Mumya Bir Döndü , Pir Döndü
Yazar: Burak HatipoğluA.B.D.'de gösterime girdiği hafta sonu elde ettiği hasılatla çeşitli gişe rekorlarını alt üst eden "The Mummy Returns - Mumya Dönüyor" 'un ülkemizde de hatırı sayılır bir izleyici kitlesine ulaşacağına ve büyük bölümünü memnun edeceğine kesin gözüyle bakabiliriz.
Herşeyden önce işe yazar - yönetmen Stephen Sommers'ı kutlayarak başlayalım. Orta karar "The Jungle Book" ( 1994 ) ve "Deep Rising" ( 1998 )'den sonra 1999 yılında "The Mummy - Mumya" ile hedefi on ikiden vurdu. Burada kutladığımız, devam filmi ile birincisine denk, hatta ve hatta birçok sahnesinde üstün bir film ortaya koymuş olması. Sommers burada bir macera filminden beklenmeyecek kadar sağlam bir senaryoyu arkasına alarak ilk filmdeki olayları ve kişileri ustaca birbirine bağlamayı başarıyor, bir bakıma kendi destanını yaratıyor.
Oyunculara gelince .
Brendan Fraser, önce ateş eden, sonra soru soran, aklı bazen karışık kahraman Rick O'Connell rolünde ilk filmdekinden ne daha iyi, ne de daha kötü. Filmde gayet iyi duruyor.
Eşi Evelyn rolünde ise Rachel Weisz , ilk filmdeki gibi , bu filmde de hoşuma gitmedi. İngiliz kökenli , İngiliz aksanıyla konuşan başka oyuncu olmasa piyasada , bu seçimi ancak o zaman kabullenebilirim. Doğrusu kendisini sevdiğim tek film "My Summer With Des" ( 1998 ).
"Four Weddings And A Funeral - Dört Nikah Bir Cenaze" ( 1994 ) ve "Sliding Doors - Rastlantının Böylesi" ( 1998 )'nden tanıdığımız John Hannah ilk filmde olduğu gibi yine eğlendirici karakter.
"The Mummy Returns - Mumya Dönüyor" 'ın en büyük artılarından biri ise sanırım şu anda piyasada bulunan en "cool" oyunculardan ikisini bünyesinde barındırması. İlk bölümde de dehşet saçan rahip Imhotep olarak Arnold Vosloo haliyle dünyanın en iyi oyuncusu değil, ama belirli bir karizması olduğunu John Woo'nun ilk Hollywood filmi "Hard Target - Zor Hedef" ( 1993 )'den beri biliyoruz. Ardeth Bay olarak izledğimiz Oded Fehr ise kesinlikle başrollere layık bir adam.
Çocuk oyuncu Freddie Boath "büyümüşde küçülmüş" yapısıyla zaman zaman sinir bozucu ama hikayenin oluşumu açısından vazgeçilmez bir karakter.
Filmde beni rahatsız eden tek şey Akrep Kral rolündeki güreşci Dwayne "The Rock" Johnson oldu. "Mumya" serisinin üçüncü filmi ne yazık ki onun üzerine kuruluyor.
Filme gelince ise söylenecek çok fazla birşey yok.
Olay örgüsünün anlaşılabilirliği ve karakterler açısından ilk filmi izlemiş olmanızda yarar var. İzlemediyseniz, izleyen bir arkadaşınız size özet geçsin.
Doğrus filmin ilk on dakikası Rachel Weisz ve Brendan Fraser'ın kötü oyunculuklarıyla birleşince beni bir hayli endişelendirdi ama yanıldığımı çabuk anladım.
Imhotep, Imhotep'in ilk filmden hatırlanacak yardımcıları, Akrep Kral, ölümsüzler ordusu, pigmeler vs.. Hepsi bu filmde.
Akrep Kral dışında özel efektlerin tümü kabul edilebilir düzeyde. Ama sanki ilk film bu açıdan daha başarılıydı.
Tam bir eğlencelik, türünün en iyi örneklerinden. Bazı yerlerinde "Hadi canım bu kadar da değil artık" diyorsunuz ama iyi vakit geçirdiğiniz sürece bence bir önemi yok. Entellektüel kaygılar taşıyorsanız uzak durun, eğlenmek istiyorsanız koşa koşa gidin, 2 saat 18 dakikanın doya doya keyfine varın.
Önemli Not : Ortaköy'de oturan birisi olarak Ortaköy Feriye Sineması'nı zaman zaman kullanırım. Şimdiye kadarda bir şikayetim olmadı. Fakat bu filmin gösteriminde yapılanlar tam bir densizlik. Filmin ilk yarısı boyunca perdenin sol tarafının önemlice bir kısmında görüntü net değildi. Seste zaman zaman bazı sorunlar belirdi. Film arasında uyarılan sinema görevlilerinin "Ne yapalım bizdeki kopya böyle, işinize gelirse" şeklindeki tutumlarını kendilerine yakıştıramadım doğrusu. İkinci yarı görüntü düzeldiğine göre demek ki sorun kopyada değilmilş. Son yirmi dakikada yine çeşitli ses sorunları belirdi.
Kopya VCD çekimi yapanları yakalatanlara ödül vaad edeceklerine kendileri VCD kalitesinde film gösterimi yapmaktan vazgeçsinler.
Umarım bu sadece o gösterime ait bir durumdur ve bir daha böyle bir durumla karşılaşmayız.
Geceyi sadece filmin çok iyi olması kurtardı doğrusu.