Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Milliyet
Yazar: Müjde Işıl
Dördüncü film, hem üçüncü filmin yolunu takip ediyor hem de onun yükselttiği çıtayı başka bir seviyeye taşıyor. Wick’in Yüksek Şura ve eski tanıdıkları ile olan savaşı yeni filmde de devam ediyor. New York sokaklarında atla koşturduğu ya da Vivaldi eşliğinde sergi alanında kırmadık cam bırakmadığı sahnelerin benzerleri yeni filmde de var. Yeni filmin öncüllerinden farkı ise çok uzun süresi ve stilize şiddet, dövüş, aksiyon sahnelerindeki yoğunluk. 170 dakika boyunca seyirciyi nefessiz bırakıp hırpalıyor. Bir noktadan sonra Wick’in maruz kaldığı darbelerin yorgunluğunu siz de hissediyorsunuz.
Eleştirinin tamamı için: Milliyet
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
Bir John Wick filminden ne bekliyorsanız hepsi fazlasıyla var… Serinin formülü ilk filmden bu yana hep aynıdır: İnandırıcılık dozu düşük, gerçekçilikle ilişkisi olmayan öykü; son derece ciddi bir tavır ve şık sinema diliyle anlatılır. Her filmde bütçe arttıkça şıklığın dozajı yükselir. Dördüncü filmde de durum değişmiyor.
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Keanu Reeves’in robotvari bir şiddet gösterisine soyunduğu, “Yeaahh” dışında birkaç cümle sarf ettiği (!) filmde başta Ian McShane olmak üzere birçok oyuncu ‘poz kesiyor’. Öykünün kötüsü Markiz de Gramont’da Bill Skarsgård fazlasıyla karikatürize. Ben en çok şûranın bir tür hakem olarak sahaya sürdüğü karakteri canlandıran, eski göz ağrılarımızdan Clancy Brown’ı beğendim. Sonuç olarak serinin önceki filmlerini beğendiyseniz bu son adımı da beğenirsiniz diye umuyorum…
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Milliyet
Dördüncü film, hem üçüncü filmin yolunu takip ediyor hem de onun yükselttiği çıtayı başka bir seviyeye taşıyor. Wick’in Yüksek Şura ve eski tanıdıkları ile olan savaşı yeni filmde de devam ediyor. New York sokaklarında atla koşturduğu ya da Vivaldi eşliğinde sergi alanında kırmadık cam bırakmadığı sahnelerin benzerleri yeni filmde de var. Yeni filmin öncüllerinden farkı ise çok uzun süresi ve stilize şiddet, dövüş, aksiyon sahnelerindeki yoğunluk. 170 dakika boyunca seyirciyi nefessiz bırakıp hırpalıyor. Bir noktadan sonra Wick’in maruz kaldığı darbelerin yorgunluğunu siz de hissediyorsunuz.
Habertürk
Bir John Wick filminden ne bekliyorsanız hepsi fazlasıyla var… Serinin formülü ilk filmden bu yana hep aynıdır: İnandırıcılık dozu düşük, gerçekçilikle ilişkisi olmayan öykü; son derece ciddi bir tavır ve şık sinema diliyle anlatılır. Her filmde bütçe arttıkça şıklığın dozajı yükselir. Dördüncü filmde de durum değişmiyor.
Hurriyet
Keanu Reeves’in robotvari bir şiddet gösterisine soyunduğu, “Yeaahh” dışında birkaç cümle sarf ettiği (!) filmde başta Ian McShane olmak üzere birçok oyuncu ‘poz kesiyor’. Öykünün kötüsü Markiz de Gramont’da Bill Skarsgård fazlasıyla karikatürize. Ben en çok şûranın bir tür hakem olarak sahaya sürdüğü karakteri canlandıran, eski göz ağrılarımızdan Clancy Brown’ı beğendim. Sonuç olarak serinin önceki filmlerini beğendiyseniz bu son adımı da beğenirsiniz diye umuyorum…