Örümcek ve Kız - Beyazperde.com eleştirisi : Bir uçuk ya da bir örümcek!

"The Girl and The Spider" tuhaflığın sınırlarında gezinen filmlerden. Bu filmler seyirciyle bağ kurmaktan özellikle kaçınır ya da alakasız nesneler üzerinden onlara mesajlar göndermeye meyilli bir psikoloji içindedirler. İkiz kardeşler Ramon ve Silvan Zürcher ilk olarak "Strange Little Cat" ile karşımıza çıkmışlardı, şimdi ‘insanların bir aradalığı’ adını verdikleri üçlemenin ikinci filmi Örümcek ve Kız ile karşımızdalar!

Modern ilişkilerin klostrofobik yapısına özdeşlik kursun diye sıkışık, karışık apartmanların arasında süzülen Zürcher Kardeşler; insanların karanlık, karışık ve karşı taraf için pek de bir şey ifade etmeyen tavırlarına ilişkin belirledikleri kişisel bir dünyanın etrafında dolanıyorlar. Mesela ne mi? Kimsenin görmediğini düşündüğümüz anlarda yaptığımız şeyleri açık ediyorlar, kişiler arasında farklı geçiş yolları yaratıyorlar. Örneğin Mara’nın uçuğunun Lisa’ya geçmesi gibi. Bu aralarındaki ilişkinin bağını açıklamada yetersiz kalsa da etkileyici bir detay, kabul!

Lisa ve Mara’nın ev arkadaşlığının bittiği bir aralıkta yakalıyor yönetmen bizleri. Lisa tek başına yaşayacağı bir eve geçmenin huzuru içindeyken, Mara somurtuk, durağan tepkilerle, kapıya yumruk atmak, dolu kağıt bardağa kalem saplamak, köpeğin üstüne sıcak kahve dökmek gibi aşırı tepkilerle çıkıyor karşımıza. Aslında filmin kişiler arasında kurduğu ilişki ağı da sıradanlıktan uzak, gerilimli, biraz cinsellik çağrıştıran ama sonrasında hemen odağını kaybettiren, herkesin diğerine dokunup geçiyormuş hissi uyandıran haliyle biraz yorucu ve anlamsız bir tat katıyor.

Ev, oda ve insan geçişleri, sıkışmış mekanların içinde daha da tahammülsüz hale geliyor. Mara fiziksel sorunlar yaşıyor, uçuk, tırnak kırılması ve başını açık pencereye çarpma gibi… Bu tesadüfi gibi gelişen, ev arkadaşı tarafından terkedilmenin psikolojisi olabilir. Aslında yönetmenler o kısmı da tam tamamlamıyor. Lisa ve Mara arasında nasıl bir ilişki var, o bakışlar, anlamlı anlamsız uzayan, hırlaşılan ve sonrasında sevgiyle bakışılan ilişki neyi barındırıyor? Lisa’nın annesi Astrid bu ikisi arasındaki ilişkiyi nasıl yorumluyor ve eve gelen tamirciyle flört ederken bu ilişkiyi öteye taşımayı umuyor mu acaba? Zürcher kardeşler dediğim gibi bir merak duygusu yaratıyorlar, tamam, ama bu duyguları o kadar çabuk bertaraf ediyorlar ki, elimizde bir avuç hormonal belirsizlikle kalakalıyoruz. Filmde bir cinsel akış var ve kimsede takılı kalmıyor, dolaşıyor, beğeniler değişiyor, gelip dolaşıp yine aynı kişiyi bulabiliyor. Film bir anlamda bunu sınıfsal ya da cinsiyete takılmadan yapıyor, bu güzel bir şey!

Örümcek faktörü bir aktarım, bir ağla bağlanma işlevi üstleniyor. Filme dahil olan herkes görünmez bir ağla birbirine bağlı ama bu bağların toplumsal, cinsel bir değeri yok, onu da kendi elleriyle yok ediyor zaten!

Örümcek bir yandan da "Strange Little Cat" filmindeki kedi gibi yan bir karakter, filme katkısı bir geçiş yaratması. Bir yandan da ürkütücü olabilecek bir hayvanın filmdeki rolünün sorguya açık olması.

Filmde çok boşluk var, yenilikçi bir sinema dili yakaladığı kesin. Yoruma açık bırakılmış alanların çekici yanını göremezseniz, sıkıcı ve hayal kırıklığı yaratan yanlarına odaklanmanız olası… Ev taşınırken ortalıkta ayak bağı olduğunu düşündüğünüz çocukların rahatsızlık boyutunu genişletmesi, alt komşunun ilk defa gördüğü Mara’yı yanağından öpüp, senin taşınmaman üzücü demesi, geceleri ayaklanan ev arkadaşının ürkütücü varlığı, Mara’nın takıntılı takıntısızlığı, Lisa’nın başrolde olup herkesten ve her şeyden çok daha normal olması, kaosun hayvanlarla tamamlanması filme kesinlikle farklı bir hava katıyor. Bir örümceğin gözünden bakıyorsak eğer, kimsenin görmediği, öznel anları zoomladığınız kesin!

twitter.com/banubozdemir