Beyazperde
Hesabım
Ortalama puan
3,1
2 Puanlama
Blow the Man Down hakkında görüşlerin ?
5
0 Eleştiri
4
0 Eleştiri
3
1 Eleştiri
2
0 Eleştiri
1
0 Eleştiri
0
0 Eleştiri
Sırala
Filtrele:
Hepsi
“Blow the Man Down”, hikâyesini de yazan Bridget Savage Cole ile Danielle Krudy’nin yönetmen koltuğunda oturdukları bir drama…
Ki, bu aynı zamanda kameraman geçmişine de sahip olan ikiliden Savage Cole’un ikinci, Krudy’nin de ilk uzun metrajlı sinema filmi…
Dünya prömiyeri, 26 Nisan 2019’da Tribeca Film Festivalinde yapılan ve 20 Mart 2020 tarihinde Amazon Stüdyoları üzerinden (internet) Amerika’da vizyona sokulan filmin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil…
O yüzden bizde, çekimlerine, 2018 yılının Şubat ayında, Amerika’nın en uçtaki kuzeydoğu eyaletlerinden Maine’de başlanılan düşük bütçeli bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Bunun içinde, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, Coen biraderlerininkilere yakın lezzetteki “neo – noir” kategorisindeki filmlerden biri olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…
Ancak biz yorumumuza, pek çok uluslararası profesyonel eleştirmenin yaptığı gibi Coen biraderlerden ve “neo – noir” dan bahsederek devam etmeyeceğiz…
Zira bu hem kolaycılık hem de hazıra konmak olacak ve temeli, “özgün görüşler” sunmak olan tarzımıza da pek uymayacaktır…
Ki, zaten Coen biraderlerin sineması ve “neo – noir” dan da diğer yorumlarımızda, yeri geldiğince yeterince söz ettiğimizi düşünüyoruz…
O nedenle “ciddi” bir değişikliğe giderek tercihimizi, konu ve karakterler olarak değil ama barındırdığı ilginç “iki” benzerlik nedeniyle, vizyona girdiği yıl, sinema salonunda izlediğimiz “The Secret of Santa Vittoria” dan (1969) yana kullanacağız…
Peki, neler miydi bu benzerlikler?
Buyurun:
1. İçine kapalı küçük bir kasaba konsepti…
Ve…
2. Yaşananlara yönelik, “dark comedy / kara mizah” da içeren derin bir sessizlik…
Bu “sessizlik” için “Blow the Man Down” da Easter Cove’un tonton teyzeleri ile tombul şerifi devreye girerlerken, Golden Globe ödüllü “The Secret of Santa Vittoria” da ise, kasabanın belediye başkanı Bombolini (Anthony Quinn) her türlü ayarlamayı organize ediyordu…
Elbette birinde gizlenenler, yaşanan ölümler ve bu ölümlerin ardındaki failler, diğerinde de Nazi’lere kaptırılmamaya çalışılan şaraptı…
Kimse endişe etmesin, Santa Vittoria ve Bombolini’nin hikâyesine, programımıza aldığımız Stanley Kramer’in o filminin, (nitelikli film izlemeyi fazlasıyla hak eden takipçilerimiz için yapacağımız) yorumunda devam edeceğiz…
Tekrar filmimize dönecek olursak…
Zekice kurgulandığı konusunda tek bir şüpheye dahi yer vermeyen filmin, Morgan Saylor, Sophie Lowe, Margo Martindale, June Squibb ve Annette O'Toole gibi isimlerden oluşan kadın ağırlıklı oyuncu kadrosu da oldukça iyi…
Fakat anlatılan tema gereği sıklıkla başvurulan “koro” (Greek Chorus) müziği sahneleri, tek kelime ile “muhteşem” olmuş…
Hele finalde, Susie Gallagher’ın (June Squibb) Gorski’nin cesedinin içine konularak denize atıldığı soğutucuyu hortumla yıkadığı bir sahne var ki…
Emin olun bunu sizlerde, Mary Beth ve Priscilla Connolly kardeşler kadar ağzı açık bir biçimde izleyeceksiniz…
Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…
İlk önerimize gelince:
O hakkımızı da bu kez; adı pek duyulmamış sıra dışı yönetmenleri ve filmlerini takibe almayı ilke edinmiş sinemasever dostlara, “Bridget Savage Cole ile Danielle Krudy’yi de listelerinize dâhil etmeyi unutmayın” diye seslenerek kullanmak istiyoruz…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz yorum ve puanları dikkate almadan, “izleyerek kendinize bir iyilik yapın” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler
Ki, bu aynı zamanda kameraman geçmişine de sahip olan ikiliden Savage Cole’un ikinci, Krudy’nin de ilk uzun metrajlı sinema filmi…
Dünya prömiyeri, 26 Nisan 2019’da Tribeca Film Festivalinde yapılan ve 20 Mart 2020 tarihinde Amazon Stüdyoları üzerinden (internet) Amerika’da vizyona sokulan filmin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil…
O yüzden bizde, çekimlerine, 2018 yılının Şubat ayında, Amerika’nın en uçtaki kuzeydoğu eyaletlerinden Maine’de başlanılan düşük bütçeli bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Bunun içinde, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, Coen biraderlerininkilere yakın lezzetteki “neo – noir” kategorisindeki filmlerden biri olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…
Ancak biz yorumumuza, pek çok uluslararası profesyonel eleştirmenin yaptığı gibi Coen biraderlerden ve “neo – noir” dan bahsederek devam etmeyeceğiz…
Zira bu hem kolaycılık hem de hazıra konmak olacak ve temeli, “özgün görüşler” sunmak olan tarzımıza da pek uymayacaktır…
Ki, zaten Coen biraderlerin sineması ve “neo – noir” dan da diğer yorumlarımızda, yeri geldiğince yeterince söz ettiğimizi düşünüyoruz…
O nedenle “ciddi” bir değişikliğe giderek tercihimizi, konu ve karakterler olarak değil ama barındırdığı ilginç “iki” benzerlik nedeniyle, vizyona girdiği yıl, sinema salonunda izlediğimiz “The Secret of Santa Vittoria” dan (1969) yana kullanacağız…
Peki, neler miydi bu benzerlikler?
Buyurun:
1. İçine kapalı küçük bir kasaba konsepti…
Ve…
2. Yaşananlara yönelik, “dark comedy / kara mizah” da içeren derin bir sessizlik…
Bu “sessizlik” için “Blow the Man Down” da Easter Cove’un tonton teyzeleri ile tombul şerifi devreye girerlerken, Golden Globe ödüllü “The Secret of Santa Vittoria” da ise, kasabanın belediye başkanı Bombolini (Anthony Quinn) her türlü ayarlamayı organize ediyordu…
Elbette birinde gizlenenler, yaşanan ölümler ve bu ölümlerin ardındaki failler, diğerinde de Nazi’lere kaptırılmamaya çalışılan şaraptı…
Kimse endişe etmesin, Santa Vittoria ve Bombolini’nin hikâyesine, programımıza aldığımız Stanley Kramer’in o filminin, (nitelikli film izlemeyi fazlasıyla hak eden takipçilerimiz için yapacağımız) yorumunda devam edeceğiz…
Tekrar filmimize dönecek olursak…
Zekice kurgulandığı konusunda tek bir şüpheye dahi yer vermeyen filmin, Morgan Saylor, Sophie Lowe, Margo Martindale, June Squibb ve Annette O'Toole gibi isimlerden oluşan kadın ağırlıklı oyuncu kadrosu da oldukça iyi…
Fakat anlatılan tema gereği sıklıkla başvurulan “koro” (Greek Chorus) müziği sahneleri, tek kelime ile “muhteşem” olmuş…
Hele finalde, Susie Gallagher’ın (June Squibb) Gorski’nin cesedinin içine konularak denize atıldığı soğutucuyu hortumla yıkadığı bir sahne var ki…
Emin olun bunu sizlerde, Mary Beth ve Priscilla Connolly kardeşler kadar ağzı açık bir biçimde izleyeceksiniz…
Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…
İlk önerimize gelince:
O hakkımızı da bu kez; adı pek duyulmamış sıra dışı yönetmenleri ve filmlerini takibe almayı ilke edinmiş sinemasever dostlara, “Bridget Savage Cole ile Danielle Krudy’yi de listelerinize dâhil etmeyi unutmayın” diye seslenerek kullanmak istiyoruz…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz yorum ve puanları dikkate almadan, “izleyerek kendinize bir iyilik yapın” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler
- En son Beyazperde eleştirileri
- En İyi Filmler
- Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler