En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
rudeonerudeone
Takipçi
1.698 değerlendirmeler
Takip Et!
5,0
19 Ekim 2011 tarihinde eklendi
bir dönemin (60lar) gerçek anlamda başlıca sembollerinden biri haline gelmiş olan harika bir filmdir.her şeyden önce filmin içinde geçen bir konuşmaya da gönderme yaparsak;çok "stylish" tir tiffany'de kahvaltı.henry mancini yine çok uygun müzikler yapmış.new york şehri çok az filmde bu kadar güzel gelmiştir insana.audrey hepburn ve george peppard sinema tarihinin en muhteşem ikililerinden biridir.karakterler sorunlu ama sıcak,yaşananlar kimi zaman üzücü ancak sonuna kadar gerçektir.holly golightly tarihte çok az karakterin sahip olduğu bir popülariteye sahip oldu.pek çok pozu,duruşu,gülümsemesi ile posterleri,dergileri süsledi.sinemayla alakası olmayan çoğu insan bile onun bu hallerine bir yerlerde tanık olmuştur.bahsedilenler derin ve içi dolu konular.zaten çok sığ bir altyapı olsaydı bile,sırf karakterleri ve atmosferi nedeniyle izlenmeye fazlasıyla değerdi bence film.fakat hem kız çok güzel,adam çok yakışıklı,çok uyumlular,çok sempatikler,hem de hikaye oldukça doyurucu,insanı yer yer hem üzen,hem sevindiren,kısacası sonuna kadar etkilemeyi başaran bir hikaye.sinema tarihinin tartışmasız en önemli klasiklerinden.izleyen hiç kimse,"isimsiz kedi"yi unutamayacaktır herhalde.
Audrey hepburn'un izlediğim ilk filmi,bazı yerleri sıkıcı ama özellikle o yılların en ünlü oyuncularından hepburnu izlemek benim için güzel oldu,klasik asla unutulmayacak bir yapım
eğlenceli bir film, klasik severlere öneririm. sıcacık, samimi mimiklere sahip olan holly yi izlerken içinizde biyerlerde onun neşesi ve hüznünü hissediyorsunuz.. oyunculuk bu olsa gerek :)
Böyle harika bir klasik filme nasıl yorum yazılır bilemiyorum. Harikaydı.. Audrey Hepburn çok kaliteli süper bir aktrist, çok büyük bir zevkle çok beğenerek izledim..
Bayan Holly (bayan tatil), sinema tarihinin en başına buyruk aynı zamanda en özgün kadın karakterlerinden biriyle tanışmamızı sağlışkilerde iki tarafın duyguları önemlidir gerçeğini bir tarafa bırakın ya da birliktelik kelimesinin anlamını unutun yalnızca bu deli dolu kızı seyre koyulun, her yaptığı hareketi kendi gerçekliğiyle değerlendirmesine izin verin, yargılama noktasına vardığınızda isim koymayın ona çünkü o hayata isimlerle bakmaz onun için varılması gereken yerler ve huzur bulunması gereken biricik mağazası Tiffany vardır.
En sevdiğim aktristler listesinde ilk sıralarda olan Audrey Hepburn'i izlerken bir ara onun güzelliğini kelimelerle tanımlayım istedim ama kelime dağarcığım yetersiz kaldı birşeyler anlattığı sahnelerden birinde yakın yüz planı çekiminde tekrar kendime geldim Gülücük oyuncuların güzelliğiyle ilgili yorum yazmayı hep gereksiz bulmuşumdur ama bu Audrey Hepburn için geçerli olamaz :)Audrey Hepburn'nün aramızdan ayrılışını, 1993 yılında kansere yenik düşmesini bugün bile hatırlıyorum ne kadar üzücüydü.
sıcak,eğlenceli bir film.Bu filmi izleyip te Audrey Hepburn'e hayran olmayan var mıdır acaba?Duruşuyla,kıyafetleriyle,sigarayı tutuşuyla bile farklı bir kadın.Bazı yerlerde sıkıcılaşsa da güzel bir film.bazı repliklerse harikaspoiler: Fred,baby:)
ya bu filmi bu muazzam şaheseri nasıl yorumsuz bıraktınız?!!baştaki audrey yürürken ki görüntüler ve sonundaki yağmurlu sahneler müthiş!!??ve benim sahnem WHERE İS THE CAT??
Audrey Hepburn ne kadar şirin, ne kadar sempatik bir kadın ya.. en şirin olduğu film de budur galiba.. sinemanın en iyi romantik öykülerinden biri şüphesiz...audrey’nin tiffany önünde pasta yediği sahne, paul ile maske aşırdıkları sahne, kütüphanede sesli sesli konuşması harikaydı.. hele sonları.. audrey, kendini o kediye benzetiyor, isimsiz bir serseri.. sonra kediyi bırkıyor ve paul arabadan iniyor, yağmur başlıyor.. audrey biraz ilerde niyor ve paul’ün yanına gidiyor, 'Kedi nerede?' diyor ve sonra yağmurun altında kediyi arıyor.. aslında kendini arıyor bence audrey, sonra paul ile gözgöze geliyorlar bir an... ve kedinin miyavlamasını duyuyorlar.. o anda kendini buluyor audrey.....
Hayata tutunamayan iki insanın kesişen hikayesini usta bir çalışmayla ekranlara taşıyan yönetmen filmdeki bir çok olgunun simgesel yanlarını göstermede başarılı.Dönemin sancıları yüzünden yazarın escinselligi es geçilsede Capotenin dünyasını ve varoluşcu göndermelerine sadık kalınmış.Siyah gece elbisesiyle akla zarar güzelliginin zirvesindeki Audrey Hepburn'ün bakışlarına dayanmak zor.Perdeden dışarı,yüregimizin en ince yerinden yakalayan filmden heyecan duymamak imkansız.Hep aklıma takılmıştır bu filmi Kubrick çekseydi etkisinin ve görselligi nasıl olurdu?
Audrey Hepburn'e hayran kaldığım samimi sıcak ve farklı bir dönem filmi, herkesin içini ısıtacak bir film, kesinlikle izleyin, ustalara saygı arşivimin vazgeçilmez filmidir. 9/10
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.