutucu gözdağı nedir ve devamında nelere yol açacaktır?
Dakika 30...
Aksiyon dozunun giderek yükseleceği ve böylelikle de, kategorinin severlerini mutlu etmeye devam edeceği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; gerek sinema sanatı ve gerekse de bizzat temsil ettiği kategorinin adına pek de fazla bir katkısı bulunmasa da, sıkılmadan tamamlayabileceklerini tahmin ettiğimiz ve yukarıdaki sorumuzun yanıtının da verileceği, 77 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,