“The Mortuary Collection”, senaryosunu da yazan Ryan Spindell’ın yönetmen koltuğunda oturduğu ilk uzun metrajlı sinema filmi…
Bisikletli gazete dağıtıcısı küçük Bill’in (Tristan Byon), “RAVEN’S END Your story starts HERE! / Hikâyeniz BURADA başlıyor!” tabelasını geçip, cenaze levazımat evinin kapısına dayanması ve “tekinsiz” bir görünüme sahip olan Montgomery Dark’ı (Clancy Brown) gördükten sonra düşürdüğü kamerasını dahi orada bırakmak suretiyle topuklayarak kaçmasıyla başlar…
Derken aynı mekânda, küçük bir çocuk için Dark’ın yönettiği bir cenaze töreni yapıldığını görürüz ancak gerçek heyecan için diğer başrol oyuncusu Sam’in de (Caitlin Custer) kadroya dâhil olması gerekmektedir…
Ki, çok geçmeden çaktırmadan içeriye süzülen ve yakalanınca da Dark’a, asıl amacının iş başvurusu yapmak olduğunu söyleyen Sam’de dâhil oluverir bayılarak izlediğimiz bu filmin senaryosuna…
Sam’in girdiği evde ilk dikkatini çeken şey, Dark’ın insanların “nasıl” ve “neden” öldüklerinin hikâyeleri ile dolu olduğunu söylediği muhteşem kitap koleksiyonudur…
Bunun üzerine Sam, “Monty” diye hitap ettiği Dark’tan bunlardan “karanlık”, “şaşırtıcı” ve “harika” olan bir tanesini anlatmasını ister…
Böylece de Dark, Sam ve Bill üçlüsünün bulunduğu “ana çerçeveyi” oluşturan hikâyenin yanı sıra “Scary Stories to Tell in the Dark” (2019) filminin lezzetini de aratmayan dört “kısa hikâyelik” korku antolojisi de başlamış olur…
1. İlk hikâyemiz 1950’lerden…
Katıldığı bir partide yankesici olduğunu anladığımız genç bir kadının, çaldıklarına çeki düzen vermek için girdiği tuvalet de İrlanda kökenli "Curiosity killed the cat / Merak kediyi öldürdü" sözcüğünden bihaber olduğunu öğreniriz…
Ama bu Sam’i kesmez…
2. Sırada 1960’lardan gelen “eşeğini sağlam kazığa bağlamamak” ve “bencilliğin” sonuçları konulu bir hikâye vardır…
Bu kez “RAVEN’S END School of Technology / Teknoloji Okulu”ndayız…
Yani yıllar geçse ve Dr. Harold Kubler (Mike C. Nelson) dışındaki karakterlerin tamamı değişse de mekân hep aynı kalıyor…
Okulun açılış günü akşamı Sig Delt House’da yapılacak olan partiye birinci sınıf öğrencisi kızları “davet etmek”, ardından da “yatağa atmak” üzere ağızlarından neredeyse salyalar akan Jake (Jacob Elordi), Conner (Brennan Murray) ve Todd (Michael Bow) gibi uyanık geçinen tiplerle tanışıyoruz…
Yalnız yattığı kadın sayısını 67’ye çıkartarak bir rekora imza atmayı hedefleyen Jake, Sandra (Ema Horvath) ile karşılaştığında neye uğradığına şaşıracaktır…
Sahip olduğu ciddi ters köşelere karşın bu da tatmin etmez Sam’i…
3. Dark’ın anlatacağı “sadakat” ana fikrini işleyen son hikâyenin ilk sahnesi, evin içindeki morgda boylu boyunca uzanıp yatmakta olan Carol Peters ile kocası Wendell Owens’ın kilisedeki dini nikâh törenleridir…
Fakat bu çiftin mutluluğu çok kısa sürmüş ve geçirdiği bir rahatsızlık sonrasında Carol komaya girmiştir…
Ne yazık ki, Wendell’da altını temizlemekten yemek yedirmeye kadar onun her şeyi ile ilgilenmek zorunda kalmıştır…
Ama artık fazlasıyla bıkmıştır bu hizmetten…
O da kocası öldükten sonra dünya turlarına çıkmakta olan komşusu yaşlı Bayan Avery (Phyllis Applegate) gibi rahatlamak istemektedir…
Farkındaysanız hikâyelerin ayrıntılarına girmiyoruz…
4. Adı “The Babysitter Murders / Bebek Bakıcısı Cinayetleri” olan son hikâye, “Hadi, bir tane de benden olsun” denilircesine Sam’den Dark’a geliyor…
Tam da bu noktada, Spindell’ın filmografisinde 2015 tarihinde senaryosunu da yazarak aynı oyuncularla çektiği “The Babysitter Murders” adında kısa bir filminin bulunduğunu da belirtmiş olmak isteriz…
Mevzu kısaca, Debra (Alison Gallaher) ve kocası Dr. Harold Kubler’in evlerinde, küçük oğulları Logan’a (Bradley Bundlie) gece bakıcılığı yapan Sam’in, Kirkdale Akıl Hastanesinden kaçan tehlikeli bir çocuk katili olan Gibbons (Ben Hethcoat) ile olan mücadelesi üzerinedir…
Ve tabii birde, son derece sürpriz bir final bekliyor sizleri…
Gördüğümüz kadarıyla, “The Walking Dead” ve değişik isimli “spin – off”larının da yapımcısı olan AMC Network’un sahibi olduğu, bu kategorinin önemli markalarından “Shudder” platformunca finanse edilen “her tarafından kan fışkıran” bu filmde de hiçbir maddi fedakârlıktan kaçınılmamış…
Başta Clancy Brown ve Caitlin Custer olmak üzere oyuncuların tamamı da oldukça etkileyici bir performans sergilemişler…
Bitirmeden ilave edeceğimiz son husus, yeşil perde ve görsel efekt teknolojilerinden de yeterince faydalanılmış olduğunu da belirtmek biçiminde olacak…
Filmin devamı için artık sıra sizlerde…
Keyifli seyirler,