Hesabım
    Risen
    Ortalama puan
    2,8
    2 Puanlama
    Risen hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.068 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    31 Ocak 2024 tarihinde eklendi
    Senaryosunu da kaleme almasının yanı sıra yapımcılığı ve set tasarımı ile post prodüksiyondaki editörlüğünü de...

    Beş parmağındaki beş marifetle üstlenen...

    Avustralyalı sinemacı Eddie Arya'nın yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Risen"; Dünya gezegenine yönelik, olası bir uzaylı işgalinin anlatıldığı ilginç bir bilim kurgu olarak geliyor karşımıza...

    ***

    Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçe ile Kanada'da çekildiği her halinden belli olmasına karşın; gerek görsel efektler de ve gerekse de makyajlar da pek de çuvallamayan, bu bağımsız (indie) Amerikan filmine biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Film...

    "The Flying Saucers Are Real / Uçan Daireler Gerçektir" (1950) isimli kitabın yazarı, Amerikalı Donald Keyhoe'nun; kitabındaki iddiaları, bir kez daha ısrarla teyit ettiği bir TV konuşmasıyla başlar...

    ***

    Çok geçmez...

    Merly (Lily Brown Griffiths) ve Robert Windsor (Dominic Stone) çifti...

    Mutlu ve mesut bir biçimde, küçük kızları Valerie (Zahlee Moore) ve Sarah Windsor (Izzy Bridger) ile birlikte...

    Kuzey Pennsylvania'daki 1.300 kişinin yaşamakta olduğu "kurgusal" Badger kasabasındaki evlerinde masaya oturmuş...

    Tam el ele tutuşup dualarını edip akşam yemeklerini yemeye hazırlanırken...

    Aniden elektriklerin kesilip...

    Kopan bir gürültü ve şiddetle sallanan ev görüntülerinin ardından...

    Kendilerini yerde bulur...

    ***

    Sonrasında da...

    Elindeki fenerle...

    Bir dolabın içine gizlenen Sarah dışındaki bütün aile fertleri...

    Havaya karışmış olan bir zehri solumaları nedeniyle...

    Boğularak hayatlarını kaybederler...

    ***

    Elbette sıra...

    Feneri sönecek olan...

    Zavallı Sarah'a da gelecektir...

    ***

    Ki...

    Ölenlerin kesin sayısı ve bunun bir terör saldırısı mı, kimyasal bir tesisin patlaması mı yoksa bir doğa felaketi sonucunda mı olduğu...

    Şimdilik bilinmiyor olmakla beraber...

    Oldukça büyük bir can kaybının yaşandığı, söz konusu patlamaya ilişkin "flaş haberler" de...

    Ulusal TV kanallarında duyurulmaya başlanılmıştır bile...

    ***

    Bunlardan biri de...

    Kanal 6 Haber olup...

    Olay mahallindeki muhabir Samantha Bransgrove (Michela Carattini), kendisine canlı olarak bağlanan stüdyodaki sunucu Marcus'a (Wayne McDanial)...

    Kasabadaki herkesin öldüğünü ve havanın son derece zehirli olması sebebiyle...

    "Hazmat (hazardous material / tehlikeli madde)" kıyafeti olan görevliler dışındaki kimsenin de, bölgeye sokulmadığını bildirmektedir...

    ***

    Bu haberi...

    Evinde oturmuş izlemekte olanlardan birinin...

    Alkol problemi yüzünden...

    Son zamanlarda gözden düşmüş olan (ilk kez kamera karşısına geçen Nicole Schalmo'nun canlandırdığı) Nobel Ödüllü astrobiyolog/eksobiyolog Dr. Lauren Stone...

    ***

    Ve...

    Yeri gelmişken...

    "Astrobiyoloji yahut eksobiyolojinin" de...

    Disiplinler arası bir bilim olup, özellikle evrende yaşamın ortaya çıkmasını ve evrimini sağlayan jeokimyasal ve biyokimyasal etken ve süreçleri konu alır; bir başka deyişle, evrende biyolojik kökenin, evrimin, dağılımın ve canlıların geleceğinin incelenmesi...

    Olduğunu da belirtmiş olalım...

    ***

    Derken...

    Lauren, babası Jim Stone (Ken Welsh) ile yaşadığı çocukluk (Ashlee Cronin) günlerindeki hayallerine dalmışken...

    Birden...

    Kapısı çalınır...

    ***

    Gelenler...

    Amerikan Ordusu'ndan Çavuş Clayton (Alex Gallant) ile Çavuş Jones (Natasha Thomas) olup...

    Kendisini, patlama bölgesindeki karargaha götürme emri almışlardır...

    ***

    Vardıklarında...

    Lauren'i, Albay Roger Emmerich (Jack Campbell) karşılayacak ve kendisini meslektaşı Prof. David Santiago (Kenneth Trujillo) ile tanıştırıp...

    Badger kasabasına çarpanın, basketbol topu büyüklüğündeki bir göktaşı olduğu ve 1.300 masumu öldürdüğü bilgisini de verip...

    Yapılacak araştırma gezisi için...

    10 dakika içinde hazırlanmalarını isteyecektir...

    ***

    Gittiklerinde...

    Gök taşının düşerek dağıldığı oyuğun içinde, 2.5 - 3 santim büyüklüğündeki bitki fidesi benzeri bir cisim bulan ama o an için bundan kimseye bahsetmeyen Lauren...

    Akşam evinde...

    13 Şubat 2013 tarihinde Rusya'ya düşen Çelyabinsk Göktaşı videosundaki, (çocuklarının önünde vurularak öldürülen) Olga Petrov (Olga Olshansky) ile bir Rusça-İngilizce çevirmen (Elena Kozlova) aracılığıyla yapılan söyleşiyi seyredecek...

    Ve...

    Ortaya çıkan...

    "Kasabaya barikat kuruldu ama kimse bundan bahsetmiyor... Kasaba halkı nerede? Orada kimse var mı? Yakındaki kasabalar tahliye ediliyor! Vurularak öldürüldüler... O görüşmeden sonra... Rusya tam olarak ne saklıyor?

    Şeklindeki sorular...

    Kafasını büsbütün karıştırırken...

    ***

    Dr. Maria Paselo (Buffy Anne Littaua) ile Dr. Keith Herd'in (John Brown)...

    Karargah içinde oluşturulan, karantina tesisindeki bir ameliyathanede yaptıkları otopsi esnasında...

    Patlama gecesi...

    Badger kasabasında ilk ölenlerden birisi olan Robert Windsor'ın aniden dirilmesi...

    Herkes gibi onda da...

    Şok etkisi yaratacaktır...

    ***

    Üstelik de...

    Dr. Paselo'nun, Robert üzerinde yaptığı kontrollerde...

    Nabzın atmadığı, vücudun buz gibi soğuk olduğu ve kan basıncının da bulunmadığı tespit edilmişken...

    ***

    Ki...

    Bu..

    Sadece Robert'a özgü bir durum olmayıp...

    İki gün önce öldükleri tespit edilerek morga alınmış olan kasaba halkının kırk sekizi için daha geçerli vaziyettedir...

    ***

    Bunun sebebini...

    Yani 1.300 kişinin arasından yalnızca 49'unun...

    O da yiyip içmeyen ve çevresiyle iletişim kuramayan birer zombi şeklinde dirilmelerinin izahını merak eden Vali Williams'a (Sheree da Costa)...

    Mevcut bilim insanlarından George Kumar (V Trivedi)...

    ***

    Onların...

    Patlamanın merkezindeki evlerde bulundukları için...

    Teorik olarak...

    Zehirli gazı solumalarına ilaveten...

    Mevcut dünyalı DNA dizilimini değiştirerek iç organlarının, birer uzaylıya dönüşümünü sağlayan göktaşı parçacıklarını yutacak kadar talihli olduklarını düşündüklerini açıklayacaktır...

    ***

    Her ne kadar Dr. Lauren Stone...

    Bambaşka fikirlere sahip olup...

    Bunun sunumunu da...

    ABD Başkanı'nın (Paul Anthony Rogers) huzurunda yapsa...

    Ve...

    Kendilerini, çok daha büyük tehlikelerin beklemekte olduğunu belirtse de...

    Dakika 41...

    ***

    2010 yılında Discovery Channel'a mülakat veren, bu gezegendeki en sıra dışı insanlardan biri olan Stephen Hawking'in; uzaylıların dünyayı kaynakları için talan edip yoluna devam edebilme ihtimalinden endişelendiğini ifade ederek...


    "Eğer uzaylılar bizi ziyaret ederse... Bu ziyaret, Kristof Kolomb'un Amerika'ya ayak basması gibi olacaktır... Ki bu, yerli Amerikalılar için hiç de iyi olmamıştı...

    Akıllı varlıkların, tanışmak istemeyeceğimiz türden şeylere nasıl dönüşebileceğini görmek için kendimize bakmamız yeterli..."


    Deyişinin, ete kemiğe bürünmüş halinin anlatıldığı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; ters köşe sürprizleri de bünyesinde barındıran, 68 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    ***

    Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

    "Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

    Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

    25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top