Beklentiniz bir Vavien değilse, iyi eğlenceler…
Yazar: Duygu KocabaylıoğluYağmur ve Durul Taylan biraderler imzalı Vavien (2009), iyi bir senaryonun – ki senarist başrol de olan Engin Günaydın’dır- dozunda bir kara mizah ile birleşince tadına doyulmaz bir kilometre taşına dönüşebileceğinin en iyi kanıtlarından biri olarak adını 2000’ler Türk sinemasına yaldızlı harflerle yazdırmış bir yapımdı. İşin aslı muhteşem bütçelerin döndüğü Muhteşem Yüzyıl dizisinin kapılarını zamanında Taylan Biraderler’e aralayan da, Yabancı Damat dizisinin popülerliği kadar, Vavien filmindeki yönetmenlik yetkinliği olmuştur. Gönlümüzde sinemaya aynı tatta bir geri dönüş temennisi ile Azizler filmine kollarımızı açmamızın sebeplerinden biri pandemi çölünün ıssızlığı ise diğeri de Vavien’den gelen bu kredidir biraz da…
2019’un sonbaharında yapım süreci başlayan Azizler filmi o günden baktığımızda sinema perdesi için tam bir yıldızlar geçedi oyuncu kadrosuna sahipti. Engin Günaydın, Haluk Bilginer, Binnur Kaya, Öner Erkan, Fatih Artman, İrem Sak, İlker Aksum, Gülçin Santırcıoğlu isimlerini kastta arka arkaya sıralayan film, misafir oyuncu olarak da Halit Ergenç, Bergüzel Korel ve Okan Yalabık isimlerini ağırlıyor.
Filmin kara mizahın yanı sıra buram buram sürrealizmle bezeli senaryosunda ise geride bıraktığımız aylarda Bir Başkadır ile ülke gündemimize oturan Berkun Oya’nın imzası var. Bu haliyle sanki başından beri Netflix siparişi gibi görünse de, birbiri içine yedirilmiş epizodik anlatamıyla Azizler 96 dakikalık, görsel efektlerde cömertçe davranılmış ve sinema için çekilmiş bir film. Yine odağına kaybeden, çıkışsız erkekleri alan ve kadın karakterlerini kenar süsü misali bu erkek hikayelerinin arasına serpiştiren film, ibresini ağırlıklı olarak Aziz (Engin Günaydın) ve Erbil (Haluk Bilginer) karakterlerinin duygu dünyaları üzerinden kurguluyor. Bu aslında bir durum filmi, başı sonu olan bir olay örgüsünden ziyade Aziz ve Erbil’in akışkan hikayelerini biraz da Alp (Öner Erkan) sosuna bulanmış ve “Denyo Caner” (Göktuğ Yıldırım) gerilimleri ile izliyoruz. Dipnotsuz geçmeyelim nefret edilesi her şeyin bacak kadar bir velette vücut bulmuş hali olan bu Denyo Caner karakteri, önümüzdeki günlerde sosyal medyada da iyi iş yapar… Aferin Göktuğ Yıldırım!
Aziz’in bunalmışlığı ile açılışını yapan filmin senaryosu, özellikle ilk yarıda belli bir olay örgüsüne odaklanmaktan ziyade, pek çok yan öğeyi ve sekansı öyle bir gerçeklik ötesine kurguluyor ki açıkçası -beklentim de yüksek olduğundan- bir Truman şov göndermesi ya da mavi-kırmızı hap gerilimi beklemedim değil! Absürdün kendilerine verdiği geniş yetki alanına sırtlarını yaslayan Taylan Biraderler, filmin ikinci yarısında Erbil’in hikayesini biraz daha sağlam bir zemine konumlandırmaya çalışsa da Kamuran (Binnur Kaya) faktörü buraları da tarumar ediyor. Hem en üst seviye oyunculuk, hem ayarlı komedi dozajı hem de filmin en duygusal sahneleri ikinci evrede seyirci karşısına çıkıyor.
Özetlememiz gerekirse, gerek kadrosu gerek senaryonun arkasındaki ismi göz önüne aldığımızda Azizler maalesef bunca emek için biraz hafif sıklet bir sinema filmi olarak vücut buluyor. Senaryoda seyirciyi tatmin edecek bir olay örgüsü yerine akışına bırakmanın tercih edildiği film, yine absürt bir finalle karakterlerini baş başa bırakıyor. Tabii bu da absürt kara mizahta bir yönetmenlik tercihi; belki de sürreale alışkın olmadığımızdan bunca yadırgama… Teknik anlamdaysa İmaj stüdyolarının görsel efektleri hikaye akışında sırıtmıyor; ayrıca sanat departmanı da sinema filmi açısından nitelikli bir iş çıkartmış diyebiliriz. Finale doğru gelen müzik tercihleri de yakın zamanda Ferdi Özbeğen’i yeniden keşfeden seyircileri sevindirecek cinsten.
Ez cümle, Erbil karakterinin sanki 2020’yi öngörmüş gibi film boyunca sürekli “sağlıklı bir ömür” dilemesi bize hangi kaderin oyunudur bilemesek de, ‘Azizler’ filmi Taylan Biraderler’in şimdiye kadar ki ustalık işi olan Vavien’e okyanus ötesi uzaklıkta bir yapım. Karantina günlerinde keyifli vakit geçirmek adına eğlenceli bir seyirlik, ama o kadar…
Twitter.com/duygukocabayli