Senaryosunu da, Sjón ile birlikte (William Shakespeare'in unutulmaz tragedyalarından, "Hamlet, Prince of Denmark"ın ana karakteri Prens Hamlet'i anımsatan) bir orta çağ İskandinav efsanesi olan "Amleth" den uyarlayarak yazan Robert Eggers'ın yönetmen koltuğunda oturduğu “The Northman”; aksiyon dozu yüksek, destansı bir intikam draması olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, 60 milyon dolarlık bir bütçe ile yeşil perde ve görsel efekt teknolojilerinin yanı sıra, zorluk derecesi yüksek sahnelerinde; koordinatörlüklerini Jón Viðar Arnþórsson ve C.C. Smiff'in üstlendikleri dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak kurgulanan ve brüt 59.2 milyon dolarlık bir hasılat rakamı ile de "resmen" gişeye çakılan bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
- Kuzey Atlantik, M.S. 895 -
Savaş Kuzgunu Kral Aurvandil (Ethan Hawke), sandıklar dolusu ganimet ile seferden dönmektedir...
***
Çok geçmez...
Köpeği ile kralın üvey kardeşi Fjölnir de (Claes Bang) çıkarak gelir...
Gelir gelmez de, Kraliçe Gudrún'a (Nicole Kidman) laf atan Soytarı Heimir'e (Willem Dafoe) gürülderken (büyüdüğünde Gustav Lindh'in canlandıracağı) küçük oğlu Gururlu Thórir'i kucağına alır...
***
Savaşta hafif yaralar alan Aurvandil, çok güvendiği dostu Heimir'in de tanıklığında; kendisi ve ailesinin fertlerinden birinin başına bir iş gelmesi halinde, intikamını alma yemini ettirdiği oğlu Amleth'i (Oscar Novak), veliahttı olarak hazırlamak kararındadır...
Ancak bu niyetini gerçekleştirmeye fırsat bulamadan, oğlu Amleth'in gözleri önünde; kafası, kendini yeni Kral (ve kardeşini acımaksızın öldürmesi nedeniyle de) "Kardeşsiz" olarak ilan eden Fjölnir tarafından kesilerek öldürülür...
Ardından Fjölnir adamlarından, Amleth'in kellesini de ister...
Katliam tüm köyde sürdürülürken; zamanı geldiğinde, annesini Fjölnir'in elinden kurtaracağını ve babasının intikamını alacağını söyleyen Amleth, atladığı bir sandal ile bölgeden uzaklaşır...
***
- Rus Ülkesi, Yıllar Sonra -
Bir grup Viking tarafından bulunarak vahşi bir savaşçı olarak yetiştirilen Amleth (Alexander Skarsgård); katliama dönüşen bir köy baskını sonrasında öylesine dolaşırken, Tapınakta karşılaştığı bir Kahin (Björk); kendisine, babası Kunduz Kral'ın ettirdiği yeminleri hatırlatır...
***
Ertesi sabah Amleth; Norveçli Harald tarafından devrilerek yurdundan edilen Kardeşsiz Fjölnir'in, karısı yaptığı annesi ile oğulları Thórir ve Gunnar (Elliott Rose) ile İzlanda'da yerleştiği bir köyde hüküm sürdüğünü öğrenir...
Ve...
İçinde, Huş Ormanı'ndan Olga'nın da (Anya Taylor-Joy) bulunduğu; İzlanda'ya doğru gitmekte olan bir köle gemisine gizlice sızar...
***
- İzlanda -
Adaya varıldığında; yol boyunca sohbet eden Amleth ile Olga, böylelikle birbirlerini tanıma ve erekleri hakkında bilgi edinme fırsatını da bulurlar...
***
Topraklarında köle çalıştıran Fjölnir; erkeklerden sadece Amleth'in alınmasına izin verirken, cazibesine kapıldığı Olga'yı da bizzat kendisi için seçer...
Ki böylelikle Amleth, artık hem annesine hem de can düşmanının yanı başına ulaşmıştır...
***
Bir gece çiftlikten gizlice kaçan Amleth'in yolu, Fjölnir'in öldürdüğü Heimir sayesinde hikayesinden haberdar olan Erkek Cadı (Ingvar Sigurdsson) ile kesişir...
Bu da aslında Amleth'in; intikamını kolaylaştırmakta kullanacağı, yalnızca geceleri veya Hel (Cehennem) Kapıları'nda çekilebilen büyülü bir kılıç olan Draugr'ı ele geçirmesi anlamına gelecektir...
Elbette bu öyle çok da kolay olmayacaktır...
Zira kılıcı koruması altına almış olan Höyük Sakini lakaplı, bir muhafızı da (Ian Whyte) mevcuttur...
Yani Amleth'in öncelikle bu engeli aşması gerekecektir...
Dakika 60...
Geride sizleri; Amleth'in annesinden duydukları karşısında şaşkınlıktan ne yapacağını şaşırmasının yanı sıra, "Bu çocukta, kesinlikle iş var" dediğimiz ve 2019 yapımı "The Lighthouse"unu da yine bu mecrada severek yorumladığımız yönetmen Robert Eggers'ın da "zorlu" bir "post - prodüksiyon dokunuşu" olarak ifade ettiği son derece çarpıcı görüntülere sahip olan sürpriz bir finali de bünyesinde barındıran, 77 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,