Senaryosunu da, Gregory Poirier'in hikayesinden uyarlayarak Joseph Raso ile birlikte yazan Mark Raso'nun yönetmen koltuğunda oturduğu “Awake”, aynı Raso'nun @markraso isimli kendi twitter hesabındaki 9 Haziran 2021 tarihli mesajında paylaştığı şekliyle:
Hani belki de gelin, Beyazperde'nin anlaşılmaz stratejisi sebebiyle vuku bulacak olan "İçine fazlaca sevgi de eklediğim bu (Awake); hayatta kalma, maneviyat ve yaşamın kırılganlığı hakkında bir film yaratarak, ırkçılık mücadeleleri, PTSD (Travma Sonrası Stres Bozukluğu), din, tıbbi görev ve topluca hapsedilme üzerine genel bir alegoridir."
"Copenhagen" (2014) ve "Kodachrome" dan da (2017) tanıdığımız Kanadalı sinemacı Raso'nun ifadesinin tamamının altına, hiç düşünmeden bizde imzamızı atabiliriz...
Gelin isterseniz, son derece ölçülü teknik detayların yanı sıra kocasını savaşta kaybeden ve kendisi de Ortadoğu'daki savaşlarda, ABD ordusunun psikolojik işkence grubunun başında olduğu Dr. Murphy'nin ekibinde yer alan PTSD'den mustarip Jill karakterindeki Gina Rodriguez ile onun on yaşındaki kızı Matilda'yı canlandıran Ariana Greenblatt'ın nefes kesici bir performans sergiledikleri filmimize biraz daha yakından bakalım...
Şimdi diyebilirsiniz ki, "Bu kadar açıklamaya ne gerek vardı?"
Hemen söyleyelim...
Eğer bu özel ayrıntıları bilmezseniz, anlatılanların tamamını saçma bulmanız ve filmi izlemeyi yarıda bırakmanız son derece olası...
Ki, Jill'in oğlu Noah (Lucius Hoyos) karakteri dahi en azından annesinin davranışlarını böyle değerlendirirken...
Hazır mısınız?
Başlıyoruz...
Gece vardiyasındaki güvenlik görevlisi Jill, çalışmakta olduğu üniversite hastanesinin ecza deposundan torbacı Gregg'e (Dan Beirne) satmak üzere, kullanım süresi dolmuş uyuşturucu ilaçlardan birini gizlice araklayarak cebine indiriverir...
Velayetleri onda olan çocuklarını almak için babaanneleri Doris'in (Frances Fisher) evinin önüne gittiğinde kendisini, yorgunluktan aracında uyuklamaktayken uyandıran küçük kızı Matilda ile oğlu Noah karşılar ve hep birlikte kendi evlerine doğru yola koyulurlar...
Ancak Jill o kadar yorgun ve dikkati de yine o kadar dağınıktır ki, bir kazaya karışarak aracının göldeki suya gömülmesine engel olamaz...
Neyse...
"Hiç kimseye bir şey olmadığı gibi" kazanın da, Matilda'yı kurtararak hayata döndüren Şerifin (Bill Lake) ifadesinden anladığımıza göre Jill'den değil, araçları da etkileyen yaygın bir elektrik kesintisinden kaynaklandığını öğreniriz...
Tümcemizdeki şu, "Hiç kimseye bir şey olmadığı gibi" kısmını lütfen aklınızın bir köşesine not edin ve biz devam edelim...
Aracı gölün dibinde olduğu için işine bisikletle gitmek zorunda kalan Jill'den Gregg, iki katı fiyata çok daha yüksek miktarda uyuşturucu ilaç ister...
Zira yaşanmakta olan karmaşa herkesi germiş olup, klasik bir "insomnia" haliyle kimseciklerin gözüne uyku da girmemektedir...
Tabii kendisini bu tesis de işe yerleştiren Ortadoğu'daki patronu Dr. Murphy tarafından, çalmakta olduğu kocaman bir poşet dolusu ilaç ile yakalanır Jill...
Fakat o ne...
Bunu hiç umursamayan Dr. Murphy kendisine, yeni kurduğu ve tıbbi deneyler yaptığı merkezde başka bir iş daha teklif etmektedir...
Ama oranın, uyuyabilen tek bir kadın (Joan Gregson) için kurulduğu gerçeğini Brian'ın (Finn Jones) ağzından duyana kadar Jill, konuyla ilgilenmez...
Çünkü her nedense kızı Matilda'da, her ortamda mışıl mışıl uyuyabilmektedir...
Bisikletine atladığı gibi çıldırmışçasına koşuşturan Jill Doris'in, çözümü bilim yerine dinde arayan bir grup gözü dönmüş fanatik cemaat üyesinin hınca hınç doldurduğu Rahibin (Barry Pepper) kilisesine götürdüğü kızını evde bulamaz...
Oğlu Noah ve Brain ile çıldırmış insanların bulunduğu sokaklara fırlayan Jill, hunharca katledilen Şerifin cansız bedeniyle de karşılaşır...
Yani vaziyet o kadar kötüdür...
Hele kiliseye varınca durum daha da bir vahimleşir...
Dakika 29...
"Spoiler" vermiş olmamak adına anlatımı biz burada kesiyoruz...
"Sürpriz" bir finale de sahip olan bu Netflix filmini, aynen Mark Raso'nun da yukarıda paylaştığımız twitter mesajında en başta da özenle belirttiği gibi "kaçırmamanızı" önereceğiz...
Keyifli seyirler,