Senaryosu Nick Moorcroft, Meg Leonard ve Piers Ashworth tarafından, Noël Coward'ın aynı isimli tiyatro oyunundan (1941), 1 Academy ödülü de kazanmış olan ilkinin (1945) ardından ikinci kez adapte edilerek kaleme alınan “Blithe Spirit”, yönetmen koltuğunda, ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini çeken Edward Hall'ın oturduğu bir İngiliz komedisi...
Sakın aldırmayın, özellikle de senaryoda orijinal hikayeye yeterince sadık kalınmadığı için uluslararası yorumlarda kırılan puanlara ve aynen bizim gibi sizler de geçin ekranlarınızın başına ve tadını çıkartın, oyuncu kadrosu üst seviyedeki yıldızlardan oluşturulan bu sevimli filmi...
Hani zaten eminiz de, ne yapımcıların ve ne de Hall'ın filmi kurgularlarken, "En Özgün Senaryo Uyarlaması" kategorisindeki Academy ve BAFTA ödüllerini bırakın kazanmayı, aday gösterilmeyi dahi hedeflemediklerini...
O yüzden yineliyoruz, "takılmayın olumsuz eleştirilere" söylemimizi...
Gelin başlayalım isterseniz kendi yorumumuza...
İngiltere 1937...
İlk karısı Elvira (Leslie Mann) öldükten sonra tek bir kelime dahi karalamamış olan "Polisiye Roman Ödüllü" ünlü yazar Charles Condomine (Dan Stevens), şimdi tamamen tıkanmış olup doksan sayfalık bir senaryonun henüz ilk satırlarında bile zorlanmakta ve sinirinden, aşçı Edna'nın (Michele Dotrice) hazırladığı ve yardımcı kadın Edith'in (Aimee-Ffion Edwards) tepside getireceği iki haşlanmış yumurta içerikli sabah kahvaltısından önce kadeh kadeh viski tüketirken, çalışma odasının penceresinden fırlattığı daktilosu ile verandadaki mermer Kadmos heykelinin kafasını kopartabilmektedir...
Hem de bu senaryoyu, kendisine ait bir hikayeden uyarlayacak olmasına karşın...
Yalnız Elvira'nın fotoğrafına bakarken, ikinci karısı Ruth'a (Isla Fisher) yakalanan Charles'ın tek problemi bu da değildir...
O yıllarda henüz küçük mavi mucize "Viagra" keşfedilmemiş olduğu için imdadına, kendisine bir şişe "Benzedrine Sülfat" hediye eden Dr. Bradman (Julian Rhind-Tutt) yetişerek Charles'ın bu derdine de derman olur...
Oldukça sıkı fıkı olan Condomine ve Bradman çiftleri akşama, Bayan Cecily Arcati'nin (Judi Dench), "Ölümden sonra yaşam var mı?" sorusunu yanıtlayacağı, salonun tıka basa dolu olduğu doğa üstü medyumluk gösterisine giderler...
Ama yardımcısı Mandeep Singh'in (Adil Ray) engelleyemediği teknik bir aksaklık sonucunda şov, talihsiz bir skandal ile sonuçlanır...
Üzgün bir biçimde kulisteki odasında dinlenmekte olan Arcati'nin yanına gizlice sızan Charles, ona nüfuzlu insanların da davet edileceği kendi malikanesinde, bir özel şov düzenlemesini teklif eder...
Böylelikle şarlatanlıkla suçlanan Arcati'nin sarsılan imajı da, yeniden düzeltilmiş olacaktır...
Bu fikir Arcati'nin de aklına yatar...
Aslında Charles'ın kafasında, senaryosunda kullanmak amacıyla Arcati'den medyumluğun sırlarını öğrenme düşüncesi vardır...
Neyse...
Perşembe akşamı, Bay ve Bayan Bradman'ın da (Emilia Fox) katılımıyla Condomine'lar da toplanılır...
Ve Arcati'nin, Charles ile konuşmak isteyen bir hayalete ulaştığı ruh çağırma seansı başlar...
Hızlıca da biter...
Başarısız olduğu için Arcati üzgün, Condomine'lar ile Bradman'lar ise fazlasıyla eğlendikleri için memnundurlar bu seansın neticesinde...
Üstelik Charles, senaryosunu tamamlayabilecek kadar bilgi de edinmiştir...
Bu durumda yapılması gereken tek şey, gecenin bir yarısı da olsa Charles'ın bardağını viski ile doldurup daktilosunun başına geçmesidir...
Bunlardan ilkini hemen gerçekleştirir de...
Tam ikincisine geçecekken Charles, önce bir şimşek çakar ardından da karşısında beş yıl önce ölmüş olan karısı Elvira'nın hayaleti, ete kemiğe bürünmüş bir şekilde karşısında beliriverir...
Yani gerçekte Arcati başarısız değil olması gerektiği kadar başarılı olmuştur...
Fakat Elvira'yı sadece Charles'ın görebiliyor olması nedeniyle Charles ile Ruth arasında küçük bir yanlış anlaşılma yaşanırken, ertesi sabah Charles'ın tansiyonunu kontrole gelen Dr. Bradman ondan, halisünasyonlar görmesine yol açtığından verdiği sülfat haplarını kullanmayı kesmesini ister...
Derken...
Charles ile Ruth, senaryonun iki haftaya tamamlanacağını belirtmek üzere Ruth'un babası Henry Mackintosh'un (Simon Kunz) sahibi olduğu Pinewood Film Stüdyolarına şöyle bir uğrarlar...
Ancak orada da sadece Charles'ın görebildiği Elvira, bir kez daha arzı endam eyleyerek Charles'a ağzını bozdurduğundan, işler iyice içinden çıkılmaz bir hal alır...
Fakat buraya kadarki garipliklerden hiç biri, Charles'ın Ruth'a aklını kaçırmadığını kanıtlayabilmesi adına Elvira'ya, "Bir şeyler yap" demesinin sonrasında yaşananlar kadar ilgi çekici ve eğlenceli olamaz...
Zira ertesi sabah yardım için doğrudan Arcati'nin kaldığı otele koşan Ruth'da artık Elvira'nın varlığına inanmaktadır...
Dakika 39...
Bitti mi?
Ne bitmesi...
Sürprizleriyle şok bir finale doğru ilerlemekte olan asıl cümbüş yeni başlıyor...
Keyifli seyirler,