Senaryosunu da, Alissa Nutting ile beraber yazdığı hikayeden uyarlayarak başroldeki Lucy karakterini de canlandıran Ilana Glazer ile birlikte kaleme alan John Lee'nin yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "False Positive"; gizemini sonuna kadar koruyan, başarısız bir korku gerilim denemesi olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçe ile çekildiğinin her halinden belli olmasının yanı sıra; 18 Haziran 2021 tarihindeki dünya prömiyeri, Tribeca Film Festivali'nde yapılan bu bağımsız (indie) Amerikan filmine biraz daha yakından bakalım...
***
Manhattan'daki lüks bir apartman dairesinde yaşayan...
Bir cerrah olan Adrian (Justin Theroux) ile pazarlama dâhisi Lucy'den oluşan Martin çifti...
Yaklaşık iki yıldır...
Çocuk sahibi olabilmek için neredeyse yanıp tutuşmaktadırlar...
***
Öyle ki...
Gecenin bir yarısı...
Uykusundan uyanan Lucy...
Hiç üşenmeden tuvalete kadar gidip...
Gebelik testi yapabilmekte...
***
Ertesi sabah da üzüntüsünü...
Bir kez daha...
"Bırak onu arayayım... Bak o, dünyanın en iyi beş doğurganlık uzmanından biri..." diyerek...
Asistan olarak çalıştığı hastanede kendisini eğitmiş olan...
Dr. John Hindle (Pierce Brosnan) hususunda ısrar eden kocası Adrian'a iletirken...
***
Doğal yöntemlerle anne olmakta direten Lucy'i Adrian...
En azından...
"Hadi... Bari hamile kalıp kalamayacağımızı öğrenelim...
Böylelikle...
Kalamıyorsak da...
Çocuğun üniversite fonunu, hayatımızın en iyi tatillerine harcarız..." demek suretiyle...
Dr. Hindle'a uğramaya ikna edebilmektedir...
***
Çok geçmez...
Randevu alınır...
Ve Dr. Hindle'ın "Kadınlar Merkezi"ne gidilir...
***
Vardıklarında kendilerini...
Resepsiyondaki Baş Hemşire Dawn (Gretchen Mol) karşılayacak...
Ve ellerine...
Kağıt bir bilgi formu yerine bir tablet bilgisayar verip...
Doldurmalarını isterken...
Hemşire Rita'da (Sabina Gadecki)...
İkramlık içeceklerini getirecek...
***
Ardından...
Gerekli testler de yapıldıktan sonra...
Dr. Hindle'ın muayenehanesindeki yatağa uzanılacak...
***
Kontroller bittiğinde de...
Fiziksel olarak hiçbir problemi bulunmayan Lucy'nin...
"Utero Hindle Döllenme" yöntemiyle...
Hamile kalabileceği öğrenilecektir...
***
Dr. Hindle'ın bu müjdesine ilaveten Lucy...
Aynı gün içerisinde...
Çalışma arkadaşlarından Greg'ten (Josh Hamilton) aldığı habere göre de...
Patronları Byron (Sullivan Jones)...
Kendisini terfi ettirmeye karar vermiştir...
***
Yani Lucy açısından...
Tam bir çifte kavrulmuşluk hali ortaya çıkmıştır...
***
Elbette...
Bütün bunlar için atılacak ilk adım da...
Yeniden Dr. Hindle'a gidilip...
"Utero Hindle Döllenme" yöntemi uygulaması için operasyona izin verilerek...
Beklenecek...
***
Ve...
Hamile kalındığı bilgisi...
Dr. Hindle'ın ağzından işitilir işitilmez de işin...
Kız olursa Wendy...
Erkek olursa da Adrian Jr. gibi...
Çocuğa isim bulma faslına geçilecek...
***
Ama...
Şaşırtıcı bir biçimde Lucy'nin...
İki erkek ve bir kız bebeğe hamile olduğu ortaya çıkarken...
***
Sağlıklı bir netice amacıyla...
Dr. Hindle'ın kendisi, oğlanların kalmasını tercih etse de...
Lucy ile Adrian'a...
Ya aynı kesedeki erkeklerin ikisinin birden...
Ya da kızın...
Plasentadaki hayatiyetine son verilmesi tavsiyesinde bulunacak...
***
Ki...
Adrian'ın gönlü de...
İkizlerden yana olsa da...
Lucy seçim hakkını...
Annesi Wendy'nin adını vereceği...
Kız için kullanacak...
***
Ve bunu...
Adrian'a da kabul ettirip...
Aralarında Corgan (Sophia Bush), Brin (Danielle Slavick), Mae (Jaygee Macapugay) ve Caroline (Francesca Faridany) gibilerinin de bulunduğu...
Bir anne adayı hamile kadınlar grubuna katılacak...
***
Derken sıra...
Plasentadaki Wendy'nin...
Tek başına yaşamaya devam edeceği...
Ameliyata gelecektir...
***
Fakat artı...
Her ne kadar Dr. Hindle...
Normal olduğunu ileri sürse ve önemsemese de..
Lucy'de kanamalar ve başka ters giden şeyler de baş gösterir olmuştur...
Dakika 40...
***
Gerilim dozunun giderek artacağı filmin geride kalanında, Lucy ile siz değerli sinemasever dostlarımızı; ters köşe pek çok sürprizi de bünyesinde barındıran, 52 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,