Tabii, incelemeyi genişleterek 600 kelimeye çıkaracağım.
---
Bu film gerçekten olmamış ve ilk filmin atmosferini yansıtmakta başarısız olmuş. İlk film, izleyiciyi derinden etkileyen güçlü bir anlatı ve karakter dinamiklerine sahipti, fakat bu devam filmi aynı etkiyi yaratamıyor. Yönetmen ve ekip sanki bu filmi sadece tamamlamak için yapmış gibi duruyor, herhangi bir tutku ya da yaratıcı enerji hissedilmiyor. İlk filmin başarısına dayanarak, izleyiciler bu devam filminden daha fazlasını beklerdi. Ne yazık ki, izlediğim her şey yetersiz ve hayal kırıklığı yaratıcı bir yapıya sahipti.
En büyük sorunlardan biri, filmin temposunun inanılmaz derecede yavaş olması. Elbette bazı filmler, hikayeyi dikkatlice inşa etmek için kasıtlı olarak yavaş bir tempoya sahip olabilir, fakat bu filmde bu durum pek işlemiş değil. Aksiyonun başlaması çok uzun sürüyor ve bu arada film, seyirciyi kaybediyor. Hikaye ne kadar derin ya da ilginç olursa olsun, eğer bu kadar yavaş ilerliyorsa, izleyici sabrını kaybedebilir. İlk film, baştan sona kadar izleyiciyi içine çeken bir ritme sahipti, ancak bu devam filmi bu ritmi tutturmakta oldukça zorlanıyor. Neredeyse, hikaye ve karakter gelişimi sanki gereksiz yere uzatılmış gibi duruyor. Bu da filmi daha fazla sürükleyici değil, tam tersine sıkıcı bir hale getiriyor.
Eğer müzikal ve dans sahnelerine hayran olmasaydım, bu filme kesinlikle 50 üzerinden 50 puanı zor verirdim. Filmin bazı sahnelerinde güzel müzikal unsurlar var, ve dans sahneleri bir nebze olsun filmi izlenir kılıyor. Ancak bu unsurlar da filmin genel havasını kurtarmak için yeterli değil. Ne yazık ki, bu sahneler de hikayenin temposuna ve ritmine uygun bir şekilde yerleştirilmemiş. Bir müzikal ya da dans sahnesi izleyiciye coşku katmalıdır, ancak bu filmde bu sahneler bile etkisini kaybediyor.
Filmin temposu gerçekten inanılmaz derecede yavaş, öyle ki, bir devam filminin yavaşlığından bile daha fazla bir yavaşlık söz konusu. Genellikle devam filmleri, hikayenin ilk bölümünden bir adım öteye gider ve aksiyonu ya da olay örgüsünü hızlandırır. Ancak burada, sanki ilk filmde inşa edilen her şey unutulmuş ve geriye adım atılmış gibi hissediliyor. Bu kadar yavaş ilerleyen bir filmde, izleyicinin ilgisini sürdürmek çok zor. Hikayenin kendisi ilginç olabilir, fakat sunumu bu denli yavaş olduğunda, film seyirciyi kaybetmekten başka bir şey yapmıyor.
Öte yandan, Lady Gaga'nın oyuncu kadrosuna dahil edilmesi iyi bir seçim olmuş. İlk duyduğumda bu seçimi biraz riskli bulsam da, performansı beni şaşırttı. Karakterine kattığı duygusal derinlik ve karizma, filmi biraz da olsa kurtarıyor. Joaquin Phoenix ile arasında oluşan kimya oldukça iyi ve filmin en güçlü yanlarından biri olarak öne çıkıyor. Ancak ne yazık ki, bu uyum bile filmin genel yavaşlığını ve eksikliklerini telafi edemiyor. Lady Gaga'nın performansı güçlü, fakat senaryonun dağınıklığı ve filmin ritmi, onun performansını tam anlamıyla parlamasına izin vermiyor.
Bir devam filmi olarak, bu filmin en büyük başarısızlıklarından biri, ilk filmin ruhunu ve enerjisini sürdürememesi. İlk filmdeki karanlık atmosfer ve derin karakter incelemeleri, bu filmde neredeyse yok denecek kadar az. Bunun yerine, daha yüzeysel bir anlatı ve hikaye sunulmuş. İzleyicinin karakterlerle bağ kurmasını zorlaştırıyor ve filmin sonunda bir boşluk hissi yaratıyor. Bu, özellikle ilk filmde derinlemesine işlenen karakterler için büyük bir hayal kırıklığı. İzleyici olarak, karakterlerin gelişimini görmek isterdim, ancak bu film bunu sunamıyor.
Sonuç olarak, bu film büyük beklentilerle izlediğim, ancak hayal kırıklığı yaratan bir deneyim oldu. Müzikal sahneler ve Lady Gaga'nın performansı gibi birkaç güçlü yan olsa da, film genel olarak yavaş temposu, dağınık hikayesi ve ilk filmin büyüsünü yansıtamaması nedeniyle zayıf kalıyor. Eğer filmin temposu daha iyi ayarlanmış olsaydı ve hikaye daha odaklı bir şekilde işlenmiş olsaydı, belki de bu film çok daha başarılı olabilirdi. Ancak şu haliyle, maalesef, izleyicinin beklentilerini karşılamaktan çok uzak.