En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Şükrü A.
Takipçi
13 değerlendirmeler
Takip Et!
4,0
20 Şubat 2020 tarihinde eklendi
Konusunu üniversitede doçent olan bir öğretim üyesi ile yüksek lisans öğrencisi bir kız arasında yaşanan aşkın oluşturduğu ''Masallardan Geriye Kalan'' filminde ilişki sürerken geriye doğru flashbacklerle Evren'in yaptığı hataları gözlemliyoruz, olay örgüsü filmin son çeyreğinde farklı bir boyut kazanıyor ama doğrular ve yanlışlar filmin bütünü göz önüne alındığında izleyicide film örgüsünde sonucu oluşturan bölüme hızlı bir geçiş yapıldığı izlenimi oluşturuyor. Felsefi ve sosyolojik çıkarımların da yer aldığı film, Özgür Çevik imzalı çok güzel şarkılar eşliğinde yine de konusu aşk olduğu için keyifle izlenebiliyor.
Filmi anlamak için yeterli entelektüel düzeye ulaşmış olmak gerek. Sosyoloji, Felsefe, Psikoloji okuyanların ilgisini çekecektir. İlgisi olmayan grup da kötü film diyecektir. Nitekim öyle olmuş. Biraz ilgi duyan sevmiş. Gayet iyi bir film.
yani sonu ne oldu anlaşılamadı. Şizofren bir adamın aşk hikayesi en azından bir şey denemişler, sonu daha net ifade edilseydi iyiydi, birde başrol hece çok sırıtıyor filmde iyi oturmamış role
BARSELONA’YI BİLE YENEBİLİRSİN; BARSELONA SAHADA YOKKEN…
Başrollerini Özgür Çevik, Tuba Ünsal ve İlayda Akdoğan’ın oynadığı “Masallardan Geriye Kalan” klasik bir aşk öyküsü olarak yola çıkan, ancak devamında psişik olayların içine dâhil olduğu bir hikayeyi içeriyor. Evren (Özgür Çevik) bir üniversitede doçenttir. Bir gün alt kat komşusunun kapısının önünde tanıştığı Hece (İlayda Akdoğan) ile aşk yaşamaya başlar. Hece, Evren’den yaşça küçüktür ve aynı üniversitede yüksek lisans öğrencisidir. Hece, oldukça bilmiş, gizemli tavırda bir kadın olarak Evren’in dikkatini çeker. Nitekim Evren, daha evvel Canan adlı bir kadınla ilişki yaşamış, ancak onu aldattığı için ilişkilere karşı önyargı edinmiş biridir.
Filme bir bütün olarak baktığımızda aslında aşk hikâyesi gibi gözükse de bir adamın, özellikle mesleğine karşı oldukça titiz davranan bir adamın deneysel çalışmalarının hayat karşısındaki başarısızlığını sorguladığı bir film olduğu görülmektedir. Evren, nöropsikoloji alanında çalışmakta ve her şeyin, aşk da dâhil, beyinde yaşanıp şekillendiğine inanmaktadır. Evren’in bu inanışı ilişkilere bakışına da yön vermiştir. Aldatmanın da insan beyninde bittiğine inandığı için çok sevdiği Canan’ı aldatmıştır. Dolayısıyla Hece’ye de bakışı ilk etapta aynıdır. Ancak Hece, filmde yer alan diyaloglarında da görüldüğü üzere oldukça zeki ve hazırcevap bir kadın olarak Evren’i şaşırtır. Evren gitgide Hece’ye âşık olur, hatta inanmadığı evlilik kurumuna dahi inanmaya başlar. Hece’nin de Evren’e yaklaşımı bu şekilde iken bir gün ansızın ayrılmak ister. Aradan geçen bir ay sonra Evren, Hece’nin başka biri ile ilişkisi olduğunu öğrenir. Bu kısım aslında filmde gerçek aşkın da sorgulandığı kısımdır.
Filmde sorgulama noktasında klasik Türk filmlerinin Ramiz dayısı modundaki akil kişisi görevini ise Asya (Tuba Ünsal) üstlenir. Asya cinsiyetsizdir. Evren’in lisanstan arkadaşı olan Asya hayat konusunda birçok şeyi aşmış, insanların akıl danıştığı türde biridir. Nitekim bu hikâyede de gerçekleri gösterme rolü kendisine verilmiştir.
Filmin sonunda her şeyin aslında Evren’in aklına olup biten, gerçekliğin bir yanılgısı halinde yaşandığı gibi şaşırtıcı bir sonuca ulaşılır. Aşk aslında Evren’in Canan’da yaşadığı travma olarak Hece’de ortaya çıkmıştır. Aslında Hece diye biri hiç yoktur, Hece Evren’in aklında yarattığı bir yanılsama, bir roman kahramanıdır.
Filmde en beğendiğim husus replikler oldu. Gerçekten nokta atışı, hayata dair güzel çıkarımların olduğu replikler vardı. Bunlardan en iyisi “Barselona’yı bile yenebilirsin, Barselona sahada yokken” repliğiydi. Bunun yanında Eskişehir’de çekilen filmin ortamı ve mekânları oldukça güzeldi.
Filmde oyunculuklar konusunda tek başarılı bulduğum isim Özgür Çevik’ti. Özellikle son sahnedeki şizofreni halleri başarılıydı. Tuba Ünsal’ın nezdinde Asya karakteri ise oldukça zorlama ve ses tonuyla arada kalmışlığın kötü bir kopyası gibiydi.
Filmin en önemli mesajı ise sanırım, filmde de geçtiği gibi; “gerçekliğin hiçbir zaman vasat olmadığı” fikriydi…
Öncelikle klasik bir aşk filmi bekliyordum. Hatta konusu 15 dakikada kendini belli eder konunun devamını kendim tahmin ederim dedim. Maalesef öyle olmadı değerli yorum okuyucuları film şartıcı bir hal aldı bir süre sonra...Başlarda ön yargıyla yaklaşıp ahanda esas oğlan esas kız felsefik laflar garip edebiyatlar gider bu dedim... Sonradan sağlam seneryo ile yardıracaklarını tahmin edemedim buda beni çok şaşırttı. Öncelikle senaristi buradan tebrik ediyorum klasik sonu bilinen klişe bir film senaryosu yazmadığı için.Kötü yorum yapanlara kulak asmayın ilk yarım saati izleyip kapatanlar çoktur.
Bu kadar kötü film hiç izlemedim. Film cok sıkıcı sürekli aynı kişiler üzerinden hikaye dönüyor, özgür çeviğin filminin böyle olduğunu bilseydim asla gitmezdim kesinlikle kimseye önermiyorum
O kadar kötü bir filmki.İnanın sadece bu yorumu yazmak için kayıt oldum.Öncelikle şizofrenide halusinasyondan ziyade hayali sesler duyarsın.Belirtileri yeni mi çıkmış ? Eskortumsu aşırı çirkin başrol oyuncusu ile kimya asla tutmamış. Yönetmen kim diye baktım ergen çirkin Ve hafifmeşrep kızların fan ı (Beste,İlayda)olduğunu anladım.Ferhan Şensoy ,Özgür Çevik neden bu yönetmenin filmlerinde oynayarak kendilerine bunu yaptılar ? Değil izlemek ,izleyecek olan varsa engelleyin
Filmin ilk dakikalarindan sonunu anladım, belki farklıdır diye diye izledim ama beni yanıltmadı. Acayip vasat boş bir film, bitsin diye batak oynarken falan arka fonda oynattık resmen, zaman kaybı.
spoiler: ilk dakikalardan birinde diyor ki: beynin gerçekle hayal arasindaki farkı bilemez. O an dedim böyle bir kız yok diye.
spoiler: doktorun yanına gittiğinde doktorun tepkisinden de emin oldum kızın olmadıgından
spoiler: en sonda da canan intihar mi etti bavulunu alıp gitti mi belli degil yine kendisi intihar mı etti yaşıyor mu
Kesinlikle gereksiz bir film üniversite öğrencilerinin son zamanlarındaki cinayet olaylarına karşı örnek olacak bir film yapılacagına direk özendirici ve böyle durumlara iten bir film yapılmış şunu anladım bunu yazan senaristte aynı kafada sapık veya içindeki düşünceler dökmüş ayrıca direk ... film cekseniz daha iyi özendirici film yapacagınıza örnek film yapsanız daha iyi olurdu ayrıca Ece karakterindeki kızı çok aradınız mı bu kadar itici biri görmedim rezil ötesi bir film
Masallardan geri kalan filmini çok beğendim.Ozgur Cevik İlayda Akdoğan ve Tuba Unsali kutluyorum.sonunu merakla bekledim ve beni ters köşe yaptı.romantik film seyretmek isteyene tavsiye ederim unutmadan şarkılar harikaydi
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.