Hesabım
    Bac Nord
    Ortalama puan
    3,0
    3 Puanlama
    Bac Nord hakkında görüşlerin ?

    2 Kullanıcı yorumları

    5
    0 Eleştiri
    4
    1 Eleştiri
    3
    0 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.071 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    10 Aralık 2021 tarihinde eklendi
    2012 yılının Marsilya'sın da, "Suçla Mücadele Tugayı'nın (Brigade anti-criminalité - BAC)" adının karıştığı ve on sekiz üyesinin de, uyuşturucu kaçakçılığı ve haraç almak suçlamaları ile hapishaneye gönderildiği bir skandaldan esinlenilen senaryosunu, Audrey Diwan ile birlikte yazan Cédric Jimenez'in yönetmen koltuğunda oturduğu “The Stronghold / Bac Nord”, aksiyon ve gerilim dozu yüksek bir drama olarak geliyor karşımıza...

    Gelin isterseniz, "polisin yanında" ve mülteciler ile göçmenlerden oluşan "halkın karşısında" yer alan "faşizan" kurgusu sebebiyle; İrlandalı gazeteci Fiachra Gibbons'ın, son derece de yerinde bir tespit ile bir sonraki başkanlık seçimlerinde Fransız ulusunu, Hitlervari bir politikayı benimseyen neo - Nazi politikacı Marine Le Pen'e oy vermeye teşvik edebileceğini iddia ettiği, 13,2 Avroluk bir bütçe ile çekilen bu Netflix filmine biraz daha yakından bakalım...

    Film, BAC polislerinden Çavuş Gregory "Greg" Cerva'nın yukarıda da belirttiğimiz "uyuşturucu kaçakçılığı" ve "haraç alma" suçlamalarıyla sorgulandığı sahneler ile başlar...

    Başlar başlamasın da, olan biteni daha net anlayabilmemiz amacıyla sekiz ay öncesine dönülür...

    Otomobillerinin içindeki sivil polis memurları Greg, Yass (Karim Leklou) ve Antoine (François Civil); kendilerinin dur ihtarına uymayan, çalıntı bir motosiklet deki suçluyu ellerinden kaçırırlar...

    Ama Antoine'ın, muhbirleri Amel'den (Kenza Fortas) el koydukları otların bir kısmını rüşvet olarak vermek suretiyle elde ettiği bilgi sayesinde; Afrika ve Orta Doğu kökenli insanların yaşadıkları, Marsilya'nın "kuzeyindeki" bir getto olan sosyal konutlar bölgesinde gerçekleştirdikleri bir operasyonda, iki yüz gram ot ile onları satmaya çalışan bir torbacıyı enselemeyi de ihmal etmezler...

    Ancak amirleri Jérôme (Cyril Lecomte), o bölgede giriştikleri bu türden ufak işlerden pek de hoşnut değildir...

    Zaten sigaralarını, kaçak ve çakma Marlboro satan bir satıcıdan döner ekmeklerini de, çarşıdaki bir kebapçıdan bedavaya temin eden bu üç kafadar, merkezden gelen bir telsiz mesajı sonrasında çalıntı bir Audi otomobilin peşinden koştururlarken, önlerinde bariyer oluşturan çete elemanlarınca yolları kesilerek, sosyal konutların içlerine nüfuz etmeleri engellenmektedirler de...

    Fakat sosyal medya da izlenme rekorları kıran, bir çete infazının görüntüleri nedeniyle aynı Jérôme Greg'i, "sağlam bir mevzi" olarak kendi kuracağı bir ekip ve kullanmakta tamamen serbest olacağı bir yöntem ile bu suçu işleyen çeteyi çökertmek üzere sosyal konutlardaki uyuşturucu çetesinin üzerine doğru yönlendirir...

    Yass'ın hamile karısı Nora'nın (Adèle Exarchopoulos) adlandırdığı biçimde bizim "Sıkı Dostlar (Goodfellas - 1990)", yine bölgede yaşayan Amel'e başvururlar...

    Amel'in, vereceği nokta atışı isabet deki bilgiler karşılığındaki talebi ise, bir diğer çetenin malları arasından temin edilecek olan beş kilo uyuşturucudur...

    Zira sosyal konutlar da imal edilenler de, çok özel bir koku kullanılmakta olup sokaklar da bunlardan satmaya kalkışması halinde Amel'in, muhbirlik yapanın kendisi olduğu hemen anlaşılacağı ve kimliği de anında deşifre olacağı gibi soydaşlarına yaptığı bu ihanetin karşılığında, çok da büyük bir olasılıkla ortadan kaldırılacaktır...

    O yüzden de gidip bu beş kilo uyuşturucuyu, patronları Jérôme'dan ister üç silahşorlar...

    Onun yanıtıysa, daha önce yakalanmış olan ellerindeki otların, resmi evraklar da kayıt altına alınmış olduğu için Amel'e verilecek uyuşturucuyu, bizzat kendilerinin arayıp bulmaları şeklinde olur...

    Bunun üzerine, bir başka çıkar yol bulamayan Greg, Yass ve Antoine, bir başka uyuşturucu çetesinin Olivers Meydanındaki güç sahasında, onlardan ot alan müşterileri tek tek durdurarak neredeyse soymaya başlarlar...

    Ki yardımlarına, süreç daha da hızlansın diye, emniyetten Jacques (Michaël Abiteboul) ve Kévin (Idir Azougli) gibi arkadaşları da katılırlar...

    Çünkü yirmi gramlık paketlerden, toplam beş kiloya varmak çok uzunca bir süre almaktadır...

    Neyse...

    Bir şekilde halledilir de...

    Ve...

    Çok geçmez Amel'den gerekli istihbarat da alınarak bölgeye büyükçe bir polis operasyonu başlatılır...

    Dakika 48...

    Geride sizleri, oldukça zorlu bir operasyon ile bu operasyon öncesinde yaşanan bir kısım gelişmelerin tetikleyeceği, tutuklu bir yargılama prosesinin sahnelendiği, 57 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    The Animals'ın finaldeki efsanevi şarkısı, "The House of the Rising Sun"ının da (1964) zevahiri kurtarmaya pek yetmediği bu filmi, çok da abartmamak gerektiğini düşünüyoruz...

    "Olsun ben yine de varım" diyenlere de keyifli seyirler,
    Ahmet Büke
    Ahmet Büke

    Takipçi 935 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    3 Kasım 2021 tarihinde eklendi
    3 fransız polisinin başına gelenler… oyunculuk seslendirme ve inandırıcılık bazen sıkıntılı.. Değişik bir film olmuş sürükleyicilik ve konu iyi.. Muthiş bir şarkıyla bitiyor… genede güzel film diyebilirim
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top