Hesabım
    Örümcek ve Kız
    Ortalama puan
    3,0
    2 Puanlama
    Örümcek ve Kız hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.048 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    7 Kasım 2022 tarihinde eklendi
    Senaryosunu da, yönetmen koltuğunda oturmakta olan Ramon ve Silvan isimli ikiz "Zürcher biraderlerin" yazdığı "Das Mädchen und die Spinne / The Girl and the Spider"; Ramon Zürcher'in tek başına çektiği "Das merkwürdige Kätzchen / The Strange Little Cat" (2013) ile başlatılan ”Human Togetherness / İnsan Birlikteliği” üçlemesinin, ikincisi olarak geliyor karşımıza...

    Gelin isterseniz; oldukça düşük bir bütçeyle kotarıldığı her halinden anlaşılan, ama herkese hitap etmeyeceği de apaçık ortada olan ve sanki özenle kurgulanmış bir Ferzan Özpetek prodüksiyonunun karşısındaymışçasına bir lezzet alarak izlediğimiz bu filme biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Daha önce aynı evi paylaşan kızlardan Lisa (Liliane Amuat); aralarındaki ilişkinin detaylarını bilmediğimiz Mara'nın (Henriette Confurius) yanından ayrılarak, kendi müstakil evine taşınmaktadır...

    Ki bu detaylar konusunda, özellikle de tedirgin davranarak Mara'yı iten Lisa'nın; tek başlarına olmamaları sebebiyle, açık vermemeye çalıştığını da fark ediyoruz...

    Bakışlarından kırgın ve fazlasıyla da üzgün olduğunu anladığımız, dudağının üstü uçuklamış olan Mara; taşınma esnasında, Lisa'nın yeni evinin içinde olsa da, ortalıkta melankolik bir ruh haliyle dolanmaktan başka da bir şey yapmamaktadır...

    Zaten orta yaşlı usta Jurek (André Hennicke) ile genç yardımcısı Jan (Flurin Giger), bütün taşıma ve montaj işlemlerini birer birer gerçekleştirmektedirler...

    Üstelik Lisa'nın annesi Astrid'de (Ursina Lardi) yardıma gelmiştir...

    ***

    Derken...

    Ülkemizden çok tanıdık olduğumuz klasik komşuluk ilişkileri çerçevesi içinde...

    Bir alt katta yaşayan küçük Eleni (Yuna Andres) ile kendisinden başka yeni doğmuş bir bebeği de bulunan annesi Karen'da (Sabine Timoteo) çıkıp geliverirler...

    ***

    Herkes taşınma işine, bir ucundan sarılarak bir an önce bitirmeye uğraşırken; Eleni, Mara'nın yazıcıdan çıktısını aldığı Lisa'nın evin planının üzerine kırmızı kalemle bir kız figürü çiziktirirken, pencerenin önüne geçen Mara'da efkarlı bir biçimde sigarasını tüttürmektedir...

    Çok geçmez...

    Beyaz ve açık mavi renkteki duvarlara sahip olan evin odalarından birisine, Lisa'nın bir diğer ev arkadaşı Markus'un (Ivan Georgiev) getirdiği ve yine aynı Markus'a göre kıskançlığı çağrıştırdığı söylenen sarı kanepe de yerleştirilir...

    ***

    Bu arada Mara; elindeki fincanın içindeki sıcak kahvenin bir kısmını, Eleni'nin köpeği Kira'nın üzerine döküverir...

    Elbette gizlice...

    Ama bu durum, Eleni'nin gözünden kaçmamıştır...

    ***

    Bütün bu curcunanın içerisinde, evde bir de bir "örümcek" peydahlanır...

    Onu tek başına içeride bırakan Lisa, Mara, Astrid ve Markus; taşınma işine ertesi gün devam etmek üzere oradan ayrılarak, Lisa ile Mara'nın ortak kullandıkları eve doğru yönelirler...

    Mara çekiçle vurduğu parmağı için karşı binanın altındaki marketten yara bandı alırken; eve annesi ve Markus ile beraber geçmiş olan Lisa ise, itinayla söktükleri gardırop dahil kendi özel eşyalarını toplamaya devam etmektedir...

    ***

    Aynı esnada...

    Omzuna, bir üst kattaki Hamid'in (Dorian Heiniger) attığı tavuk tüyü konmuş olan alt kat komşusu Kerstin (Dagna Litzenberger-Vinet) ve onun ev arkadaşı Nora (Lea Draeger) ile de tanışırız...

    Tabii, Markus'un beslemekte olduğu; komşulardan Bay Arnold'a ait olan sevimli sarman kediyi de atlamayalım...

    Dakika 34...

    Ayrılık, yalnızlık, kıskançlık ve bunların neden olduğu hüznün farklı renk ve objelerin öncülük ettiği analoji ve metaforlar kullanılmak suretiyle gözler önüne serildiği bu sıra dışı filmin geride kalanında, siz değerli sinemasever dostlarımızı; filmin başlangıç sahnesindeki beton delme işleminin (Philippe Schuler) sıklıkla devam ettirildiği ve Philipp Moll'un müziklerinin coşkusu insanın ruhunu sarıp sarmalarken, entelektüel seviyenin doruklara vardırıldığı, 64 dakikalık şahane bir bölüm daha bekliyor olacak...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top