En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
teomansonmez
Takipçi
365 değerlendirmeler
Takip Et!
4,0
16 Eylül 2006 tarihinde eklendi
Manhunter,(Yeniden Çevrimi Kızıl Ejder)Kuzuların Sessizliğinden sonra üçlemenin son halkası Hannıbal Ridley Scoot'ın yönetmenliğindeki iyi bir film.Thomas Harris'in çok satan romanın yine esin kaynağı olduğu filmde bu kez tamamen diğer bölümlerin aksine sadece Hannıbal karakteri üzerine yoğunlaşıyoruz.Scott'ın tekrar Hopkins'i Hannıbal rolünde oynaması için ona bir ev aldığı söylenmişti film vizyona girdiğinde.Oscar sahibi oyuncu rolü böyle kabul etmiş.Ama herkesin bildiği Jodie Foster devam filmi için ikna olmadığını ve senaryoyu beğenmediğini söylemişti.Foster yerine Joliana Moore çok silik kalsa da haksız eleştirilere rağmen bu son filmi pekala başarılı...Menüde; tavada beyin var...
10/10 Kuzuların Sessizliği’ni izledikten sonra hannıbal’i de izleyim dedim ve iyiki izlemişim ilk film kadar sürükleyici, heyecan verici, mükemmel bir film. Gözlerim film başladığında hep Hopkins’i arıyordu 30 dakikaya kadar ortalarda görünmüyordu ve işte hopkins show. mükemmel ötesi, usta oyunculuğuyla hopkins yine karşımdaydı bu benim için çok önemli bir andı ve bu film benim için çok özeldi film bitene kadar gözlerimi bir an ayırmadım ve film bittiğinde şunu dedim mükemmel ötesi...... bu film hakkında yorumlarımın devamı gelecek
Kuzuların Sessizliği’nin yanına dahi yaklaşamayan ama kendi başına değerlendirdiğimizde yinede iyi diyebileceğimiz bir devam filmi. Ama Kuzuların Sessizliği’nin bir hayranı olarak hayal kırıklığına uğramıştım açıkçası.
Bir Ridley S. filmi olarak genel itibariyle durgun bir film. zaman zaman tempo yükseliyor ve bu da fazla uzun sürmüyor. tam olarak sıkıcı olduğu söylenemez ancak yönetmenden daha etkileyici, saran bir film bekliyordum. hannibal hiç bir filminde bana korku veren bir karakter olmadı. bunun yanında çizgileri çok iyi belirlenmiş de bir karakter aslında. ne kadar üst sınıf bir insan olsa da vazgeçmediği psikopatlıklarıyla seri katiller arasında ayrı bir yere sahip olacaktır her daim. bu filmde de bağırsak deşme ve beyin kızartması sahneleri yaptığı en bomba manyaklıklardan ikisi. özellikle beyin kızartma sahnesi görülmeye değer.Dediğim gibi genelde tempo düşük, ama yine de filmden kopmamamı salan en büyük unsur Ridley S.’ın görselliğiydi. yine çok iyi becerdiği işi yapıp bu yönüyle hoş anlar katmış filmine. sadece bu bile yönetmenin hayranlarını memnun edecektir.(6)
film her ne kadar durgun bir tarz benimsemiş olsada izlemeye kesinlikle değer bir film.sıradışı konusu mükemmel oyunculuk performansıyla film 10/9 u hak ediyor.İşin en garip tarafı ise filmde kötü tarafı destekliyor olmamız(Dr.H.Lecter).Bu film kesinlikle seyredilmeli
serinin en güzel yapımı.biraz geç kalmış olsa da buna değmiş.ilk filmden de güzel.normalde jodie foster'ı moore'dan daha çok severim ama bu sefer moore daha iyi oturmuş.
Bu film kesinlikle kuzuların sessizliğinin bir devamı olarak düşünülmemeli.Amerikan sineması o eski banallığına bu filmle tekrar geri dönmüş anlaşılan.Arkadaşların yorumlarını okudum;genel olarak filmi sevdiklerini söylüyorlar.Sevgileri daha çok anthony hopkinsin oyunculuğuyla bağlantılı.Kimi arkadaşlarsa filmde benim pek hissedemediğim aksiyon kokusu almışlar.(belki de filmdeki iğrenç sahneler duyularımı öldürdü.algılamakta güçlük çekiyor da olabilirim)Bence filmde bir senaryo bütünlüğü oluşturulamamış;üstelik kuzuların sessizliği filmindeki psikolojik derinlik bu filmde yerini ’yoğulaştırılmış bir şiddet’açmazına bırakmış. Kuzuların sesizliği fiminde hannibal lecterin Starlingi arayarak’ kuzuların çığlıkları dindi mi clarice’deyişini hatırlıyorum da içim de ister istemez hüzünlü bulutlar...Bu filmle yazık ettiler kuzuların sessizliğine......Gerçekten de çok yazık oldu....
Diğer oyuncuların aksine Anthony Hopkins hangi filmde oynarsa oynasın rolünü çok iyi icra etmesine ve başka oynadığı bir karakteri anımsatmamasına rağmen aşırı bir gerilim hissi aşılıyor insana...FBI ajanını canlandırıken bile insanı germesi bence ona çok olumlu puan kazandırıyor.Bu filmden bahsetmedim pek çünkü film kendini anlatıyor ama iyi ki Anthony Hopkins oynamış yoksa hakettiği yere gelemiyebilirdi...
harika bir film tam bir klasik mükemmel tamam kabul ediyorum iğrenç bir film ama film işte napcan hala unutamıyorum o adamın beynini yediği sahneyi ... güzel güzel bizim Türkler böyle bir film yapsa saçlarımı kazıtırım valla
Ya nur yüzlü adamı gidiyolar kötü kötü rollerde oynatıolar.Bu kadar iğrenç bir film daha görmedim.Adamın bağırsağını kaldırıma düşürdüğü sahne ve ona benzer tüm sahnelerde midem ağzıma geldi.Amaçları sanki insanı germek değil de kusturmak
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.