Senaryosunu da Patrick Rocher ve Antoine Salome ile beraber yazan Sylvie Verheyde'nin yönetmen koltuğunda oturduğu "Madame Claude", "6 Temmuz 1923 Angers doğumlu Fernande Grudet, nam-ı diğer Madame Claude'un (Karole Rocher) hayali yaşamındaki gerçek olaylara dayandığı" belirtilen biyografik bir drama...
Fahişelerin kraliçesi olmayı kafasına koymuş olan bu Madame, yanında çalışan Kate (Jean Paul Belmondo'nun torunu Annabelle Belmondo), Nadège (Hafsia Herzi), Josie (Joséphine de La Baume), Yoshiro (Mylène Jampanoï), Suzanne (Susann Carmen Jagodzinska) ve Lola (Léa Rostain) gibi kızların, Paris sokaklarındaki iki saati 500 Frank olan mesai ücretlerinin %30'na komisyona olarak el koymaktadır...
Nadège'nin doğum günü partisinde, becerileri ile kısa sürede sağ kolu haline gelecek olan Sidonie'yi de (Garance Marillier) kadrosuna ekleyerek portföyünü genişletmeye devam etmektedir...
Ki bu Sidonie, bir hariciyecinin eğitimli bir kızıdır da aynı zamanda...
Yıl 1968...
On yedi yaşındayken hamile kalan ve doğan kızı Anne'ı (Gina Jimenez) annesine (Brigitte Hélène Morel) bırakarak Paris'e yerleşen Claude, vakti gelince onları da bir daire tutarak taşradan Paris'e taşır...
Taşır taşımasına da Claude'un yaşam tarzından hoşlanmadıkları için çok uzatmadan, geldikleri gibi gerisin geriye dönerler...
Sırada, gerçek adı Clarence olan Virginie'nin (Liah O'Prey) işe alımı vardır...
Derken...
Kendisini haraca bağlayarak koruması altına alan Jo Attia'nın (Roschdy Zem) barında takılan, Joe Panzani (Tony Martone), Marcantoni (Cédric Appietto) ve gizli aşığı André'de (Paul Hamy) mevzuya dahil olurlar...
Bu arada Claude'nin, bilgi taşıdığı polis ile de yakın bağlantılarının olduğunu öğreniyoruz...
Zaten başka türlü de yürütülemezdi dünyanın en eski mesleklerinden biri olan fahişelik...
Elbette bu kadar değil...
Kendisini ziyarete gelen konukları arasında Marlon Brando gibi şöhretli isimler de bulunmaktadır...
Yani yoksulluktan tamamen kurtulduğu gibi çevresi de iyice genişlemiştir...
"Üstelik doğru dürüst vergi de ödemeden" ...
Lütfen bu son söylediğimizi aklınızın bir köşesine not edin...
Öyle ki, polisin isteği üzerine siyasi skandallara dahi bulaşmaktadır...
1969...
Bunlar yetmez...
Ve Serge (Pierre Deladonchamps) adındaki dış işleri bakanlığı görevlisinin yönlendirmesiyle diplomasiye ve kaçınılmaz olarak dolaylı bir biçimde olsa da işlenecek cinayetlere de bulaşmaya başlamıştır...
Artık Claude, Fransa'nın en büyük genel evinin patroniçesi haline gelmiştir...
Dakika 42...
Türkiye dahil tüm dünyada, 2 Nisan 2021'de vizyona sokulan ve "büyük beklentilere girilmeden" izlenebilecek olan bu Netflix filminin bundan sonrasında sizleri, yükselen her şeyin düşüşünün kaçınılmaz olduğu yer çekimi yasasının devreye gireceği 70 dakikalık fırtınalarla dolu bir bölüm daha sizleri bekliyor...
Bitirmeden yorumumuza ilave edeceğimiz son husus ise, dönemin ruhunu yansıtan müzikleri ve prodüksiyon tasarımının yanı sıra özellikle de Karole Rocher ile Fransız sinemasının yükselen yıldızlarından Garance Marillier'nin performanslarının dikkat çekici olduğunu vurgulamak şeklinde olacak...
Keyifli seyirler,