Hesabım
    Mona Lisa and the Blood Moon
    Ortalama puan
    3,0
    1 Puanlama
    Mona Lisa and the Blood Moon hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.048 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    2 Ağustos 2024 tarihinde eklendi
    Senaryosunu da kaleme alan Ana Lily Amirpour'un yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Mona Lisa And The Blood Moon"; gizemini sonuna kadar koruyan, fantastik bir drama olarak geliyor karşımıza...

    ***

    Gelin isterseniz, 5 Eylül 2021 tarihindeki dünya prömiyeri; Venedik Uluslararası Film Festivali'nde yapılan, bu bağımsız (indie) Amerikan filmine biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Zihinsel olarak dengesiz ve şizofrenik psikozdan mustarip olması...

    Ve son derece tehlikeli olarak da kabul edilmesi nedeniyle...

    Deli gömleği giydirilerek...

    Bir anlamda...

    Elleri ve kolları zapturapt altına alınmış vaziyetteki ("Beoning/Burning"-2018 filminin de yıldızlarından Jeon Jong-seo'nun canlandırdığı) Kore kökenli Mona Lisa Lee...

    New Orleans yakınlarındaki bir akıl hastanesinin...

    Yüksek Güvenlik Birimi'ndeki hücrelerden birisinde, tecrit altında tutulmakta olup...

    ***

    An itibarıyla da...

    Kendisine "aptal" olarak hitap eden bir hemşire (Lauren Bowles)...

    Hücresine girip...

    Karşısında yere oturarak...

    Ayak tırnaklarını kesmeye başladığında...

    ***

    Kaba davranışını sürdürmesi üzerine...

    Kontrolü ele alan Mona Lisa...

    Baş ve göz hareketleriyle...

    Adeta hipnotize ettiği kadına...

    Elindeki pedikür pensi ile kendi bacağını bıçaklatarak...

    Kan içinde bırakır...

    ***

    Ardından da...

    İyice çaresiz kalan kadına...

    Üzerindeki deli gömleğinin bağcıklarını çözdürür...

    ***

    Ve...

    Belindeki anahtarları da alıp hücresinden dışarıya çıkan Mona Lisa...

    Sadece...

    Elindeki cips paketinden...

    Kendisine de vermesinden sonra...

    Öylece çekip gidecekken...

    Alarmı devreye sokan resepsiyonisti de (Rosha Washington)...

    Yine yaptığı baş ve göz hareketleriyle...

    Etkisiz hale getirerek kaçmaya başlar...

    ***

    Böyle olunca da kendini...

    Uzunca zamandır görmediği gökyüzünün altında bulan Mona Lisa...

    Karşısına ilk çıkan...

    Birayla kafayı çekmekte olan bir kadıncağızın (Sylvia Grace Crim)...

    Yanındaki arkadaşlarından birinden (Colby Boothman), ayakkabılarını çıkartıp verdirmesi...

    Ve...

    New Orleans'a nasıl gidebileceğini tarif etmesine müteakip...

    ***

    Prıl pırıl parlamakta olan ay ışığının da yardımıyla...

    Demiryolu güzergahını izlemek suretiyle...

    Yayan olarak...

    Yola koyuluverir...

    ***

    Çok geçmez...

    Akıl hastanesinden kaçmış olduğuna dair bilgi...

    Telsiz mesajı ile aynen memur Harold (Craig Robinson) örneğinde olduğu gibi emniyet mensuplarına iletilirken...

    Mona Lisa'da...

    Kent merkezine adımını atmıştır...

    ***

    Derken...

    İyice acıkmış ama beş parasız durumdaki Mona Lisa...

    Bir paket cips ile bir kutu içecek alacağı bir yerel markete girecek...

    Ve...

    Alışverişinin parasını da...

    Fingirdemek amacıyla kendisini arabasına davet edecek olan...

    Hiç tanımadığı Fuzz (Ed Skrein) öderken...

    ***

    Sırtındaki tişörtüne de el koyacağı Fuzz ile ilgilenmek yerine...

    Kendisini teşhis edip...

    Yakalayarak göz altına almaya kalkışan memur Harold'ı acil servislik yapacaktır...

    ***

    Neyse...

    Ziyadesiyle acıkmış olan Mona Lisa...

    Bir restoranın önüne vardığında...

    Başı ve gözüyle gerçekleştirdiği telepatik gücü sayesinde...

    Irene'nin (Jennifer Vo) pataklamakta olduğu Bonnie "Bonnie Belle" Hunt'ı (Kate Hudson)...

    Onun elinden kurtarırken...

    ***

    Böylelikle...

    Karnını da doyuracak...

    Sonrada birlikte...

    Kendisinin telepatik gücünden fazlasıyla etkilenen...

    Ve onu...

    Kısa zamanda iyi para kazandıracak, bir bankamatiğe dönüştürmeye karar veren...

    Charles "Charlie" Hunt'ın (Evan Whitten) annesi Bonnie Belle'in...

    Sahneye çıkarak striptiz dansı yaptığı kulübe gideceklerdir...

    Dakika 36...

    ***

    Her şeyin, Bonnie'nin hayalinde kurguladığı biçimde yürümeyeceğinin, çok kısa bir süre içinde anlaşılacağı filmin geri kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; Ari Aster'in görüntü yönetmeni de olan Pawel Pogorzelski'nin kamerasıyla birer birer yakaladığı, beklenmedik sürprizleri de bünyesinde barındıran...

    70 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    ***

    Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

    "Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

    Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

    25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top