Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Gazete Duvar
Yazar: Şenay Aydemir
“Miami’de Bir Gece”, dönemin güçlü ve şöhretli dört siyah erkek karakteri üzerinden onların güvensizliklerini ve yer yer çıkışsızlıklarını anlatıyor aslında. Birbirleriyle dayanışarak var ettikleri ilişkilerinin, yaşadıkları eşitsizlikle mücadele ederken nasıl bir yol izleyecekleri konusunda yaşadıkları farklılıklarla aldığı yaralara dair bir hikaye aynı zamanda film.
Eleştirinin tamamı için: Gazete Duvar
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
Oscar ödüllü bir oyuncu olarak tanıdığımız Regina King, yönetmen olarak bundan sonra neler yapacağını merak ettiriyor açıkçası… King tıkır tıkır işleyen, karakterleri derinliğine yansıtan, mekânı çok iyi kullanan bir anlatımla geliyor karşımıza. Görüntü yönetmeniyle filmin geçtiği her mekânı her sahneyi bir tablo gibi çevre düzeni, aydınlatması ve farklı renk paletleriyle özenle tasarladığını görmek mümkün. Maçtan önce gündüz vakti motelin havuzunda geçen sahne ya da Sam Cooke’un açılıştaki Copacabana konseri gibi… Bu arada, otel odasında karakterleri yalnız başlarına aynalara bakarken gösterdiği, yalnızlıklarını vurguladığı çekimler dikkat çekici. Muhammed Ali’nin iki ayrı boks maçını yeniden canlandıran sahneleri beğendiğimi de eklemeliyim.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Gazete Duvar
“Miami’de Bir Gece”, dönemin güçlü ve şöhretli dört siyah erkek karakteri üzerinden onların güvensizliklerini ve yer yer çıkışsızlıklarını anlatıyor aslında. Birbirleriyle dayanışarak var ettikleri ilişkilerinin, yaşadıkları eşitsizlikle mücadele ederken nasıl bir yol izleyecekleri konusunda yaşadıkları farklılıklarla aldığı yaralara dair bir hikaye aynı zamanda film.
Habertürk
Oscar ödüllü bir oyuncu olarak tanıdığımız Regina King, yönetmen olarak bundan sonra neler yapacağını merak ettiriyor açıkçası… King tıkır tıkır işleyen, karakterleri derinliğine yansıtan, mekânı çok iyi kullanan bir anlatımla geliyor karşımıza. Görüntü yönetmeniyle filmin geçtiği her mekânı her sahneyi bir tablo gibi çevre düzeni, aydınlatması ve farklı renk paletleriyle özenle tasarladığını görmek mümkün. Maçtan önce gündüz vakti motelin havuzunda geçen sahne ya da Sam Cooke’un açılıştaki Copacabana konseri gibi… Bu arada, otel odasında karakterleri yalnız başlarına aynalara bakarken gösterdiği, yalnızlıklarını vurguladığı çekimler dikkat çekici. Muhammed Ali’nin iki ayrı boks maçını yeniden canlandıran sahneleri beğendiğimi de eklemeliyim.