En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
jamesbond-2
Takipçi
1.684 değerlendirmeler
Takip Et!
3,5
28 Kasım 2012 tarihinde eklendi
Nuri bilge ceylanın filmleri bana içten ve sıcak geliyor şöyle diyim kendimden bir şeyler buluyorum aslında baktığınız zaman ne doğru düzgün bir senaryo,olay örgüsü vs var ama filmler bir sürü ödül topluyor ve insanlar tarafından beğeniliyor işte burda nbc farkı ortaya çıkıyor sanırım ;uzakla birlikte izlediğim en iyi filmi şu ana kadar diyebilirim.
Nuri bilge ceylanın izlediğim en iyi filmi mayıs sıkıntısı.. üç maymun 8/10 verdiğim iyi bir filmdi.. uzak filmini düşünmek bile istemiyorum tam bir faciaydı o film.. ve mayıs sıkıntısı sade anlatımı ve etkili oyunculuklarıyla çok iyi bir film.. kadrajlar,az ama öz müzik kullanımı, senaryo, oyuncu yönetimi ve final.. her anlamda çok başarılı ve etkili bir türk filmi daha izledim.. nuri bilge ceylan mayıs sıkıntısı ve üç maymun gibi etkili filmler çekmeye devam eder umarım.. 9/10
’’Türk Sineması acınacak halde,Kaydadeğer film çekilemiyor’’ diyenler için önlerine sunulacak ender filmlerden bir tanesi.İzlerken acaba bu bir Türk filmi mi diye düşündüm.Biz böyle filmler yapabiliyor muyduk?..’’Türk Sineması desteklenmiyor,biz gavur muyuz nedir bu ecnebi sevdası’’ diyenlere de benim bir cevabım var.Böyle filmler yapılsın eğer desteklemezsem hayattaki tek dayanağım olan sinemayı elimin tersiyle tarihe iterim bir daha da sittin sene elimi sürmem.Ama kimse kusura bakmasın da bu filmin yanında ben -genel bir sınıflandırma olacak- Malili filmlerin lafını ettirtmem...
Sevmiyorum bu adamın filmlerini, acayip daraltıyor beni.Tabi beğenip beğenmemek göreceli bir kavram ama insanların şu filmde doğa manzarası ve yla doğal oynayan oyuncular dışında ne bulduğunu merak ediyorum.Değişik kamera açıları ile bol bol doğa seyrettik, üstelik 2 saati geçen bir zaman diliminde.Daralttı beni...6/10
Kasaba bu mayıs, sanki eskiye göre daha sıcak, daha sıkıntılı. Herkes küçük dertleriyle, sürpizlere kapalı hayatlarıyla yine de huzurlu görünüyor. Ancak bu huzur, çocukluğunu geçirdiği kasabada bir film çekmeyi kafasına koymuş Muzaffer'in gelişiyle biraz zedelenir.İstanbul'da yaşayıp sevgili kasabasına "para kazandırmayacağı belli olan" bir filmi çekmek için gelen yönetmen ile yıllardır canı gibi baktığı sevgili ağaçlarını kadastro bürokrasisine kaptıracak olmanın sıkıntısını yaşayan babasının, "hepimizinkine benzeyen" annesinin, üniversite sınavlarından eli boş dönen akrabasının, ilkokul öğrencisi yeğeninin, çekim asistanının, sevgi dolu, şiir gibi ilişkilerini anlatıyor Mayıs Sıkıntısı..Kimse bize baharın sıkıntı verdiğini söylememişti. Öyle kolay bir alışkanlıktı ki baharla yaşama sevincini, umudu bir tutuvermek... Tıpkı sonbahar denilince aklımıza hüznün düşüvermesi gibi. Ve buna benzer daha ne çok şeyi hazır kalıplar içinde düşünüp, başka şeylerle özdeşleştirerek çabucak kabul ediveriyorduk! Her iyi film için geçerli olan şey "Mayıs Sıkıntısı" için de geçerli; yani sözcüklere dökülerek anlatılması çok zor. Yıllar sonra ailesinin-akrabalarının yaşadığı, çocukluğunun geçtiği kasabaya elinde bir kamera, kafasında bir film yapma tasarısı ile giden bir adamın öyküsü bu film... Belki de, yıllardır bin bir emekle yetiştirdiği meşe ağaçlarını orman idaresine kaptırmamanın savaşını veren babasının; "her mayıs içini sıkıntı basan", bir toprak ve gönül adamı olan babasının öyküsü... Belki de müzikli bir saat edinmenin hayali ile yaşayan, bu hayalin gerçekleşmesi için, bir yumurtayı kırmadan kırk gün cebinde taşımak zorunda olan küçük yeğenin öyküsü... Belki de... Belki de küçük dertleriyle, büyük düşleriyle, sevinciyle, sıkıntısıyla tüm bir "yaşamın" öyküsü demek daha doğru olur Mayıs Sıkıntısı için. Olağandışı bir içtenlikle yoğrulmuş, son derece yalın fakat bir o kadar inceliklerle dolu bir film. Her karesinde "hayatın nabzı" atan bir filmin yanında kelimelerin yetersiz kalması mümkün mü? Bu soruya filmi izledikten sonra bir yanıt da siz verin ya da bırakın yaşamın içinize sinen görüntüleri sıkıntılı da olsa derin bir soluk alsın!
Bu filmle beraber tüm nbc filmlerini izlemiş bulunuyorum.Kendi açımdan en iyi ve en etkileyici nuri bilge filmi diyebilirim. Filmin adıyla senaryo arasında harika bir tutarlılık var 8/10 tebrikler nuri bilge ceylan
Bakmayın adının ’’Mayıs Sıkıntısı’’ olduğuna.Şahsen filmi her izleyişimde huzur doluyorum.Bence filmin anlatış tarzı kadar senaryosu da mükemmel...Olağanüstü bir çalışma...
cok begendim.. içinize işlior cidden o sıkıntı, dürtüor bişi sizi.. bu iyi bişi merak etmeyin.. gayet sade, oldukca dogal; belgesel gibi tam anlamıyla.. bundan sonra da uzak izlenmeli.. bide şunu sölim; bunun bi 'sanat filmi' oldugu unutulmadan, yani sıkılınmadan izlenmeli.. iyi seyirleeerr
Buraya yazılanlardan yalın olacak belki ama her anlamda harika bir film.Bu filmle beraber tüm filmlerinin izlemiş oldum Ceylanın.19 yaşında bir insan olarak böyle filmler beni mutlu ediyor,ileride de edecek.Mayıs ayında sıkıntılarımız neden hareketlenir......
Filmi Üç Maymundan sonra izleme gafletinde bulunduğumu itiraf edeyim önce. NBCnin bu iki filmi çekebilmesi de başarı. Üç Maymundaki muhteşem anlatım, kurgu yerine Mayıs Sıkıntısında Kadastro sıkıntısı ile baş başasınız. Yorum yazanlar muhteşem doğa manzaralarından bahsetmelerini anlamak zor. S.Kaplanoğlunun Balına bakmalılar manzara ve görsel güzellik için. Sadelik, doğallık bir yere kadar doğal. Ötesine katlanabilmek zor. Filmde "Yiyiyo eti büyütüyo g.tü" doğallığı, "Tapu kadastro geçmeyen yerde köy senedi muteberdir. Yargıtay içtihadları böyle diyo" sıkıntısı" "Kadostrocular geçti mi?" "Dün mü?" "Hayır bugün?" Film bu kadar anlamlı ve bütün... "Oyuncu buldunuz mu oğlum" "sizi bulduk ya" "Biz yapabicek miyiz" "Olur bir şeyler." Olmuş bi şeyler. "Ali elini cebinden niye çıkartmıyorsun? Bu yumurtayı 40 gün kırmadan taşırsam annen babamı bana müzikli saat almak için ikna edecek." sıkıntısı, İstanbula kapak atma derdinde bir köy delikanlısının sıkıntısı iç içe. Ancak Alinin ki en sahicisi. Diğerleri dolgu gibi duruyor, sırıtıyor. Film Kasabanın hikayesini çok açık anlatıyor. Sahneler benzerden öte aynı. Zaten Uzak da filmin devamı. Kısacası Yönetmen, senarasit, kameramanın köyünde film çekme hikayesinin hikayesi. Filmde sesler çok anlamlı bir bütünün parçası olmadığı için bir de sesi kapatıp izleyin filmi. Çok şeyin değişmediğini göreceksiniz. Kamera ile fotoğraf makinesi arasında mutlaka bir fark vardır. Biriyle fotoğraf öteki ile film çekilir.
bir yönetmenin mükemmeli arayışı.. filmdeki en can alıcı nokta bu olsa gerek.. çektiği filmlerde, gerçeğe yakın konuşmaları, haraketleri yakalamaya çalışan bir yönetmen.. aynı zamanda "kasaba" filminin çekim öyküsü de denilebilir bu film için.. N.B.Ceylan'ın bu filminde günah çıkarttığını düşünüyorum.. türk sinemasının en önemli yapıtlarından; mayıs sıkıntısı...
Filmi az önce televizyondan izledim.Kasaba filmindeki kısır senaryodan sonra, o filmi nasıl çektiğini senaryo haline getirip bir kısır döngü yaratmayı başarmış NBC. Elimden geleni yaptım ama filmi başarılı bulamadım. Aldığı ödülleri görünce anladım ki jüriler çok daha fazla çaba sarfetmişler...
Kasaba filmi kadar içime işlemedi nedense ama kasabanın çekilme öyküsünü izlemek hoşuma gitti. kasabanın aksine dublajlı değil çoğunlukla sesli çekilmesi çok hoşuma gitti. NBC filmlerinde bir senaryo veya olay örgüsü aramıyorum. Ağırlıkla gözlemlerine dikkat ediyorum. Bu açıdan hoşuma gitmekle beraber kasaba filmi kadar etkilenmedim. Ayrıca 'sıkıntı'nın mayısla bir alakası yoktu bence. Mayıs sadece olayın üzerine tesadüfen orda bulunuyordu :)
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.