Senaryosunu da yazan Keith Thomas’ın yönetmen koltuğunda oturduğu (debut) ilk uzun metrajlı sinema filmi olan “The Vigil”, korkunun “haunted house / hayaletli ev” konseptinin Ortodoks Yahudilik bakış açısına uygun bir biçimde kurgulandığı bir film olmuş…
Halbuki “The Conjuring Universe / Evreni” ve Alper Mesçi’nin “Siccin Serisi” örneklerinde olduğu gibi bugüne kadar sinemaseverler, Hristiyanlık ile İslam dinlerinin şeytan, iblis ve cin figürlerinin terörüne alıştırılmıştı…
O yüzden de bu film, aynı ezberlere takılıp kalmış olan kitleye fazla hitap etmeyeceği gibi “Nereden çıktı şimdi bu Mazzik’de?” dedirtebilecektir…
Elbette “spoiler” oluşturmaması adına Yahudi mitolojisin önemli ürünlerinden biri olan Mazzik’in açıklanması işine soyunmayarak, onun keşfini bizzat sizlere bırakacağız…
Konuya gelince…
Lane’in (Nati Rabinowitz) evinde dostlar arasında yapılan bir sohbet de işsiz olmasının yanı sıra yaşadığı bir travma nedeniyle psikolojik tedavi de görmekte olan başrol karakteri Yakov Ronen’in (Dave Davis) ilaçları ile yiyecek içecek arasında tercih yapmak zorunda kaldığını öğreniyoruz…
Yani Yakov’un vaziyeti çok kötüdür…
Lane bu durumu, dini bir bakış açısı ile bir “imtihan” olarak yorumlar…
Yersen tabii…
Zira tersi bir izah sonu pek iyi gelmeyecek olan ciddi bir “umutsuzluğa” yol açacaktır…
Neyse…
Herkes evine doğru dağılıp giderken Sarah (Malky Goldman), ertesi gün buluşarak çay, kahve içmek üzere Yakov’a telefon numarasını verir…
Dışarıda Yakov’a, korkarak kaçan aile üyelerinden birinin yerine geleneksel bir Yahudi ritüeli olan “ölü nöbetçiliği” hizmetini yapmasını teklif edecek olan Reb Shulem (Menashe Lustig) beklemektedir…
Ufak bir pazarlığın ardından topu topu beş saat sürecek olan gece nöbeti için 400 dolar karşılığında el sıkışarak anlaşırlar…
Bay Rubin Litvak’ın (Ronald Cohen) cenazesinin bulunduğu eve gittiklerinde, kendilerini karşılayan Bayan Litvak (Lynn Cohen), Yakov’a çıkıp gitmesini söyler ve yatmak üzere üst kata çıkar…
Aslında bu Yakov’a yönelik koruma amaçlı bir uyarıdır…
Fakat günlük kazandıkları ile geçinmek durumunda olan Yakov için 400 dolar kaçırmaması gereken bir paradır…
Reb’in de gitmesinin ardından odadaki üstü örtülü cenaze ile baş başa kalan Yakov, sırtı dönük bir biçimde oturduğu sandalyenin üzerinde kulaklık ile telefonundan müzik dinlemeye ve kadınlar hakkında araştırma yapmaya başlar…
Ama evin içinde duyduğu ve anlam veremediği seslerden rahatsız olur olmaz da oda da duran Tevrat’tan sesli sesli dualar okumaya başlar…
Her ne kadar Yakov’un gözüne çarpmasa da cesette de kıpırdanma vardır…
Sesler devam edince de artık huzuru iyice kaçar…
Bir ara uykuya yenik düşerek dalan Yakov, çok geçmeden rüyasında gördüğü (hayatını karartan)) kâbus sonrasında uyanır…
Duvardaki saate baktığında bir saatin daha geçtiğini fark eder…
Ancak pek sevinemez…
Kurallar gereği yapmaması gerektiği halde Sarah ile mesajlaşmaya başlar…
Ve…
O da nesi başının üstündeki apliğin ampulü yanıp yanıp sönmesin ve bu durum evdeki bütün ampullere sirayet etmesin mi…
Üstelik bilinmeyen bir numaradan Yakov’a, içinde kendisinin biraz önceki uykudaki halinin görüntülerinin yer aldığı şaşırtıcı bir mesaj da gönderilir…
Derken öyle şeyler yaşanır ki, aklını yitirmekte olduğunu zannederek yardımını istediği Dr. Marvin Kohlberg’e (Fred Melamed) ilettiği sesli telefon mesaj ile durumunu özetler…
Dakika henüz 35…
Kaçan aklı mıdır yahut da evde bir şeyler mi vardır?
Artık bu sorunun yanıtını, içine Nazi (Hunter Menken) ve Mazzik (Rob Tunstall) metaforunun da itina ile yerleştirildiği geri kalanını izleyerek kendiniz öğreneceksiniz bu düşük bütçeli Blumhouse Productions filminin…
Keyifli seyirler,